Irak’ta “Güvenlik” Pazarlığı
Irak’ta uzun süreden beri “Güvenlik Anlaşması” pazarlığı yapılıyor. Bu konu Türkiye kamuoyuna da yansıtıldı. Ancak genellikle anlaşma çevresinde meydana gelen gelişmelerin haberlerle verilmesinden ibaret oldu. Yer yer yorum ve değerlendirmeler de yapıldı. Ama biz Irak’taki gelişmeleri merak edenlerin bile söz konusu anlaşmanın ne getirdiği, niçin reddedildiği veya neye dayanılarak bazı müspet içeriklere sahip olduğu yönünde yaklaşımlarda bulunulduğu hakkında yeterince bilgilendirildiğini sanmıyoruz.
Anlaşmayla ilgili yorum ve değerlendirmeyi sadece bir makaleye sığdırırsak biz de çok özet ve yetersiz bilgi vermekle kalmış olacağız. O sebeple bu hafta boyunca yazacağımız dört makalede bu konuyla ilgili değerlendirmeler yapmak ve bilgi vermek istiyoruz. Fakat bu dört makalede vereceğimiz bilgiler de özet olacak. Konunun bütün ayrıntısının ortaya konması ve içeriğe dair her bir hususla ilgili değerlendirme yapılabilmesi için bir kitap yazılması gerekir. Yine de yazacağımız dört makalenin genel anlamda fikir vereceğini umuyoruz.
Sürdürülen tartışmalar ve yürütülen pazarlıklar kamuoyuna genellikle “Güvenlik Anlaşması” başlığı altında yansıtıldı. Bu yüzden zihinlerde “güvenlik” kavramı etrafında bir kanaat ve ön yargı oluştu. Tabii böyle bir kanaat de “neyin güvenliği, Irak’ta kurulan rejimin mi, Irak halkının mı, çevre ülkelerin mi, işgalci askerlerin mi?” sorusunu akla getirdi. İşin içinde bunların hepsi var, ama çerçeve daha geniş ve asıl yoğunlaştığı hususlar bunlar değil. Sonra anlaşma gereği ABD işgal güçlerinin 2011’de çekileceği bilgisinin öne çıkması üzerine vitrinde bir “çekilme anlaşması” imajı oluşmaya başladı. Gerçekte ise bu, Irak ile ABD arasında bir işbirliği anlaşması. Genel çerçeveyi belirleyen anlaşmanın resmi adı da “Irak ve ABD Arasında Dostluk İlişkisi İçin Stratejik Çerçeve Anlaşması” şeklinde. Buna bağlı olarak işgal güçlerinin konumlarını ve geleceklerini belirleyen resmi adı da “Irak’taki Amerikan Güçlerinin Geçici Varlığı, Faaliyeti ve Çekilmesi Hakkında Anlaşma” olan ikinci bir taslak daha kabul edildi.
Metin, Irak Bakanlar Kurulu’nun 16 Kasım Pazar günü düzenlenen olağanüstü toplantısında büyük çoğunluğun onayıyla kabul edildi. 32 üyesi bulunan Irak Bakanlar Kurulu’nun söz konusu anlaşmanın görüşüldüğü toplantısına 28 üye katıldı, Kadın İşleri Bakanı Bayan Neval Samarrai ret, diğer 27 üye kabul oyu kullandı.
Bakanlar Kurulu’nun kabulünden sonra metin görüşülmek ve oylanmak üzere parlamentoya iletildi. Parlamentoda tartışması 17 Kasım Pazartesi günü başladı. İlginçtir ki parlamentoda tartışmasının devam ettiği sırada Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’yle ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Ryan Crocker anlaşmayı törenle imzaladı. Tabii böyle hükümetin onaylaması ardından da bir bakan ve bir büyükelçi tarafından imzalanması üzerine gelişmeleri takip edenler de anlaşmanın kabul edildiğini ve fiilen uygulamaya geçirildiğini düşünüyor. Oysa geçerli sayılabilmesi için parlamentoda da kabul edilmesi gerekiyor. Ardından Irak adına Başbakan Nuri el-Maliki, ABD adına da Bush imzalayacak. Ondan sonra resmen uygulamaya geçirilecek.
Irak Dışişleri Bakanı ve ABD Büyükelçisinin metni önceden imzalamalarının hem bir ön muvafakat hem de parlamentoyu yönlendirme amacı taşıdığını sanıyoruz. Gelişmeler Irak Meclisi üyelerinin irade özgürlükleri hakkındaki tereddütlerin de bayağı artmasına sebep oluyor. Kurgu demokrasilerde parlamento üyelerinin görevi temsil ettikleri kitlelerin iradelerini ve tercihlerini yansıtmak değil arkadan verilecek işaretlere göre parmak kaldırmak veya indirmektir. Irak’taki parlamento da işte bu şekilde işleyen bir robot parlamento gibidir. Bu sebeple Irak Meclisi Sözcüsü Halid el-Atiyye’nin anlaşmanın parlamento tarafından da onaylanacağı yönündeki tahminlerinin doğru çıkacağını; el-Atiyye’nin konuyla ilgili açıklamasının bir tahminden ziyade perde arkasından işaret verme rolü oynadığını düşünüyoruz.
Böyle olmakla birlikte parlamento üyelerinin ezbere oy vermiş olmamaları için 17 Kasım Pazartesi günü taslak maddelerinin kendilerine okunmasına başlandı ve tartışılıyor. Biz madde madde okuma imkânına sahip değiliz. Ama genel çerçevesini Irak parlamentosuyla birlikte tartışacağız.
Parlamentonun metni 24 Kasım’da oylaması bekleniyor. Çünkü bu konuyu sonuca bağladıktan sonra yıllık tatile ve Kurban bayramı tatiline çıkacak. Maliki ile Bush tarafından imzalanması işleminin de ay sonundan önce gerçekleştirilmesi ve anlaşmanın gelecek ayın başından itibaren uygulamaya geçirilmesi bekleniyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.