Kimin eli kimin cebinde…
"Cumhuriyet gazetesi Ergenekon Operasyonu'nu niye görmedi?" Taraf yazarı Yıldıray Oğur'un dikkat çektiği husus bu.
"Ergenekon'dan size atılan bombalar çıktı" diyordu Oğur.. Muhatabı İlhan Selçuk olmalıydı.. Geçelim..
Konu dışına çıkalım, geçmişe dönelim..
1970'lerden beri "Kontrgerilla" tartışmaları yaşıyoruz..
İddiaları gündeme taşıyan Bülent Ecevit ve solcu aydınlardı..
Buna göre örgüt provokasyonlara, kışkırtmalara başvurmuştu..
12 Mart öncesi olaylarda da izleri vardı. Sağ ve sol örgütlere kadar sızmıştı..
Hatırlatalım, 12 Mart Muhtırası, 9 Mart'çı darbeyi durdurmuştu..
Aslında hepsi de iç içeydi.. Ayrı hikaye..
* * *
İlhan Selçuk, Doğan Avcıoğlu-Cemal Madanoğlu Cuntası'yla iş pişiriyordu..
Zaten Madanoğlu Davası'ndan hapis yattı..
Yerleşik Atatürk nizamını devirmeye teşebbüs iddiasıyla yargılandı.. Selçuk'un cunta toplantılarına katıldığı tespit edilmişti..
çünkü gizli toplantılarda yanında MİT görevlisi Mahir Kaynak oturuyordu.. Konuşmalar ses kayıt cihazlarına kaydedilmişti. Ama mahkeme hukuki delil saymayacaktı..
Dava sonunda İlhan Selçuk ve arkadaşları beraat etmişti.
Bildiğiniz şeyler.. Bunu da geçelim..
İlhan Selçuk'un 21 Mayıs 1963'te darbe girişiminde bulunduğu için idam edilen Talat Aydemir grubuyla da ilişkileri vardı..
Turgut Alpagut'un yakın arkadaşıydı..
Size bir anekdot aktarayım da bazı olayların neden aydınlatılamadığını anlayın..
21 Mayısçılar, 12 Mart muhtırasına zemin hazırlayan olayların hız kazandığı 1968'de çıkarılan af kanunuyla serbest bırakıldılar..
O da ayrı bir ilginçlik..
* * *
Asıl ilginç olan şu:
21 Mayısçılar güya hapisteydi..
Cezaevinde bir örgüt kurmuşlardı..
Haftada bir gün sırayla dışarıya çıkıyorlardı.
Tesadüfe bakın, Süleyman Demirel Başbakan idi..
ömür boyu hapse mahkum edilen emekli Albay Turgut Alpagut elini kolunu sallaya cezaevinden çıkıyordu..
Kah Milliyet'te Abdi İpekçi'ye, kah Cumhuriyet'te İlhan Selçuk'a uğruyordu..
Bir gün İpekçi'ye uğramıştı.. Odada Halit Kıvanç da vardı..
Hapiste sandığı ihtilalciyi görünce rengi kül gibi olmuş, kekelemeye başlamıştı Kıvanç..
Yatıştırmak, İpekçi'ye düşmüştü..
Alpagut, gazeteci Bedii Faik'i de, Demirel'i af kanunu çıkarmaya ikna etmesi için Ankara'ya göndermiş..
Alpagut bir gün İlhan Selçuk'la iki üç kadeh parlatmak için Kumkapı'ya gidiyordu..
Arabayı Selçuk kullanıyordu..
Beklenmedik bir terslik oldu.. Polis arabayı durdurdu..
Alpagut da Selçuk da korkudan sapsarı olmuştu..
Rutin bir kontroldü, aracın muayene tarihi geçmişti.. Otuz lira cezayla ucuz atlattılar.
Kendine gelen Selçuk "Abi yanımda bir cezaevi kaçağı olmasa bu parayı bana hiçbir kuvvet ödetemezdi" diyecekti..
* * *
Oh ne ala!
İhtilalcilikten hapse atılan Alpagut, gazeteci İlhan Selçuk'la kol kola geziyor..
Alpagut "Cezaevinde olduğumuz sürece böyle dışarlarda gezdik, çünkü durum ayarlanmıştı. 1968'de bizim af çıktı ve bütün 21 Mayısçılar tahliye edildik"diyordu..
Durumu kim, kimler ayarlamıştı?
Başbakan Demirel'i nasıl ikna etmişlerdi?
Bu kadar detayı nereden mi öğrendim?
Emin çölaşan'ın vaktiyle Alpagut ile yaptığı söyleşisinde tabii.
Peki niye?
Gladio falan diyoruz ya.. 'Derin İşler'..
Kimin eli, kimin cebinde meselesi.. Anlayın işte.
TRT'nin Sakıncalı Piyadeleri..
Bir zamanlar devlet radyolarında klasik Türk müziğinin, halk müziğinin esamesi okunmazdı.. Böyle buyurmuştu büyüklerimiz.. Sonra kalktı bu yasaklar ama üvey evlat muamelesi devam etti uzun süre.. Klasik Türk Müziği'ni icra eden ilk devlet korosunun kuruluş tarihi 1976 yılıdır..
Tasavvuf musikisinin TRT'de yer bulmasının tarihi de 35 yılı bulmaz.. TRT ekranları bazı sanatçılara ve aydınlara da kapalıydı.. Orhan Gencebay ve Uğur Mumcu gibi.. İki sakıncalı piyade işte. O günler geride kaldı.. TRT yumuşadı, özel televizyonlar kuruldu.. Sanatçılar rahat nefes aldı..
Şimdi de sosyolog-yazar Fatma Karabıyık Barbarosoğlu'nun TRT'de bir tartışma programına katılması eleştiriliyor. Gerekçe, başörtülü olması.. İlkmiş. Acaba ekran yasağı, içinde başörtülülerin yer aldığı haberler için de geçerli miymiş?
özel televizyonları anlarım, kendi bilecekleri bir iş. Ama devlet televizyonlarında böyle bir ayrımcılık yapılamaz, yapılmamalı. Toplumun önemli bir kesimini temsil eden başörtülülere TRT ekranlarını kapatmak başörtülüleri sakıncalı, hatta suçlu saymanın göstergesi değil mi? Ayıp, ayıp..
Ertuğrul özkök'e ahiret yemini..
Aydın Doğan, eski yazarı Emin çölaşan'ı mahkemeye verdi. Gerekçesi, çölaşan, "Kovulduk Ey Halkım, Unutma Bizi" başlıklı kitabında Doğan'a hakaret etmiş, kişilik haklarını zedelemiş.. Bir süredir devam eden polemik böylece mahkemeye düştü.. Gazeteport'a konuşan çölaşan, süpriz tanıklar göstereceğini söylemiş.. Hele bir köşe yazarı varmış ki, çoook şaşıracakmışız. İsmini şimdilik vermeyecekmiş.. Hakikaten merak içindeyiz.. çoğumuzun aklına gelen ilk isim, 'Sohbetçi Bekir Paşa' dediği arkadaşı Bekir Coşkun. çölaşan'ın göstermek istediği tanıklardan biri de Ertuğrul özkök.. Ama şartı var. özkök'ün mahkemede edeceği namus yemini kesmezmiş çölaşan'ı.. özkök illa, "Allah, Kur'an, namus ve şerefim ve dahi torunlarım üzerine yemin ederim ki" diyecek.. özkök böyle bir yemin eder mi? Bekle, gör..