Dünya su zirvesi neden İstanbul'da yapılıyor? Aylar boyunca aheste yağan yağmurlar sayesinde barajlar doldu da o yüzden.

Şimdi bir muhterem zat, "Yağmur yağmasaydı ve barajlar dolmasaydı da bu zirve yine İstanbul'da yapılacaktı aziz kardeşim" diye bir açıklama göndermezse şaşarım.

Bugün havadan sudan bahsedip konudan konuya sekeceğiz. Daha önemli işleriniz varsa vaktinizi burada harcamayın.

*

Gerçekten, yağmurlar nasıl da güzel yağdı bu sene.

Hastaya serum verir gibi.

Ortalığı sel götürmeden...

Taşkınlara yol açmadan...

Hızla akıp gitmeden...

Toprağın içine işledi.

Bir adının da 'rahmet' olmasındaki hikmeti anlamamız kolaylaştı böylece.

*

Havadan sudan dedim de, havadan Sudan'ı seyretmek geldi aklıma.

Kıvrılarak akıp giden Nil nehrine rağmen, nehrin hemen kıyısında bile susuzluk çeken bölgeleri havadan görmek de karadan görmek de üzücü.

Nil'in geçtiği topraklarda insanlar istedikleri gibi kullanamıyorlar suyu.

O ülkelerin ekonomik, siyasî ve askerî güçleriyle, topraklarından akan sudan yararlanma payları orantılı.

*

Ne kadar fakir ve zayıfsan, suyu o ölçüde az kullanabilirsin.

Her zamanki gibi güçlü olanın borusu ötüyor, gücü olmayanın ise boru sesinden kulakları patlıyor.

Üstteki keyfina baksın, altta kalanın canı çıksın.

*

Son zamanlarda ABD'den Çin'e, Avrupa ülkelerinden Avustralya'ya kadar her yerde gündemin ilk sırasında dünyayı sarsan ekonomik kriz yer alıyor ya...

Biliyor musunuz, dünyanın kara kutusu Afrika'daki fakir ülkelerin çoğu, bu krizden zerre kadar etkilenmedi.

Nijer'deki, Habeşistan'daki, Somali'deki insanların hiç umurunda değil bu kriz. Özellikle çocukların...

*

Küresel krizden önce de fakirdiler, kriz başlayınca da bir şey değişmedi.

Kriz çıkmadan da kişi başına günde bir lira bulmakta zorlanıyorlardı, şimdi de aynı.

Otomotiv sektörü zordaymış, inşaat sektörü şöyleymiş, böyleymiş... Eee?

Kara çocuk ne yapsın? O zaten simsiyah gecenin koynunda.

Fukarayı ne ilgilendirir bu konular?

Onların derdi bir lokma ekmek, bir yudum su.

*

Yok'tan yok çıkarsa, sonuç yok'tur.

Yok'a yok eklense, sonuç yine yok'tur.

Çarp, böl, aynı.

Sıfıra sıfır, elde var sıfır dedikleri işte budur.

*

O halde, sözümüzü Afrika'nın muhtelif yerlerinden derlenen bir türkü ile bitirelim: "Kriz çıkmış neyime, kan damlar yüreğime..."