Paşalara zırhlı uçaklar
Mehmetçik’e teneke karakollar!
- Lütfü Bey; Genelkurmay Başkanlığı’na makam aracı olarak füze kalkanına sahip iki uçak alınıyor. Uçakların maliyeti de 100 milyon dolar tutuyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
- Oldu olacak Genelkurmay Başkanlığı’na makam aracı olarak bir tane de uzay aracı alınsın! Mesela Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız'ı bundan böyle ailesiyle yapacağı pikniklere bu uzay aracı taşısın! 12 milyon dolarlık askeri helikopterle ailesini pikniğe götüren Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız paşamız, emrinde bir uzay aracı olsa, acaba onu da ailesini pikniğe götürmek için kullanır mı?! Hadi geçtik uzay aracını, Genelkurmay Başkanlığı’na alınacak olan 100 milyon dolarlık bu iki uçak, acaba Hasan Iğsız gibi paşaların ailelerinin özel aracı olacak mı? Pikniğe gitmek gibi ailelerin özel işlerinde de kullanılacak mı? Yahu biz karadaki makam aracı saltanatından şikâyet ederken, meğer havadaki makam aracı saltanatı almış başını gitmiş. Kimi paşamız 12 milyon dolarlık askeri helikopterle ailesini pikniğe götürmüş, kimi paşamız da askeri helikopter gönderip kendisine balık getirtmiş. Halk muhtaç bir lokma ekmeğe, paşalarımız helikopterle gider pikniğe! Hadi diyelim ki, Genelkurmay Başkanlığı’na makam aracı olarak alınacak olan bu iki uçak, bu şekilde kullanılmayacak. Yine de çoğu insanımızın yoksulluk sınırında, açlık sınırında olduğu, çöplüklerden beslendiği bu ülkede makam aracı olarak 100 milyon dolarlık iki uçağın alınması millete küfür edilmesi gibi olacak. Öyle ya, paşalara makam aracı olarak alınacak bu iki uçak şu fakir milletten kesilen vergilerle alınıyor. Peki bu uçaklar ne amaçla alınıyor? Genelkurmay Başkanlığı’na göre, bu uçaklar paşaların seyahatlerinde can güvenliklerinin sağlanması için alınıyor. Şu işe bakın; sınır boylarında PKK ile göğüs göğüse çarpışan Mehmetçikler'e teneke karakollar, paşalara ise 100 milyon dolarlık zırhlı uçaklar! Mehmetçikler'e plastik mermileri bile geçiren teneke karakollar, paşalara ise füze kalkanına bile sahip uçaklar! Vicdan bunun neresinde?
VİCDANLAR İKTİDARA!
- Vicdan deyince "Vicdanlar İktidara" adlı kitabınız aklıma geldi. Her türlü vicdansızlığın zirveye tırmandığı şu günlerde, vicdanların iktidar olması üzerine konuşarak sohbetimizi sürdürelim mi?
