Zamanlar ve mekanlar üstü bir silahDUA
Allah (cc) kendisinin ve bizim düşmanlarımız için gücümüz yettiğince askeri güç hazırlamamızı emreder. Çünkü kafirler sadece güçten anlarlar. Ayrıca düşmanı caydırmak, İslam diyarını ve değerlerini korumak ve gerektiğinde imandan sonra en efdal olan cihad ibadetini ifa etmek için şüphesiz her türlü cihad ekipmanına ihtiyaç vardır.
Ancak Allah (cc) biz salih kullarına öyle bir silah bahşetmiş ki onun gibisi hiçbir güç tarafından hiçbir zaman ve mekanda icad edilemez. O da hiçbir maddi güçle elde edilemeyecek ve manevi silah olan duadır.
Bunu elde etmek için de süper! Güçlere el avuç açmak ve onların önünde el-pençe divan durmamız falanda gerekmiyor. Bunun için para pul vb bedeller falan da gerekmiyor. Sadece malikul mülk olan Allah (cc) ile bağımızın sağlam olması yeterli. Allah (cc) hemen Kur'an’ın girişinde Fatiha suresinden başlayarak yüzlerce yerinde bize rahmet kapılarını sonuna kadar açmış olduğunu müjdeliyor. Yeter ki biz ilahi divana dönüp halimizi arz edelim.
DUA
• Uluhiyet ve kulluk tescilidir.
• İbadetin ta kendisidir.
• İbadetin özüdür.
• Mü'min’in silahıdır.
• Ruh boşluğunun telafisi, yürek yaralarının ilacıdır.
• Allah (cc) tan mü'min kullarına açılan sınırsız rahmet kapısıdır.
• Günahların affı.
• Maddi manevi bereket.
• Hastaların şifa kaynağı.
• Dert, keder ve darlıklardan kurtulup selamete kavuşma fırsatı.
• Mazlum, mağdur ve kimsesizlerin sığınağıdır.
• Rabbimizle irtibata geçmenin en kestirme yoludur.
DUADA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
• Duayı idrak ve huşu ile yapmak. Dua eden kimse her türlü hayrın ve bereketin Allah’ın elinde olduğunu, bunları dilediği kuluna vereceğini, ama kimseye vermek zorunda olmadığını, bu hayır ve berekete herkes gibi kendisinin de muhtaç bulunduğunu aklından çıkarmamalı,
• Kabulünde asla tereddüt etmeyip, kabul olunacağına canu gönülden inanarak dua etmek.
• İstenilen merci’in kudret ve hazinesinin sonsuzluğunu idrak etmek.
• Ne kadar çok istesek de tüm istediklerimizin onun hazinesi yanında deryalardan damla bile olmadığını bilme.
• Duanın kabulü için farzları yaşama ve haramlardan sakınmada hassas davrama.
• Duanın müstecap olduğu zamanları gözetme. Beş vakit namaz sonrası, seher vakitleri, ezan kamet arası, Cuma, bayram ve diğer muayyen geceler birde yüreğimizden duaların kaynadığı duygulu anlarımız gibi…
• Mazlum olduğumuzu ve mazlumlarla Allah (cc) arasında perdenin kalkığını ve yakarışların direk Allah (cc) a ulaştığını bilerek dua etmek.
• Duada ısrar atmek. Bilindiği üzere Resûlullah (sav) nice dualarını üç yedi veya daha fazla tekrar ederek yapmış bize de böyle ısrarla dua etmemizi tavsiye etmiştir.
• Dua deyince, sadece dille yapılan duâ anlaşılmamalıdır. Bir de fiilî dua vardır. Mü'min kişi arzularını Rabbinden diliyle taleb ettiği gibi fiilen de teşebbüs edecektir. Dili ile taleb ettiği şeyin gerçekleşmesi için aklın gösterdiği sebeplere başvuracaktır. Nitekim, hastalıklardan kurtulmak için Allah'a dua etmemiz meşru olmakla birlikte, ilaç almamız, maddî olarak tedavi yollarına başvurmamız Resûlullah (sav) tarafından tavsiye edilmiştir.Kezâ helâl rızık taleb edilmesini, rızkın bol olması için Allah'a dua edilmesini tavsiye eden, dualarında bunlara yer vererek fiilen örnek olan Hz. Peygamber (sav) rızkın meşru yollarını da göstermiş; ziraat, ticaret ve san'atla uğraşma gibi işlerin helâl rızkın kapıları olduğunu söylemiştir.
Şu halde bizler de Filistin için sadece kavli dualarla yetinmeyip fiilen de onlar için bir şeyler yapmaya çalışmalıyız. Ne yapalım sorusuna bazı cevaplarımızı tekrarlayalım;
• Yürekten dua edelim.
• Elimizden geldiğince maddi yardımda bulunalım.
• Yahudi mallarını boykot edelim. Boykotu sürekli canlı tutalım.
