Velev ki seçim yatırımı
İlk baktığımız anda, "Çok özel hareketler bunlar" hükmünü veriyoruz. Ergenekon davası kapsamında yakalanan bir adamın evinden kroki çıkıyor...
Krokiye istinaden yapılan kazılarda silahlar, bombalar bulunuyor.
"Devlet beni görevlendirdi" açıklaması da, akabinde yapılan yalanlama da bir nevi bomba niteliğinde.
Nasıl "çok özel hareket" sayılmasın ki? Sözünü ettiğimiz kişi, "Özel Hareket Dairesi Başkan Vekili" sıfatı taşımakta. Eski meski!
***
Bir de "çok güzel hareketler" var. Yılmaz Erdoğan ve mutfaktan yetişen talebelerinin marifetleri bir yana, oraya bakarak tasniflendirilecek gelişmelerdir kastettiğimiz.
TRT'nin Kürtçe televizyon yayını.
Nâzım Hikmet'e vatandaşlığının iadesi.
Ankara ve İstanbul Üniversitesi bünyesinde "Kürt Dili ve Edebiyatı" bölümlerinin kurulma kararı.
Filistin'de ateşkes sağlanması için diplomatik girişimler.
İsrail'in Gazze'de yaptığı katliam dolayısıyla düzenlenen protesto gösterileri.
10 Muharrem günü Aleviler için TRT'nin yaptığı özel yayın.
***
TRT 6'ya karşı çıkanlara nazar eylersek, ilk sırada terör örgütünü görüyoruz.
Hemen yanında Baykal yer alıyor. Sonra Atatürkçü Düşünce Derneği... Sonra adadaki vatandaş... Sonra terör örgütünün tepesindeki isimlerden Murat Karayılan.
***
Sayın Baykal, Kürtçe yayına bütünüyle karşı değil de TRT yapmasaydı diyor. Özel kanallardan biri olabilirmiş.
Nâzım Hikmet'e vatandaşlığının iadesini de özele havale edelim o zaman.
Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerini de özel üniversiteler kursun.
Barış için diplomatik girişimler de devlet adına yapılmasın, sivil toplum kuruluşlarına görev verelim veya özel bir birim oluşturalım.
***
Kimileri de "Bütün bunlar seçim yatırımıdır" diyerek konuya açıklık getiriyor.
Velev ki hepsi seçim yatırımı.
İyi de seçim yatırımı yapmak kabahat mi?
Demokrasilerde kural böyle işler.
Vatandaşın verdiği oy karşılığında yol istemesi, su ve elektrik istemesi, ihtiyacı olan her türlü hizmeti talep etmesi normal, makul ve zaten olması gereken değil midir?
***
Seçmen iyi iş yapacağını, iyi hizmet edeceğini düşündüğü kişilere oy verir.
Halktan oy almak isteyenler de vereceği hizmetleri sıralar, anlatır, projelerini döker.
Kafasına yatar veya yatmaz, orası seçmenin bileceği iş.
***
Bakkaldan ekmek ve peynir aldığımızda karşılığında ödeme yapmak kadar sıradan bir davranış bu.
Eğer bazı uygulamalar seçim yatırımı olarak görülüyorsa, oturup şükretmemiz, ne güzel dememiz gerekir. Demek seçim olmasa, o yatırımlara ihtiyaç duyulmayacak, demek başka türlü hizmet gelmeyecek. Bunun neresi kötü?
Keşke daha çok seçim olsa ve millete daha çok hizmet edilse!
***
Bu arada Nâzım, adı dünyada en çok bilinen Türk şairi olabilir ama Türkçe'nin en büyük şairi değildir. Fakat ne gariptir, onu dünyanın en büyük şairi sayanlar dâhil, bunca yıl kaç hükümet geldi geçti, hiçbiri böyle bir işe cesaret edemedi.
Yukarıda saydığımız güzel hareketlere de karar verecek bir hükümet çıkmadı.
Geri dön Arkadaşına Gönder Yazdır Yukarı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.