- Maalesef vicdanların değil, cüzdanların iktidar olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Ve vicdanların değil, cüzdanların iktidar olmasının acı sonuçlarını hep birlikte görüyoruz. Vicdanların iktidar olmadığı bir dünyada zulüm olur, sömürü olur, her türlü ahlaksızlık olur. Nitekim dünyamızın durumu da budur. Hadi bırakalım dünyayı, kendi ülkemize bakalım. Vicdanların değil, cüzdanların iktidar olduğu kendi ülkemizdeki duruma bir göz atalım. Böyle bir ülkede mesela hakimlerin vicdanlarının sesini dinleyerek değil, cüzdanlarının sesini dinleyerek karar vermesine niye şaşalım? Mesela doktorların acilen ameliyat olması gereken hastalarına "Ameliyat paran var mı" diye sormalarına ve de hastalarına "paran yoksa öl" muamelesi yapmalarına niye şaşalım? Bir ülkede iktidar vicdan değil cüzdan ise, her meslek mensubunun cüzdanlarının sesini dinleyerek hareket etmesine niye şaşalım? Eğer bu durumdan şikâyetçi isek, önce kendimizden başlayarak vicdanları iktidar yapalım. Vicdanları beynimizde ve kalbimizde iktidar yapmadıkça, her türlü vicdansızlıkla karşılaşmaya hazır olalım. Elbette bu durumda müteahhitler, bir depremde binlerce insanın öleceği demirinden, çimentosundan çalınmış binalar yapar; mühendisler bu çürük binaları onaylar; devlet de bu olup bitenlere göz yumar. Elbette bu durumda polisler kendilerine emanet edilmiş ve suçlu olup olmadıkları mahkemece henüz belirlenmemiş gözaltındaki insanlara işkence yapar. Elbette bu durumda henüz çocuk yaştaki kızları seks kölesi olarak pazarlayanlar, henüz çocuk yaştaki gençleri uyuşturucuya alıştıranlar ortalıkta cirit atar. Belki şimdi diyebilirsiniz ki, bütün bu vicdansızlıkları önleyecek olan yasalar. Ancak unutulmasın ki yasaları da insanlar uygular. Eğer insanların beyinleri ile kalplerinde vicdanlar değil, cüzdanlar iktidarsa, o yasalar neye yarar? İşte onun için diyorum ki, vicdanlar iktidara! Gerçekten de çok ihtiyacımız var vicdanların iktidar olmasına...
BAŞÖRTÜSÜZ İKTİDAR OLUNUYOR DA BİZ Mİ OLMADIK?
- Deniz Baykal'ın çarşaflı hanımları CHP'ye üye yapması, onlara parti rozeti takması "CHP muhafazakarlaşıyor" yorumlarına neden oldu. Sizin bu konudaki yorumunuz nedir?
- Hanımların yüzde 70'inin başörtülü olduğu bu ülkenin gerçeğidir. CHP'nin başörtülü, çarşaflı hanımları üye yapması da sonunda bu gerçeği kabullenmesindendir. Ancak sadece bunları yapmak CHP'nin gereken oyu alıp iktidar olması için yeterli değildir. CHP iktidar olmak istiyorsa her şeyden önce muhafazakarlıkta öteki muhafazakar partileri geçmelidir. Bunun için mesela ne mi yapmalıdır? CHP kapılarını sadece çarşaflılara açmakla kalmamalı, nevresimlilere de açmalıdır! Hatta bu konuda daha da ileri bir adım atıp, CHP'nin kapılarını burkalılara da açmalıdır! Neden bunu yaptıkları sorulursa da "Ne de olsa bizim genlerimizde ilericilik var; ileriyi görüp bu adımı attık" şeklinde bir açıklama yapmalıdır! Bu arada CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, konuşmalarında adı ile çarşafı bir araya getiren cümleler kullanmalıdır. Mesela "Deniz çarşaf gibiydi ve çarşaf gibi denizde yüzmek bana iyi geldi" türünde konuşmalıdır! Ayrıca sadece çarşaflılarla kucaklaşmakla kalmamalı, sarıklılarla da kucaklaşmalıdır! Dahası, "Çarşaflılar da, sarıklılar da başbakan, cumhurbaşkanı olabilmeli" şeklinde bir öneride bulunmalıdır! Eğer CHP içinde Necla Arat, Güldal Mumcu gibi bazı milletvekilleri tüm bunlara karşı çıkacak olurlarsa, onlar da ikna odalarına alınmalıdır! İkna odalarının yönetimine de İstanbul Üniversitesi'ndeki ikna odalarının mucidi CHP milletvekili Nur Serter atanmalıdır! Neyse bu konuda mizah yapmayı daha fazla uzatmayayım. İşin gerçeğine gelip bu konuyu noktalayayım. O gerçek de şu ki, seçmenin önemli bir bölümünü oluşturan başörtülüleri dışlayarak ömür boyu iktidar olamayacağını CHP nihayet anlamış bulunuyor. "Başörtülülersiz iktidar olunuyordu da biz mi olmadık" demeye getiriyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.