Woody Allen'in son filminde Baykal var

Woody Allen'in son filminde Baykal var

çayımı uzun uzun karıştırmak, kafamın da bulanık olduğu anlamına geliyor. Biraz kafa karışıklığı, biraz keyifsizlik...

Arkadaşımla bir kafede oturmuş ve lafı aramızda dolandırıyoruz. "Kafka'nın koluna girmişsin yine" diyor ve ekliyor "Bunlar hayra alamet değil..." çayımı karıştırmaya devam ediyorum. Hayra alamet değil bazı adamlara sığınmak, haklı. Siyasi, aktüel meseleleri konuşmamaya dair sözlü bir anlaşma var aramızda. Son izlediğimiz filmler idareten dönüyor ortalıkta. çayımı karıştırmaya devam ediyorum. çay soğudu farkındayım. O da farkında.

Anlaşmayı bozan ben oldum; "Oğlum bu yaşananlar var ya, hiçbiri gerçek değil! Woody bir film çekiyor ve Türkiye'yi sete çevirdi." Başörtüsü tartışmaları üzerine artık ciddi analizler yapmanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Son gelinen noktada, bu ülkenin bir meseleyi tartışma kabiliyetinin ne duruma geldiğini görünce gerçeklik hissinden kopuyorum. Birazdan Woody Allen ortaya çıkacak ve elinde bir megafonla; "Evet beyler bu kadar yeter. çok iyi oldu.

Dinlenin biraz" deyip sandalyesine yaslanıp bir yorgunluk purosu içecek. Vicdan ve merhamet kelimelerini sayıklamaktan yoruldum. Buna ihtiyacım olduğundandır belki de. Ama bu toplumdaki her bir ferdin en az benim kadar ihtiyacı olduğundan da adım gibi eminim. Baykal'ın son beyanatı, zihnimden düşünüp, yan yana getiremeyeceğim kadar karışık.

Bu da gerçek değil diye telkinlerde bulunuyorum kendi kendime. Başörtülülerin okula girmesi durumunda kopya çekeceklerini iddia eden öğretim görevlisi kadar şaka, gerçek dışı. Nasıl akıl ediyorlar böyle şeyleri? çayımı karıştırmaya devam ediyorum. Merak etmeyin içmeyeceğim. "Bunlar nereden çıktı" diyor Meclis kürsüsünde.

"Geçmişte yoklardı!" Haklı aslında Baykal, sonradan ortaya çıkan her şeyi yok saymak, gerekirse yok etmek de devletin asli görevlerinden olmalı. Başını örtme biçimleri deyince herkes annesini, babaannesini hatırlıyor farkında mısınız? Mahsun'un filminden daha etkili oldu bu. Hepsinin nur yüzü gözlerimizde büyüyor. Meğer nasıl da özlüyormuşuz!

çayımı karıştırmaya devam ediyorum. Birazdan kovacaklar buradan. "ama belli ki sonundayız her şeyin / en sonunda" Sırası mı şimdi bunun Edip Bey? Kalbimizi sarsıyorsunuz. Ne bileyim belki de tam sırası... Size gelince Woody Bey! Lütfen bitirip şu filmi, setinizi toparlayın. Toparlayın, zira daha çok işimiz var memlekette. Daha oturup şiirler okuyacağız birbirimize.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi