Kayıttaki kara ses
Günün birinde ortaya çıkacağı belliydi... Tarih, bir sırrı ne kadar süreyle saklayabilir ki! Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında, dönemin Anavatan lideri Erkan Mumcu'ya baskı yapıldığı, ses kaydıyla belgelendi işte.
Aslında sır bile sayılmazdı.
Kabak gibi ortadaydı da, üstünde ince bir örtü vardı. O örtü kalkmış oldu sadece.
* * *
Kayıttaki o sesin, eski Genelkurmay Başkanı Karadayı'ya ait olduğu iddia ediliyor.
Doğru mu değil mi, incelemeden geçerse belli olur. İddialara peşinen güven olmaz.
Dolayısıyla "Dayı"lığını bilemeyiz.
"Kara" bir ses olduğu kesin.
* * *
Şöyle söylüyor banttaki ses:
"Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi için 376'yı bulamazlarsa bu iş katiyetle bitiyor."
Söylenen 376 olsa da kastedilen 367 olmalı.
Büyük mucit Sabih ustanın bugünlerde söylediği "Ergenekon'a 40 savcı atanmalı" sözünden dolayı son numarası 40 ise de, o tarihlerdeki son numarası 367 idi.
* * *
Konuşan kişinin sayılarla arası pek iyi görünmüyor. Aritmetik hafızası zayıf.
Seçtiği kelimelere bakarsak, argo ve kaba kelimelere ve küfürlere de rastlıyoruz, bozuk cümlelere de. Yani talebe olsa, karneye Türkçe ile Matematik dersleri zayıf gelecek.
Bu iki temel ders zayıf olursa, geriye ne kaldı?
Bakın neler söylüyor:
"Mumcu zaten teklifi yapan pez.... kendisi, ben şeye girme dedim cumhurbaşkanlığı seçimine kesinlikle girme dedim, girmedi o olmadı, o girseydi seçiliyordu.
Abdullah Gül olmadı, gaye oydu."
* * *
Gayenin ne olduğunu sağır sultan bile duydu da bu şekilde ortaya dökülüp belgelenmesi dolasıyla haber değeri taşıyor.
Bir iki milletvekilene telefon etmiş o konuşan kişi.
Meclis'teki oylamaya girmeyin demiş. Öyle söylüyor. Anavatan'daki o milletvekilleri Halk Parti kökenliymişler dediğine göre.
* * *
Muhataplarından gelen "Başkan girerse bizim de girmemiz gerekir" açıklaması üzerine, kalın sesli adam şöyle bir çözüm buluyor: "Gir, çekimser oy kullan."
Oylamada çekimser oy vermenin de işe yaramayacağından haberdar değil.
Matematik ve Türkçe'nin ardından, Siyaset dersinden de kaldı arkadaş!
* * *
Sabih Kanadoğlu ile 45 dakika konuşmuş, teşekkür etmiş. O da "Valla kötü istikamete gidiyorlar" demiş.
Kanadoğlu istikametin kötü olduğunu söylemiş ama her şeye rağmen yüreğe su serpmesini de unutmamış. "Ancak bazı şeyler olabilir" buyurmuş.
"Bazı şeyler"den kasıt ne ola ki?
* * *
Ne olduğunu yine kayıtlardaki kara sesten öğrenelim:
"Genelkurmay'ın düşünmesi lazım artık. Bu işi bir tek Silahlı Kuvvetler temizler artık. Eğer şu seçimlerden de başarılı olunmazsa Silahlı Kuvvetler'in bunu halletmesi lazım.
Bunlar yani cumhurbaşkanlığına kadar, kendi adamlarından biri gelir, gene seçimde de ekseriyetle başa geçerlerse o zaman asker temizler bunu!"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.