Yargısız infazlarla insan haklayanlara da insan hakları!
- Lütfü Bey; Genelkurmay, emekli generallere, subaylara karşı yargısız infaz yapıldığını, hukukun, insan haklarının çiğnendiğini belirten sert bir açıklama yaptı. Nasıl yorumluyorsunuz bunu?
- Hukuk dışı yargılamaların, yargısız infazların kitabını yazanların, şimdi hukuktan, yargısız infazlardan bahsetmesi ilginçtir. Hukuk dışı yargılamalarla, yargısız infazlarla insan haklamanın kitabını yazanların, şimdi insan haklarından bahsetmesi ilginçtir. Bu ülkede insan haklarının, hukukun çiğnenmesinden, yargısız infazlardan şikayetçi olmaması gerekenlerin 1 numarası Genelkurmay’ın ta kendisidir. Bildiğiniz gibi ben, “hukuk dışı yargılamalar, yargısız infazlar son bulsun” diyerek ülkemizde ilk insan hakları kampanyasını başlatmış kişiyim. Yine bildiğiniz gibi, yazdığım bir yazıda geçen tek cümle nedeniyle askeri mahkeme tarafından avukat savunması olmadan, bilirkişi raporuna başvurulmadan, sonradan çıkan bir yasa geçmişe uygulanarak, temyiz hakkım elimden alınarak, “Bir yazıda geçen tek cümle nedeniyle mahkumiyet kararı verilemez” diyen Askeri Yargıtay’ın içtihadı çiğnenerek mahkum edilmiş biriyim. Dünya hukuk cinayetleri tarihine geçen bir hukuk cinayeti sonucu mahkum edilmiş biriyim. Böyle biri olarak, şimdi ben Genelkurmay’ın hem suçlu hem güçlü bu tavrına bilmem ki ne diyeyim? İnsan haklamanın kitabını yazan kimi generallerin, kimi subayların, şimdi insan haklarından bahsetmesine bilmem ki ne diyeyim? Ülkeyi hukuk dışı yargılamalar, yargısız infazlar mezarlığına çevirenlerin, şimdi hukuk dışılıktan, yargısız infazlardan şikayet etmesine bilmem mi ne diyeyim? En iyisi bu ülkede ilk insan hakları kampanyasını başlatmış kişi olarak sadece şunu söyleyeyim: Yargısız infaz yapan generallere, subaylara da yargısız infaz yapılmamalı! Hukuku bir kere değil bin kere çiğnemiş generallerin de, subayların da hakkı hukuku korunmalı. Bizi en adi şekilde yargılayanlar bile en adil şekilde yargılanmalı!
BİZDEKİ MİLLİYETÇİLER ABD MİLLİYETÇİSİ!
- Ergenekon davasının önde gelen sanıklarından eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, “Milliyetçiyim ve Amerikancıyım. Dünyayı ABD’nin kurtaracağına inanıyorum” demiş. Ne diyorsunuz onun bu sözlerine?
- MHP’lilere göre, Kemal Gürüz Türk milliyetçisiydi. Kenan Evren gibi darbeci paşalara göre de Kemal Gürüz Atatürk milliyetçisiydi. Bana göre de Kemal Gürüz milliyetçi, ama Amerikan milliyetçisi! Zaten bizdeki milliyetçilerin çoğu Amerikan milliyetçisi! Bizdekiler sözde Türk milliyetçisi, özde Amerikan milliyetçisi! Bizdekiler sözde Atatürk milliyetçisi, özde Amerikan milliyetçisi! Nedir bu bizim milliyetçilerdeki ABD aşkı? İşte Kemal Gürüz de, “Dünyayı ABD kurtaracak, dünya barışını ABD sağlayacak” diyerek ABD’ye olan aşkını açıkladı. Aşkın gözünün kör olduğunu da kanıtladı. Peki mesela çoğu paşamızın, subaylarımızın ABD’ye olan aşkı Kemal Gürüz’den farklı mı? Mesela Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ, bu makama oturur oturmaz yaptığı ilk konuşmada, “Türk Ordusu ile ABD Ordusu arasındaki mükemmel işbirliğini korumak başlıca görevimizdir” diyerek, Türk subaylarının başına çuval geçirmesine rağmen, ABD’ye olan sevgisini açıklamadı mı? Paşalarımız, subaylarımız her yaptıkları darbeden sonraki ilk açıklamalarında ABD’ye olan ve ABD demek olan NATO’ya bağlılıklarını, aşklarını ortaya koymadılar mı? Mesela 27 Mayıs askeri darbesini gerçekleştirenlerin sözcüsü Alpaslan Türkeş’in ilk açıklamasının ilk cümlesi “NATO’ya bağlıyız” olmadı mı? Mesela 12 Mart ve de 12 Eylül darbelerini, ABD yönetiminin “Bizim oğlanlar” dediği, ABD’ye büyük bir aşkla bağlı olan paşalar yapmadı mı? Bu darbeci paşalar lafa gelince ya Türk milliyetçisi, ya Atatürk milliyetçisi. Ama aslında bunların hepsi Amerikan milliyetçisi! Sonuçta Kemal Gürüz de bu darbeci paşalar gibi biri. Böyle biri olan Kemal Gürüz, Venezuela lideri Chavez’den de nefret ettiğini söylemiş ki, bu da normal değil mi? Kemal Gürüz gibi bir Amerikan milliyetçisi, ABD emperyalizmine direnen Chavez’i hiç sevebilir mi?
BÜYÜK ŞEYTANIN EMRİNDEKİ KÜÇÜK ŞEYTAN!
- Venezuela Devlet Başkanı Chavez, Bolivya Cumhurbaşkanı Morales, İsrail’in Filistinlilere yönelik katliamına tepki olarak, İsrail’le diplomatik ilişkileri kestiler. Ayrıca İsrail yöneticilerinin savaş suçlusu olarak yargılanmasını talep ettiler. Onların İsrail’e gösterdiği bu tepkiyi, Arap ülkelerinin yöneticileri gösteremedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Malumunuz Chavez de, Morales de Müslüman değil. Ve de Hamas, Hizbullah gibi İslâmcı da değil. Chavez de, Morales de solcu. Üstelik Chavez’in ülkesi Venezuela, Morales’in ülkesi Bolivya; Amerika kıtasında ve ABD’nin burnunun dibinde. Buna mukabil Arap ülkelerinin çoğu Filistin’in burnunun dibinde. Dahası, bu Arap ülkelerinin çoğu şeriat kurallarıyla yönetilmekte. Hal böyle olunca, Filistinlileri barbarca katleden İsrail’e karşı asıl bu Arap ülkelerinin yöneticilerinin Chavez’in, Morales’in gösterdiği tepkiyi göstermesi gerekmez mi? Oysa bu Arap ülkelerinin yöneticileri, İsrail’e karşı Chavez’in, Morales’in gösterdiği tepkiyi gösteremedi. Peki bu durum bize neyi gösterdi? Bu Arap ülkelerinin yöneticilerinin Allah’tan çok ABD’den, İsrail’den korktuklarını gösterdi! Günde 5 vakit Allah’ın huzurunda secde edenlerin, günde 25 vakit ABD Başkanı’nın, İsrail Başbakanı’nın huzurunda secde ettiklerini gösterdi! Şeriatçı geçinen bu yöneticilerin, aslında şeriatçılıktan geçindiklerini gösterdi! ABD Başkanı’ndan, İsrail Başbakanı’ndan korktukları kadar Allah’tan korkmayan bu Müslüman yöneticilerin kuldan da utanmadığını gösterdi. Utansalar, Müslüman olmadıkları halde İsrail’in Müslümanlara yaptığı zulme büyük tepki gösteren Chavez, Morales gibi; onlar da İsrail’e tepki gösterirlerdi. İsrail’le diplomatik ilişkileri de, her türlü ilişkiyi de keserlerdi. Bunu yapmayan sözüm ona “şeriatçı”, “İslâmcı” yöneticiler ne adam, ne insan. Onlar büyük şeytanın emrindeki birer küçük şeytan!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.