Milli Görüş iktidarı ve yerel seçimler
Yerel seçimler deyip geçmeyiniz
Evet, yerel seçimler, yerel yönetimler deyip geçmeyiniz. Yerel yönetimler, iktidarların alt yapısıdır.
Altyapı çürük olursa, üstyapı da çürük olur. Üst yapı çürük olursa, kısa ömürlü olur ve dahi çürük üst yapıdan, muktedir olmayan, hükûmetler çıkar. Milletimiz umduğunu bulamaz. Bal yapmaz arı veya kesmez balta misâli hükûmetlerden dolayı ülkelerarası medeniyetler ve teknolojiler arası yarışında ülkemiz gerilerde kalır. Tıpkı şimdi olduğumuz gibi...
Peki öyleyse altyapı olan yerel yönetimlerin sağlam olması için ne yapılmalıdır? Çâre nedir? Açıklayayım:
Altyapının ve üstyapının sağlam olması için, o altyapının kadrosu sağlam bir parti tarafından seçilmiş, oluşturulmuş olması gerekir.
Sağlam bir parti nasıl oluşur?
Sağlam parti, oluşması için o partiyi kuran insanların, her yörenin sağlam insanlarını arayıp bularak, seçmeleri, dürüst, sözünün eri, haramı, helali, başka bir deyimle ak parayı, kara parayı ayırd etmesi, haramlara yanaşmayan bir kadro teşkil edilmiş olması icâb eder.
Bizler, Millî Görüşçü partilerimizi kurarken, geliştirirken işte bu şekilde titizlik göstererek teşkilatlanmaya başladık. Falancanın devresinde çok oyu varmış. Falanca zenginmiş, partiye bağış yaparmış, reyimiz artsın da kim gelirse gelsin, demedik.
Zirâ temel prensibimiz ÖNCE AHLAK VE MANEVİYAT prensibi idi.
Pratikte bu temel prensibimizin sonucu ne oldu. Önce yerel yönetimlerde REFAH PARTİSİ UYGULAMASINDA olduğu gibi iktidara geldik, sonra REFAH’IN ÖNLENEMEYEN YÜKSELİŞİ başladı, sonunda bütün partileri sollayarak birinci parti olduk.
Tatbikattan misaller verelim:
1980 askeri darbesinden sonra ANAVATAN PARTİSİ kuruldu. Belediyelerde de merkezi yönetimde de olağanüstü darbe şartlarından yararlanarak iktidara geldi. Ama kısa zamanda yıldızı söndü. Niçin söndü, çünkü belediyelerde genellikle rasgele seçilen başkanlardan halkımız umduğunu bulamadı. Yolsuzluklar, adam kayırmalar gibi mahalli sebebler, dolayısıyla insanlarımızın bu partiden sıtkı sıyrıldı.
Zirâ halkımız, merkezi yönetimlerden ziyâde, yerel yönetimlerle, daima temas halindedir. Belediyelerde işlerin nasıl çığırından çıktığını bizzat müşahede eder, eliyle tutmuş gözüyle görmüş olur. Hem iktidarlar ve hem de yerel yönetimler hakkında hükmünü verir, onların notlarını kırar. Sandıkta icablarına bakar.
Anavatan Partisi’nin yıldızının sönmesi böyle oldu. Bilindiği gibi arkasında halkımız yerel yönetimlerde CHP ve ORTAKLARINI denedi. Bilhassa İstanbul’da, İSKİ’de yapılan suistamaller ayyuka çıktı, bu partinin de defteri dürülmüş oldu.
Arkasından Refah Partisi sahneye çıktı, ilkin 550 belediye kazandı, Refah Partisi’nin de belediyeleri işbaşı yaptıktan sonra, belediye gelirlerinde diğer partilerin belediyelerine nazaran, Refah belediyelerinde gelirler ortalama 10 misli arttı. Halka verilen hizmetlerde, 10 misli artınca, bu sağlam alt yapı sâyesinde Refah Partisi birinci parti oldu. Eğer 28 Şubat darbesi ile REFAH’ın önü kesilmeseydi tek başına kitidara gelerek belki de en güçlü CUMHURİYET HÜKÜMETİNİ kuracak, Türkiyemiz LAFTA değil, gerçekten her bakımdan uluslararası yarışta MUASIR MEDENİYET ve TEKNOLOJİK alanda en ÖNE GEÇEBİLECEKTİ.
Parlamentoda mevcut sandalye sayısını elde ederek hükûmet olmak başka şeydir, MUKTEDİR OLMAK başka şeydir.
Yakın tarihimizde Millî görüş tek başına iktidara gelmedi amma parlamentoda 48 veya 24 kişi ile temsil edildiği dönemlerde, akla, hâyale gelmeyecek derecede, muktedir olmasını becermiştir, mesela:
– Tarihi Kıbrıs çıkarmasında itici güç biz idik, bizim imzâmız vardır.
– Ağır Sanayi Hamlelerini biz başlattık.
- Manevi kalkınma atılımlarında, bizim emeğimiz vardır. Gerek Ecevit ile gerekse Demirel ile kurduğumuz koalisyonlarda 600’ü aşkın imam hatip okulu açtırdık, buna benzer hizmetler gerçekleştirdik.
– Gerek CHP ile gerek, Adalet Partisi ve diğer ortaklarla kurduğumuz hükûmetler döneminde KESİNLİKLE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI DİYE bir zulme izin vermedik.
– İştirak ettiğimiz bütün koalisyonlarda, Türkiyemizi asla IMF’nin inisiyatifine teslim etmedik. Tam tersine ekonomik kurul başkanı olan Erbakan Hocamız, bütün gücüyle ÜLKEMİZİN SAĞLIKLI EKONOMİYE GEÇMESİ için çalıştı. Faiz sömürüsüne izin vermedi, kendi gücümüzle kalkınma hamlesini başlattı. Sözü kısa keserek sadede gelelim. Bilindiği gibi yerel yönetim seçimleri yaklaşmıştır. Millî Görüş prensipleriyle çalışan SAADET PARTİSİ, daha da tecrübe kazanan SAĞLAM KADROLARIYLA, Yerel yönetimlerde azîz milletimizin hizmetine taliptir. Cenab-ı Hak’tan, bu seçimlerin millet ve memleketimiz için hayırlı, uğurlu olmasını temenni ve niyaz ediyor selam ve sevgiler sunuyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.