Osmangazi Belediyesi, gerçek Osmanlı ülkesi

Osmangazi Belediyesi, gerçek Osmanlı ülkesi

Geçen sene, Osmangazi Belediyesi birkaç gün süren bir program yaptı.
Ben hayatımda öyle bir etkinliği ne görmüş, ne de duymuştum. Sağ olsun Belediye Başkanı muhterem Recep Altepe, benimle gazetemizin Halkla İlişkiler Koordinatörü ve spor yazarı Sami özey kardeşimi de davet etmişti. Gittik, tek bir cümle ile hülasa edersek, Osmanlı’nın ilk başşehrinde tarihimizi yaşadık. (Oradaki dolu dolu geçen birkaç günümüzü Hatıralarımda da yazacağım inşallah.) Şimdilik o zaman da yazdığım bir olayı hulasaten anlatayım da, bu yazıyı yazma ihtiyacını neden duyduğum anlaşılsın. Etkinliğin sona erdiği son gün, tren istasyonuna gitmek için bir taksiye bindim. Selâm verdim. Sürücü burnundan soluyordu. Selâmımı, sanki hakaret görmüş gibi aldı. Canım sıkılmıştı. “Kardeşim, memnun olmadınsa ineyim. Paramızla taksiye bindik. Malının ortağı değiliz ya...” dedim. Adam öfkeyle “Şu arkaya bir bakar mısın?” dedi. Baktım kravatlı bir herif bir çukurun başında, üzerindeki tozu toprağı silkeliyordu.
Hiçbir şey anlamamıştım. Şoför anlattı. Adam açmış kapıyı, arka koltuğa kurulmuş. Şoföre hangi partiyi tuttuğunu sormuş. O da CHP’li olduklarını, ailede 16 oylarının bulunduğunu, hepsinin CHP’ye oy verdiklerini, bileklerini kesseler, kanlarının CHP diye akacağını söylemiş. Adam arkadan uzanıp sırtını tapışlamış. Ve başlamış konuşmaya...
AK Partililere bir küfür fırlatarak; “Görüyor musun, şu bilmem neleri? Bir demircinin oğlunu getirip de başımıza Cumhurbaşkanı yapmak istiyorlar” deyince... Şoför zınk diye arabayı durdurmuş. “İn ulan aşağı!” demiş. Adam ne olduğunu anlamamış. Direnmiş. Şoför, “İki yakasından tuttum. çenesine bir yumruk, kıçına da bir tekme attım. O gördüğün çukura yuvarlandı. Demek ki oradan çıkmış, elbisesini silkeliyor” dedi.
Neden o kadar kızgın ve öfkeli olduğunu hâlâ anlamamıştım. O devam etti:
“Abiciğim, ben 25 senedir direksiyon sallıyorum. Daha bir evim yok. Kirada oturuyorum. Kazancımla çoluk çocuğumu zor geçindiriyorum. Ben şoförüm diye benim çocuğum da şoför mü olacak? AK Parti bir demircinin çocuğunu cumhurbaşkanı yapıyormuş. Ne iyi, ne güzel!.. İnsana değer vermek budur işte... Bundan sonra CHP’ye oy verir veya verdirirsem ellerim kırılsın” diyordu. Ben bu olayı şoförün ismini vermeden bu köşemde yazmıştım.
İki gün önce İstanbul’a gelmiş. Beni unutmamış olacak ki, gazetemden telefonumu almış. Beni aradı. Kadıköy Rıhtımı’ndaki Saray Pastanesi’ne gelmesini ve beni haberdar etmesini söyledim. öyle yaptı. Gittim. Yanında aslan gibi bir adam vardı. Bir problemleri mi vardı? Kendileri için ne yapabilirdim? Bunları sordum. Hiçbir dertleri yokmuş. İstanbul’a gelmişken beni görmek istemişler. Gittim. Hoş beşten sonra bana arkadaşını tanıttı:
“Benim 16 oyum olduğunu söylemiştim. Bu arkadaşımın aile olarak 1000’e yakın oyu var. 3-5 bin kişiye de sözü geçer. O da benim gibi sırılsıklam CHP’liydi... Kanımızı akıtsalar CHP diye damlardı. Osmangazi Belediye Başkanı bizi 40 yıllık yuvamızdan soğuttu. öylesine dürüst, nâmuslu, çalışkan, merhametli bir insan ki... En hızlı CHP’liler bile ilerdeki belediye seçimlerinde AK Parti’ye oy vereceklerini söylüyorlar.
Bazı CHP’liler; ‘Canım Osmangazi’de oturanlar Sayın Altepe’ye oy versinler. AK Parti’ye niye oy verelim?’ diyorlar. AK Parti demek, Sayın Başbakan demektir. O güçlü ve anlayışlı olmasaydı, adaşı Recep beyi nasıl keşfedebilirdi?
Bursa’nın bir adı da Burtvin’dir. Orada Artvinliler çoğunluktadır. Halbuki sayın Recep Altepe (bildiğimiz kadarı ile) Arnavut kökenlidir. Oraya gelmesi, o derece tarafsız kalabilmesi, akıl almayacak hizmetler yapması, adaleti ve merhameti ile partisini hepimize sevdirmesi kolay iş mi? Belki ilerde şartlar değişebilir. O zaman yine AK Parti’ye oy verir miyiz vermez miyiz, onu şimdiden bilemeyiz.
Ama, bizi böylesi bir belediye başkanına kavuşturduğu için, Başbakanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bütün kalbimizle teşekkür ve dua ediyoruz.”
O kardeşlerim çok daha güzel şeyler söylediler. Ben sadece özetledim. Elçiye zeval olmaz. Ben, “Söyleyeceksen hayır söyle; hayır söylemeyeceksen sükût eyle” mealindeki hadis-i şerife göre hareket ettim.
Sevgi, saygı ve dualarımızla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi