Hû! Hû! Hû!
Başbakan, Alevî temsilcileriyle görüşüyor. Eğer bana; “İyi mi ediyor; kötü mü?” diye sorarsanız size tereddütsüz cevap veririm: Çok iyi ediyor! Hem de çok iyi ediyor, derim.
Ama ben, bu görüşmelerden huzurla çıkacağımızı, daha doğrusu, bütün Alevî camiasını memnun edeceğimizi hiç sanmıyorum. Çünkü Alevîlik, anlatılmaz bir bilgisizlik ve taassup yüzünden, Türkiye’mizde tam bir kör düğüm haline gelmiştir. Bu bakımdan Alevîlik konusunda atılacak her adım, başka bir Alevî topluluğunun hücumlarıyla karşılaşacaktır. Bu, Alevîliğin hem Alevîler, hem de Sünnîler tarafından yeteri kadar bilinmemesinden kaynaklanıyor. Türkiye’de, Alevîlerin kaç parçaya bölündüğünü ve neden bölündüğünü, önce tam bir tarafsızlıkla sosyologlarımızın yani ilim adamlarımızın incelemesi gerekir. Yani Alevî topluluğu içinde kim Alevîdir, kim Alevîlikten kopmuştur? sorusunun cevabını dosdoğru vermemiz lazım.
Mesela Çorum’da bir kısım Alevîlerimiz kendileri için bir câmi inşa ettiler. Başka bir alevî topluluğu ise, yapılan o yeni câmiyi taş yağmuruna tuttular. Câmiyi yapanlar da, câmiyi taşlayanlar da Alevî olduklarını iddia ediyorlar. Peki siz bu gruplardan hangisini Alevî olarak kabul edeceksiniz?
Bazı Alevîlerimiz, komünizme kaymışlardır. Sünnîler arasında da komünizme sevdalananlar var. Bir insan komünist olamaz mı? Elbette olur. Ama komünizme gönül verenlerin Alevîlikle de, Sünnîlikle de hiçbir ortak bağları kalmaz. Çünkü samimi bir komünist, Alevî inancının da, Sünnî inancının da en büyük düşmanıdır. O bakımdan, bir insan hem Alevî, hem de komünist olamaz.
Bazı Alevîlerimiz Şaman inancı içinde olduklarını söylüyorlar. Şamanizm, İslamiyet’ten önceki devirlerde, milletimizin örflerinden, âdetlerinden inançlarından ibarettir. Bir insan Musevî, İsevî, Putperest, Mecusî olabileceği gibi Şamanist de olabilir. Ama Şamanizm, Alevîlikle kat’iyyen bağdaşamaz. Alevî de Şamanist olamaz.
Bazı Alevîlerimiz “Ali’siz Alevîlik!” diye bir safsata içindedirler. Alevîlik, Hz. Ali’nin yanında, yolunda olmak demektir. “Ali’siz Alevîlik” “kanatsız kuş! Motorsuz otomobil! Beyinsiz insan!” iddiasına benzer. Hiç kimse Hz. Ali’yi sevmek ve O’nun yolunda olmak mecburiyetinde değildir. Ama Ali’siz Alevî olduklarını söyleyenler, kendilerini Alevî olarak göremezler ve gösteremezler.
Dünya Ehl-i Beyt Başkanı Fermani Altun ile Cem Vakfı Başkanı Prof. İzzettin Doğan arasında bir tartışma oldu. Fermani Altun diyor ki: “Bizim dedelerimiz Alevîlik konusunda yeteri kadar bilgi sahibi değiller. Mesela onlara soruyorum: ‘Hacı Bektaş Veli kimdir? Ne yazmıştır? Ne söylemiştir?’ diyorum. Bana sadece ‘Hû’ diye cevap veriyorlar. Dedelerimizi eğitmek için bir akademi açmalıyız! Alevîliği doğru çizgileriyle dedelerimize öğretmeliyiz!”
İzzettin Doğan, hem de bir profesör olmasına rağmen, Fermani Altun’un teklifine şiddetle itiraz ediyor. Fermani Altun da Alevî İzzettin Doğan da. Peki nasıl çıkacağız bu işin içinden? Canım efendim bundan kolay ne var? “Hû” dememiz kâfi!
-Hû! Hû! Hû!
Oldu mu şimdi? Oldu diyenler “Hû!” demeye devam etsinler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.