Her açılıma ayrı bir şarkı
Sizce siyasi partiler ve belediye başkan adayları, seçimlere neden şarkılarla hazırlanır?
Bu sorunun cevabını, siyaseti ve adayları bir yana bırakıp, doğrudan müziğin içinde aramak yerinde olur. Müzikteki güç ve güzellik, ister istemez bir cazibe oluşturmaktadır. Siyaset adamları da ondan faydalanmak ister. Şarkıların, türkülerin kitleleri harekete geçiren özelliğini kullanma yoluna giderler. Seçim dönemlerinde bu eğilim daha fazla belirginleşir.
* * *
Ak Parti, CHP, MHP, DTP'ye; hangi tarz müziği ve şarkıları uygun bulursunuz?
Ak Parti için Halk Müziği, CHP için Klasik Müzik, MHP için Mehter Müziği uygun görünüyor. DTP için hangi tarz müziğin uygun olacağını uzunca düşünmeye gerek yok, bölgede yaygın olan müzik türünde karar kılmak yerinde olur. İlave olarak, İmralı dolaylarından "Ada sahillerinde bekliyorum" adlı meşhur türkü pek yakışır.
* * *
R. Tayyip Erdoğan'a, Deniz Baykal'a, Devlet Bahçeli'ye, Ufuk Uras'a; öne çıkan adaylardan Melih Gökçek'e, Kemal Kılıçdaroğlu'a, Murat Karayalçın'a, Kadir Topbaş'a ve Aytaç Durak'a hangi tür müziği ve hangi şarkıları yakıştırırsınız?
Başbakan Tayyip Erdoğan'a hangi şarkı tavsiye edilirse edilsin, o kendi bildiğinden şaşmaz, "Beraber yürüdük biz bu yollarda" demekten vazgeçmez.
Partilere yakışan müzik tarzı ile liderlerin seçtiği eserler tür bakımından farklılık arzedebilir. Nitekim Deniz Baykal için bugünlerde en uygun parça Yıldız Tilbe'den "Karşıdan görünürsün / Çarşafa bürünürsün / İpek çarşaf içinde / Ne güzel görünürsün..." olabilir. Ancak açılımlar devam ettikçe her parti için yeni eserler seçmek mümkün.
Mesela "Her mahalleye bir Kur'an kursu" açılımından sonra "Dersini almış da ediyor ezber..." gayet münasip düşer.
Bunların ardından yeni açılımlar gelir ve aile doktoru uygulamasından ilhamla "Her eve bir imam" kampanyası başlatırlarsa, o zaman da yeni şarkılar, türküler aramak gerekir.
Devlet Bahçeli için Barış Manço'dan bir Pir Sultan eseri seçelim...
"Kurban olam kalem tutan ellere / Kâtip arzuhalim yaz yâre böyle / Şekerler ezeyim şirin dillere / Kâtip arzuhalim yaz yâre böyle..."
Sonra sözü Barış alır:
"Yıl 1535, Pir Sultan Abdal bunu böyle söylemiş / Söylemiş ya bunun bir de evveli var / Kâtip al kalemi bir de benden yaz / Boy boy gelmişler, şu dağların ötesinden / Burası bize otağ olsun, yurt olsun demişler..."
Bu böyle uzar gider. Biz diğer isimlere geçelim.
Ufuk Uras için enstrümantal bir eser uygundur. Paul Mauriat veya James Last'tan olabilir.
Melih Gökçek'in durumunu en iyi anlatan eser, Aşık Veysel'den "Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece..." olsa gerek. Kimin söyleyeceğine kendisi karar versin.
Kemal Kılıçdaroğlu'na Beethoven'dan "Dokuzuncu senfoni" uyar sanıyorum. Yakışmazsa nidelim, getirsin değiştirelim.
Murat Karayalçın için "Baharı bekleyen kumrular gibi, sen de beni bekle sakın unutma" ile "Mani oluyor halimi takrire hicabım" arasında tereddütlüyüm.
Kadir Topbaş'a hangi şarkıyı hangi türküyü seçsek fark etmez. İçinde İstanbul geçsin yeter. Mesela "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul..." Yahya Kemal'in şiiri, Münir Nurettin'in bestesi...
Aytaç Durak'a yakışacak eser, büyük klarnet ustası Mustafa Kandıralı'dan bir oyun havasıdır.
* * *
Bir dergi için sordular, söyledim. Sonra istedim ki siz de görün. Siyasetin müzikle ilgisini yabana atmak olmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.