Ya sev ya terk et kampanyasının arkasında hangi güç var?

Ya sev ya terk et kampanyasının arkasında hangi güç var?

Bazı çevreler ısrarla Başbakan’ın bir sözünü istismar ederek, Kürt düşmanı, statüko yanlısı göstermek istiyor.

Başbakan defalarca –Ya sev, ya terk et-demediğini ifade etmesine rağmen bu kampanya sürüyor.

Önceki gün siyaset meydanında sözün Başbakan’a ait olduğundan hareketle saatler süren bir tartışma yapıldı. Kerameti kendinden menkul konuşmacılar, başbakan’ı nasihat makamında eleştirdiler. Kimi daha ileri giderek usulca başbakan’ın kulağını çekti.

Oysa başbakan günlerdir böyle bir ifade kullanmadığını belirtiyor.

Sokakları kan gölüne çeviren teröristleri kast ederek, bu ülkenin birliğine, bütünlüğüne, bayrağına saygısı olmayanları hedef aldığını söylüyor.

Konuşma bir bütün olarak incelendiğinde Başbakan haklı. Konuşmada Kürtleri hedef alan tek bir ima bile mevcut değil. Bilakis Başbakan’ın önceki beyanları da dikkate alındığında Kürtlere dönük himayeci bir yaklaşımının olduğu görülecektir.

Buna rağmen yıpratma kampanyası devam ediyor. Teröristleri hedef alan sözler yuvarlanıp, yuvarlanıp Kürtlere teşmil edilmeye çalışılıyor.

DTP’nin kendi dışındaki siyasetleri –Kürt düşmanı-olarak yaftalamasını anlayabilirsiniz.

Güneydoğu’da tek kalmak, başka siyasetleri yok etmek DTP’nin nihai hedefi.

Ama bu kampanya DTP’nin yönlendirdiği veya kontrol ettiği bir kampanyaya benzemiyor.

Daha geniş, daha etkili, daha kudretli bir güç var arkasında.

Sanki AKP seçim kaybetsin de varsın Türkiye bölünsün imajı veren bir güç. Erdoğan ben öyle demedim dedikçe köpürtülüp, köpürtülüp servise veriliyor.

Velev ki Başbakan böyle bir lakırdıyı söylemiş olsun. Bunu gündemde tutmanın, dağa, taşa, uçan kuşa duyurmanın ne faydası var?

Kürt vatandaşlarımızı başbakan Erdoğan’a düşman etmenin bu ülkenin birliğine, bütünlüğüne en küçük katkısı olacağını düşünen varsa buyursun söylesin.

Kimse bu kirli kampanyanın insani veya milli hassasiyetlerle yapıldığını söyleyemez.

AKP’yi alaşağı edelim de ne olursa olsun saplantısının neticesidir bu.

Ve kampanya gittikçe, vatan bölünürse bölünsün, yeter ki AKP gitsin gibi bir hal almaya başladı.

27 Nisan e-muhtırası yetmedi, Yargı darbesi yetmedi şimdi –terör darbesi-ile AKP yıpratılıyor.

İmralı-Medya el ele, Kürt vatandaşlarımızın Güneydoğu’da DTP dışındaki tek siyasete katılım aracı olan AKP’yi tasfiye etmeye çalışıyor. Kimse bunun yakın gelecekte hangi vahim sonuçları tevlit edeceğini düşünmüyor.

Siyasi husumet, din düşmanlığı basiretleri bağlayınca işte böyle olur.

Ne diyelim, bu bakar körlere Allah akıl fikir ihsan etsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi