Terörist İsrail’in içimizdeki kayırıcıları
Zulme ve zalime karşı direnme şuurunu kaybeden bir toplum, önce sürüleşir, sonra da köleleşir. Köleleşen toplumlar, zulme ve zalimlere karşı direnme şuurunu kaybeden toplumlardır. Annelerinden hür doğduklarına inananlar köleleşmek istemiyorlarsa, hayatlarında zulme ve zalimlere karşı direnişi kesintiye uğratmamalıdırlar.
İslâm topraklarında terörist İsrail bir belâ olarak ortaya çıkmıştır. İsrail’in ortaya çıkmasıyla adeta Müslümanlar için her yer kerbelâya dönüşmüştür. Kerbelâ, adı üzerinde bir “belâ” çölüdür. “Belâ” hem bir hüzün sebebi, hem de ‘imtihan’dır. Kerbelâ bize Allah yolunda zulme ve zalimlere boyun eğmeden şehadete koşanları hatırlatır. Şunu bilelim ki; canını, ömrünü, zamanını Allah yolunda, Allah’ın şeriatına adayan ve bu uğurda ölene şehid denilir. Günümüzde dinlerini, namuslarını, topraklarını, kutsallarını kanlı katil terörist İsrail’e çiğnetmemek için direnerek şehadet şerbetini içen Filistinli Müslümanları kınayanlar, kulluk kitabımız Kur’an’ın, kendilerinden uzaklaşmamızı istediği tehlikeli kimselerdir. Allahû Teâla buyuruyor:
“Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler ve yeryüzünde sefere veya savaşa çıkan kardeşleri için: ‘Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi’ diyenler gibi olmayın. Allah bunu, onların kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. Allah, diriltir ve öldürür. Allah, yaptıklarınızı görmektedir.” (Âl-i İmran Sûresi/ 156)
Terörist Yahudilerin katliamlarını, cinayetlerini görmemezlikten gelerek, terörist İsrail’in eğitimini, ticaretini ve siyasetini onaylayan, destekleyen kişi ve kimseler, kurum ve kuruluşlar, içimizdeki terörist İsrail’in kayırıcılarıdır.
Genelde İslâm coğrafyasında, özelde ülkemizde Filistin İslâm topraklarında işgalci ve talancı katil İsrail’in katliamlarını, cinayetlerini gündemden düşüren, onun yerine başka şeyleri gündem yapmaya çalışan, medyada Filistin’de terörist Yahudiler tarafından işlenen katliamların gündeme gelmemesi için başka gündemler oluşturan, hatta insanlara unutturmak isteyen zinde güçler vardır. Bu zinde güçler, terörist İsrail’in içimizdeki kayırıcılarıdır. Bunlar da insanlık alemi için en azından İsrail kadar tehlikelidirler.
Terörist İsrail’in cinayetleri, katliamları, Siyonistlerin eğitiminin bir sonucudur. Yahudilerin eğitimleri ve yetişme tarzları malûm. İsrail okullarında, "Araplara ne yapmak gerek?" sorusu sorulduğunda, tüm çocuklar hiç duraksamadan, "öldürülmeli" diye bağıracak şekilde yetiştiriliyor.
Eğitim, dinî kıyafetlerle yapılıyor. Okullarda Tevrat, Talmud ve Kabbala eğitimi, matematik ve fen derslerinden fazladır. (!) Yahudi, kendisinin Tanrı tarafından seçilmiş, yeryüzünün gerçek sahibi olduğu telkinleriyle büyüyor. Muharref Tevrat'ta: “Ancak Tanrınız, Rabbin miras olarak size vereceği bu halkların şehirlerinde, soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız” (Tesniye; 20/16) inancıyla dolduruluyor. Müslümanlar ise hâlâ, onları tanıyamama gafleti içindedirler… Çamlıca Kız Lisesi Müdür Muavini Sabahat Egemen Hanım'ın, yine bir lise hocası olan arkadaşının başından geçen şu olay, değişik ülkelerde yıllarca azınlık psikolojisi içinde yaşayan Yahudi cemaatinin, millet olma şuurunu nasıl kazandıklarını göstermesi açısından oldukça önemli ve ibret vericidir:
“Çocuklardan not tutmaları için birer defter getirmelerini istedim. Sınıfın tek Musevi talebesi hariç, iki gün içinde hepsi isteğimi yerine getirdiler. Her derste Yahudi kızına defter getirmesi gerektiğini tekrarladımsa da, hali vakti yerinde olduğu halde, kız deftersiz gelmekte devam ediyordu.
Nihayet aradan bir hafta geçtikten sonra, dediğimi yapmadığı takdirde kendisini sınıfa almayacağımı söyleyince ağlamaya başladı. Ailesinin çok geniş imkânı olduğunu bildiğim için bu direnmenin sebebini öğrenmem lazımdı ve kendisine sordum. Kızdan aldığım cevap, bir Siyonist prensibin genç bir Yahudi kızında ifade bulmasından ibaretti. Kız ağlamaya devam ederken; ‘NE YAPAYIM ÖĞRETMENİM, Mr. YAKO ON GÜNDÜR DÜKKÂNINI AÇMADI, HERHALDE HASTA OLMALI’ dedi.”
Yako'dan başkasından alışveriş etmeyi ‘prensibine ihanet’ addedecek ırkî bir taassupla, Yahudiliğine gösterdiği bu sadakatin kaçta kaçı bizlerde bulunmaktadır? Lütfen biraz düşünelim…
Çamlıca’nın Müslüman sakinlerinin, el birliği ile zengin ettikleri parçacı Mişon’un, kumaş tüccarı olduğunu duyduktan sonra, Yahudi kızının Yako'su da herhalde günün birinde kırtasiye toptancısı olacaktır. (M. Tarihi: 08-06-2008 23:55)
Genelde İslâm coğrafyasında, özelde ülkemizde Müslümanların kendi kulluk kitapları olan Kur’an’ı okumalarına, öğrenmelerine, tatbik etmelerine fırsat vermeyen, hatta bu işi yapanları şakiler gibi takibe tabi tutanlar, İsrail’in kayırıcılarıdır. Hakeza İsrail mallarından vazgeçmeyen, ticaretinde Müslümanların mallarını bırakıp Yahudi mallarını tercih edenler, içimizdeki terörist İsrail kayırıcılarıdır.
İsrail ile yakın bağları olan ve kazançlarının önemli bir bölümünü İsrail’e aktardıklarını övünerek açıklayan Amerikan şirketlerini, çok iyi tespit ederek onlardan şuurlu ve kararlı bir şekilde alışverişleri tamamen kesmek şarttır. İçimizdeki terörist İsrail’in kayırıcılarını deşifre etmeli ve onlarla her türlü münasebeti kesmeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.