Kürtçe TRT gelirken
Yaklaşan yerel seçimler ve bütçe görüşmelerinin ateşli tartışmaları arasında kaynayıp gitmesin.
Çok önemli bir konuda geriye saymaya başladık.
1 Ocak 2008 itibarıyla TRT’nin Kürtçe kanalı yayına başlıyor.
24 saat yayın yapacak bu kanal, kuşkusuz çok uzun ve yorucu bir çalışmanın, bir o kadar tartışmanın ve dengenin sonucu olarak karşımıza çıkıyor.
* * *
Öncelikle TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’le ilgili birkaç söz söylemek yerinde olur.
Başbakan Tayyip Erdoğan TRT Genel Müdürlüğü konusunda onun üzerinde ısrar ederken pekçok kişinin kafasında soru işaretleri vardı.
Medya dünyasına uzaklığından ‘tipik bir bürokrat’ olup olmadığına kadar farklı değerlendirmeler yapıldı. ‘TRT konusundaki başarısız girişimlerden birisi daha sahnede’ diyenler oldu.
Ama İbrahim Şahin pekçoğumuzu yanılttı. Sadece birkaç kez sohbet şansım oldu. Doğrusu bu kadar sakin görünüşlü bir adamın, bir o kadar hızlı ve Kürtçe televizyon örneğinde olduğu gibi kararlı olmasına şaşırmadım dersem yalan olur.
* * *
TRT’nin Kürtçe hamlesine yönelik eleştirilere bakalım.
Meseleyi ‘Devletin televizyonunda Kürtçe yayın yapılması bölücülüktür, Türkiye’nin üniter yapısına aykırıdır’ ekseninde alanlar.
‘Devlet TRT eliyle Kürtçe yayın yaparak sorunun çözülmesini daha da imkansız hale getiriyor’ diyenler.
Bir de ‘İyi bir proje, ancak başarılı olması imkansız. Hem kadro yok, hem de bazı dengeler buna izin vermez’ diyen umutsuzlar.
* * *
Birinci kategoriye birşey anlatmak çok zor. Meselenin bugünlere gelmesinde onların oynadığı rol ortada. Ancak kabul etmek lazım ki gerek devlet içinde, gerekse kamuoyunda her zaman belli bir güce sahipler. Onun için ısrarla ve dikkatle meselenin özünü anlatmak gerekiyor.
Burada kuşku yok ki MHP’ye çok iş düşüyor.
Ancak en az bu kadar önemli bir diğer kategori, kendisini Kürt meselesinin sahibi olarak ilan edip, yıllardır işi bir rant kapısına çevirenler.
İşte orada biraz durmak gerekiyor.
Gerek siyaset, gerekse kültür alanında kendisini ‘Kürtlerin hamisi, sahibi, öncüsü, önderi’ sayanların, 25 yıldır ülkeye nasıl kanlı bir tablo armağan (!) ettiklerini hepimiz biliyoruz.
Şimdi TRT’nin Kürtçe yayın hamlesinden rahatsızlar. Çünkü yıllardır ‘kendi halkları’nı kandırmak için kullandıkları en önemli kartlardan birini daha kaybetmek üzereler.
‘Devlet TRT üzerinden bizim kültürümüzü yozlaştırmak istiyor, yayının amacı bu’ diyenler, yıllardır bu coğrafyada Kürtlerin sahip olduğu değerleri parçalamaktan başka bir iş yapmadı.
* * *
Gelelim projeyi olumlu bulan umutsuzlara.
Evet, projenin önünde pekçok zorluk var. Kadro bulmak kolay değil, yayın çizgisini oluştururken pekçok hassas dengeyi göze almak zorundasınız.
Ancak tüm bunları aşabilecek birkaç önemli avantaj var.
İbrahim Şahin’in yanı sıra işin koordinatörlüğünü üstlenen Sinan İlhan ve ona her aşamada yardımcı olan iki değerli isim; Kamil Kayalı ve Sadık Yalsızuçanlar.
Bu işin üstesinden gelecekler, inanıyorum.
Ayrıca bu yayın projesi, öyle tek başına karar alınmış ve çılgınlık olsun diye yapılmış bir iş değil.
Hükümetin öncülüğünde, özellikle Başbakan’ın kararlı tavrıyla, TSK ve diğer güvenlik kurumlarının da ikna olduğu önemli bir adım atılıyor.
Tıpkı Irak konusunda olduğu gibi burada da ‘devlet aklı’ yürürlükte. Zaten atılan bu adımı da Irak meselesinden bağımsız düşünmek mümkün değil.
Nedeni bir sonraki yazıya kalsın.