Kafka az sonra Ali Kırca ile 'Show haber'de!

Kafka az sonra Ali Kırca ile 'Show haber'de!

Kafka yazdıklarını neden yayınlama ihtiyacı hissetmedi acaba? Yakın dostu Max Brod'a, yazdıklarını imha etmesini rica ederken kafasından neler geçiyordu? İnsanın susması, karşısındakilerle iletişime geçmemesi, anlattıklarının, yazdıklarının tümünün yok edilmesini istemesi de bir çeşit intihar biçimidir.

Yada en iyisinden, bir çeşit ölüm arayışıdır. Kafka'yı böyle bir ölüm arayışına iten nedenler vardı. Kolayca anlaşılabilir ki, çeşitli eserlerinde sözünü ettiği dönüşümün, şatoya ulaşma gayretinin, süregelen davanın ne menem bir şey olduğunu anlatamayacağı kaygısını uzun zaman taşımıştır. Zihninde büyüttüğü dünyayı, anlaşılır kılmaktaki acziyetini fark edip, tüm yazdıklarını imha etme ricasında bulunmuş olabilir. Peki bu Kafka'nın anlatım gücündeki bir zayıflıktan mı kaynaklanıyor?

Hiç şüphesiz, Kafka'yla biraz hemhal olmuş her adamın bütün kalbiyle onaylayacağı gibi hayır! Kafka, derdini yeterince iyi anlatan bir adam. Hatta derdini o kadar iyi anlatır ki; okuduktan sonra oturup, uzunca bir süre kalbinize saplanan kıymıkları çıkarmaya çalışırsınız acı içinde. Eliniz kan olur ve fakat kalbinizdeki acıyı dindirmenin yolu oturup incelikli bir düşünmeyle kafa yormaktır. Adorno'dan tutun da, Brecht'e, Camus'a kadar kafası çalışan adamların zihnini, gündemini meşgul eden bir kimlikle karşı karşıyayız. Sorun şu ki; aynı zamanda insanların kendisini sahiden anlayabileceklerinden umudu kesmiş biri var karşımızda. Şato'daki K.'nın, Dava'daki Joseph K.'nın kimler olduklarına dair bir sürü şey söylenebilir ancak, bütün bu alt okumalar metnin kendisinden önemli hale gelebiliyor ne yazık ki.

Milan Kundera'nın dediği gibi Kafkaesk dünyada kişiler, kurtulamadıkları ve anlayamadıkları tek ve dev bir labirentsi kurumdan başka bir şey olmayan bir dünyadadırlar. Buna karşın bütün güçleriyle anlamsızlığı yüceltir bu kişiler. Kafka'nın bireyleri kocaman bir anlamsızlığın ortasında kalmış ve böylesi bir şiddetten kurtulabilmek için de kendi anlamsızlıklarını büyütme yoluna gitmişlerdir.

Peki Kafka'yı anma ihtiyacı nereden çıktı? Yaşadığımız ülkede, bir gazetede, hem de bir pazar günü Kafkaesk bir ortama sürüklenmenin alemi nedir? Bunu bir çeşit kalp ağrısı olarak görebilirsin saygıdeğer okuyucu! Bu ülkede artık ne söylediğinizin hiçbir önemi yok. önemli olan sizin dışınızdaki insanların ağzınızdan çıkan cümlelere hangi anlamları yüklediğidir. Etrafınıza dikkatlice bakın lütfen. Kafası basan, kendi cümlelerini kurmaya niyetli her adam, aslında ne demek istediğini anlatmaya çalışıyor. Ve fakat mikro veya makro ölçekli şiddet yaymayı vazife edinmiş kişiler ve kurumlar ısrarla kendi küçücük beyinlerine sığdırabildikleri kelimelerle yargılamaya çalışıyorlar o adamları.

Televizyonların acımasız kameraları, korunmasız bireylerin üzerine çevrilmiş silahlar olarak, bir sürü insanın canını yakmaya devam ediyor mesela. Bir haber bülteninin gizli kamerasına, suçluymuş gibi yakalanmış bir kadıncağız nasıl anlatabilir derdini bu ülkede? Yada özgürlükler adına cümleler kuran bir aydın, vatan düşmanı olmadığını kime ispat edebilir? En önemlisi, korkunç dişleriyle birilerini yutmaya çalışan bu devlere kendini inandırma zorunluluğu nedendir? Cevaplaması zor ancak elzem sorular bunlar.

Son olarak Max Brod'a teşekkür edelim, bize Kafka'nın dünyasından nefes alacak pencereler açtığı için. Kafka'nın vasiyetine ihanet ettiği için...



Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi