Baykal da CHP’den gider mi?
Siyasî yasaklar kalktıktan sonra DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’i, Entelektüel Boyut programına konuk etmiştik. O gün sayın Ecevit’e “CHP’nin genel başkanı olduğunuz halde neden bu partiyi bırakıp DSP’yi kurdunuz?” diye sorduk. Bir liderin partisini terk edip sıfırdan parti kurması görülmüş şey değildi. Bir tarafta hazır bir tezgâh, bir tarafta iğneyle kuyu kazmak.
Bülent Ecevit aynen şöyle demişti:
-CHP kendine has bir parti, bazı şeyleri aşamadım.
Bu sözün ne kadar doğru olduğunu bugün en iyi sayın Deniz Baykal yaşıyordur. Baykal, aslında bu ülke gerçeklerini biliyor. Fakat o çıkmazda olan bir insan gibimize gelmekte. Kalbinin derinliklerinde olanlarla “kendine has bir parti” şartları çatışmakta. Arayışları bundan. Son arayışı tesettürlü hanımları partisine üye kabulü oldu.
Muhafazakâr kitle Deniz Beyi bu hareketinde samimi bulmadı. Örtünmeyle alakalı her tasarrufu mahkemeye taşımasını unutmamıştı.
Kendi partisindense eleştiriler geldi.
Muhafazakâr tabana bir şey diyemezdi. Değişim imajıyla onların oyuna talipti. Partililerine, CHP taraftarına ise diyecekleri vardı. Onları ikna etmesi gerekiyordu. Bu münasebetle CHP için öz eleştiri/nefs muhasebesi yaptı. Tek parti diktasına dikkat çekti. Şu gün, şu saatte kalkıp kıyafetinden dolayı vatandaşı Ankara’nın merkezine sokmayan tek parti CHP’sinin faşizan üslubunu devam ettiremeyiz mealinde konuştu. Kıyafet tüzüğü çıkartmanın kendi işleri olmadığını dile getirdi. Sosyal demokratlıklarına vurgu yaptı. ‘20’li, ‘30’lu, ‘40’lı yılların CHP’si olmayacaklarını beyan etti. Bazı CHP’liler sanki çıldırdı. Başkanlarını mazilerine karşı reddi miras yapmakla suçladılar. “Hain” diye terbiyesini bozan bile var. Fotoğrafa bakınız. Bir genel başkan, partisinin uzun ömrünün bir dönemindeki yanlış uygulamalara dikkat çekiyor fakat yaylım ateşine tutuluyor...
Demek ki Ecevit haklıymış.
CHP kendine has bir parti.
Genel başkanlar bile o taşlaşmış nüveyi kıramıyor, aşamıyor, geçemiyor. Yol kesenler taassubun en koyusundalar. CHP’yi parti gibi değil kutsal bir varlık olarak telakki ediyorlar.
Genel başkanlarına dil altından satılmış demeye getirerek karşı devrimcilerin dedikodularını yaymakla itham ediyorlar.
Bunu diyenler devrimci..
Gerçekleri yazanlar karşı devrimci...
Breh, breh, breh!
Sayın Deniz Baykal, CHP’den ayrılır mı? Ayrılmak zorunda kalır mı? O bir avuç kindar kitle Baykal’ı asla affetmeyecektir. O kitle yalnızca CHP’nin değil Türkiye’nin de başının derdidir. Her türlü uzlaşmazlığın sebebi bunlardır. Adalete, siyasete, üniversiteye çöreklenmişler, bu memlekete nefes aldırtmıyorlar.
Baykal zor günler geçirebilir.
Altı oklu amazonlar:
-Ya sev, ya terk et! diye çığlıklar atıp tamtamlar çalabilirler.
Buna rağmen papuç bırakmamalı.
Bugüne kadar onların sesini dinledi.
Artık vicdanının sesini dinlesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.