Bilindiği gibi, SayınBaşbakan, Gazze'de devam eden katliamı önlemek maksadıyla bazı Ortadoğu ülkelerini ziyaret etti.

Şayet Erdoğan bu girişiminde samimi ise gereken önlemleri almaya önce Türkiye'den başlamalı idi.

Önce Türkiye'den başlamalı idi diyorum, çünkü, Saadet Partisi Sayın Genel Başkanı Prof. Numan Kurtulmuş bey, iki gün önceki beyanatında, Türkiye'nin, İsrail'e karşı katliamı önlemeye yönelik olarak, alabileceği çok ciddi yaptırımlar yapabileceğini açıkladı.

Şöyle ki:

1-İsrail Büyükelçimizi geri çekmek,

2-Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nı, Avrupa Birliği'ni, İslâm Kalkınma Örgütü'nü ve Arap Birliği'ni harekete geçirmek,

3-İsrail-Suriye görüşmelerindeki arabuluculuktan vazgeçmek,

4-Kızılay'ı devreye sokmak,

5-Gazze'deki yaralıları Türkiye'ye getirmek,

6- İsrail-Türkiye Dostluk Grubu'nu tamamen feshetmek,

7- İsrail ile yapılmış olan askerî anlaşmaları feshetmek,

8-İsrail Jetlerinin Konya'daki askerî eğitim uçuşlarına son vermek...

Değişmez kuraldır. Bir kimsenin sözünün tesirli olması için, önce kendisinin inandıklarıyla amel etmesi gerekir.

Hatta, şu sekiz teklifin sadece bir ikisinin yerine getirilmesi ile iktifa edilmesi bile, istenilen neticeyi gerçekleştirmeye kafi gelmeyebilir.

Böyle olunca da o kişinin sözlerinde, samimi olmadığı anlaşılır.

İsrail'i kınamayı önlemek için hareket edildiği izlenimi yaklaşan yerel seçimlerde sırf, oy kaybını önlemeye yönelik olduğu anlaşılır.

Zira bilindiği gibi Tayyib Bey, daha önce de, İsrail'in zalimane hareketlerini kınamış ve fakat bu sathi kınamanın örtüsü altında, İsrail ile ilişkilerini devam ettirmiştir.Hatta hatta TBMM'ye, İsrail liderlerini davet ederek bu eli kanlı katillerin Meclis kürsüsünden konuşmalarına bile izin vermiştir.

Mesela Sayın Başbakan, bir Siyonist kuruluş olan IMF'ye, milletin ümüğünü asla sıktırmayacağız diye esip yağıp gürlediği halde, IMF'yi davet ederek, milletimizi yeniden borçlandırmakta bir beis görmemiştir.

Öte yandan dış politikamız hâlâ ABD'ye endekslidir. ABD dış politikası ise kan dökücü zalim İsrail'e endekslidir.Türkiyemiz Siyonizmin ördüğü geniş bir örümcek ağına düşmüş zavallı bir kelebek durumundadır. Sayın Başbakan'ın samimiyetini ispat için önce ülkemizi bu zavallı durumdan kurtarmak için elinden geleni yapması gerekir.

Ya da bunu yapamıyorsa, Siyonistlerin kurduğu kısa adı CFR olan dış ilişkiler komisyonunun, kendisine takmış olduğu Üstün Cesaret Madalyasını derhal iade edemez mi?

Bu sebepten başlatılmış olan Ortadoğu ziyaretlerinin, ne Filistin halkına ne de ülkemize bir faydası olacaktır.

Bu sebepten tekrar ediyoruz, önce Saadet Partisi Sayın Genel Başkanı Prof. Numan Kurtulmuş beyin ortaya koyduğu 8 ciddi girişimin yerine getirilmesi icab eder. Bu ilk aşamada yapılacak girişimler, AKPyöneticileri ve Sayın Erdoğan için kamuoyumuzda bir samimiyet testi olarak değerlendirilecektir.

Bu Ortadoğu turu, yerel seçimlerden dolayı muhalefet tarafından AKP'nin yıpratılmasını önlemek için mi yapılıyor? Yoksa gerçekten Siyonistlerin şerrinden bütün İslâm ülkelerinin ve hatta Türkiyemizin kurtarılması için mi yapılıyor.

Bu gerçek aydınlığa çıkacaktır.