• Sesimizi duyuracak gösteri, miting, yürüyüş, basın açıklamaları, panel vb etkinlikler düzenleyelim ve bu etkinliklere yoğun olarak katılalım.
• Bu konuda Kamu oyu oluşturalım ve medyanın çarpıtmalarına karşı insanları uyaralım.
• İdarecilerimize, boş durmayıp bir şeyler yapmaları için seslerimizi duyaralım.
• Ama bilelim ki asıl yapmamız gereken, her birimizin bulunduğumuz yerlerde İslami çalışmalara daha çok ağırlık vermemiz. Zira İslami bilince sahip, cihad ruhu ve şehadet aşkıyla yoğrulan insanlar çoğaldıkça kafir ve zalimlerin çemberi daralacak ve gün gelecek mazlumların karşısına çıkamayacaklardır.
BAZI AYET VE HADİSLER
“Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin ki duanızı kabul edeyim.” (Mü’min (Gâfir) 40/60)
“Rabbinize yalvara yakara ve sessizce dua edin. Çünkü O haddi aşanları sevmez.” (A‘râf 7/55)
“Kullarım sana beni sorduklarında, (bilsinler ki) ben onlara çok yakınım. Bana dua edenlerin dualarını kabul ederim.” (Bakara sûresi (2), 186)
“Darda kalanların, kendisine yalvardıkları zaman duasını kabul eden ve onları sıkıntıdan kurtaran kim?” (Neml sûresi (27), 62)
“Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin” [Furkân sûresi (25), 77]
“Dua ibadetin ta kendisidir.” (Riyazus salihin H no= 1468)
“dua ibadetin özüdür” (h.ş.)
“Yeryüzünde bir müslüman Allah’tan bir şey dilerse, günah bir şeyi istemediği veya akrabası ile ilgisini kesmeyi arzu etmediği sürece Allah onun dileğini mutlaka yerine getirir veya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden giderir.”
Orada bulunanlardan biri:
- O takdirde biz Allah’tan çok şey isteriz, deyince, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Allah’ın lutfu dilediğiniz şeylerden daha çoktur” buyurdu. (Riyazus salihin H no=1504, Tirmizî, Daavât 115)
“Herhangi biriniz acele etmedikçe duası kabul edilir. (Kul acele ederek) Rabbime kaç defa dua ettim de duamı kabul etmedi, der.”
Müslim’in diğer rivayeti şöyledir:
- “Bir kul günah olan veya akrabası ile darılmasına yol açan bir şeyi dilemedikçe yahut acele etmedikçe duası kabul olunur.”
- Yâ Resûlallah! Acele etmek ne demektir? diye sorulunca da şöyle buyurdu:
- “Nice defalar hep dua ettim de Rabbimin duamı kabul etmedi, der. Duasının hemen kabul edilmemesi sebebiyle bıkar ve duayı bırakır.” (Riyazus salihin H no=150, Müslim, Zikir 92)
Şunu unutmayalım ki tüm silahların menzili sınırlıdır. Binlerce km menzilli füzeler, roketler, top, tank vs. hepsinin belli bir sınırı var. Ancak dua nın sınırı yok. Dünyanın bir yanından diğer yanına istediğiniz kadar dua cephanesi gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz nokta ne kadar uzak olursa olsun dualarınızın oralara ulaştığından asla şüphe etmeyin.
Filistin, Çeçenistan, Afganistan, Irak, Keşmir, Sudan, Somali, Eritre, Moro veya başka herhangibi yer fark etmez. Yeter ki yüreğimizin derinliklerinden gelen duygularla, şuur ve idrakle Allah (cc) ın rahmet kapısına dayanalım ve ihlasla isteyelim.
Şimdi soralım vicdanlara; firavun ordularını denizde boğan adili mutlak, bu asrın firavni güçlerini helak edemez mi? Nemrut ordularını sivrisineklerle, Ebrehe ordularını ebabil kuşlarıyla helak eden kadiri mutlak bu asrın zalimlerini cezalandıramaz mı?...
Bunca kan, gözyaşı, feryad-u figan berheba mı olacak?.. Bunca yetim kalmış yavrular, dul ve kimsesiz kalmış analar, katledilen milyon milyon kadın, erkek, çocuk, genç, ihtiyar mazlumların hukuku ne olacak?..
Batılılar ayağı sakatlanan finolarına özel tekerlek ayaklar geliştiriyorlar, okyanuslarda yaralanan bazı balıklar, sokak köpekleri vb bazı hayvanlar için dünyayı ayağa kaldırıyorlar da, Filistin de olan biteni neden görmüyorlar. İslam aleminin daha nice coğrafyalarında savaş mağduru kör, kolsuz, bacaksız yüreği ise paramparça edilen milyonlarca mazlumun ahı onca mazlumun bedduaları yerde mi kalacak?...
Hayır…hayır… Allah (cc) adili mutlaktır… intikam sahibidir…
Şu hadisi şerif tüm zalimlerin kulağına küpe olsun. “mazlumun bedduasında korkun. Zira onunla Allah (cc) arasında perde yoktur.”