Evvelce pek çok olayda, elinde megafonla ateşli konuşmalar yaparken gördüğümüz Sayın Kerinçsiz, bugünlerde Ergenekon'da yargılanıyor.

Adın ne?

Kerinçsiz...

Kerinçli olsa ne yazar!


* * *
İki haftadır yazdığı savunmayı okuyan Kerinçsiz, son günde yine döktürdü.

“Ergenekon iddianamesini yazanların Türk olamayacağını” iddia ederek, hayli bilimsel temelli konuşmalar yapan Kerinçsiz, şunları söyledi:

“Bugüne kadar haklarında dava açılanlar, gözaltına alınanlar 300 kişi. Bu kadar insanla mı devleti ele geçireceğiz? Bir muhtarın odasını bile bu kadar insanla ele geçiremezsiniz.”


* * *
Bu sözlerin söylendiği sırada salonda olmak varmış. Diğer tutukluların tepkisini görmek için.

Ergenekon mensuplarını bu kadar beceriksiz göstermek kimin işine yarar ki?

Ne kadar ayıp!

Ergenekon davasından yargılanan 300 kişi bir araya gelecek ve o kadar insan, bir muhtarın odasını bile ele geçirmekte zorlanacak! Böyle savunma mı olur?


* * *
Akıl sağlığının yerinde olmadığı iddiasıyla, deli rolü oynayarak rapor almaya çalışan, suçlamalardan yırtmaya çalışan sanıklar çok görülmüştür de, böyle önemli bir davada bu derece “beceriksiz ayaklarına yatma” niyetinde olana şimdi rastlıyoruz.

İşte bu sözler Ergenekon sanıklarının tümüne, ulusalcılığa ve hatta Türklüğe hakarettir.


* * *
Hızını alamayan Kerinçsiz, “Türk olamayacaklarını” söylediği savcılar hakkında daha ileri giderek “Bunları yazanlar insan olamaz, bu iddianame insanlık dışıdır” deyince, Mahkeme Başkanı “Lütfen ölçüyü kaçırmayın” şeklinde uyarıda bulundu.

Kerinçsiz ise başkanın bu çıkışı üzerine “Bana kimse ölçüyü öğretemez. Ölçüyü bilmeyenler öğrensin” sözleriyle karşılık verdi.

Ne kadar güzel!


* * *
Neredeyse on senedir ortalıkta olan ve meydanlarda, mahkeme kapılarında heyecanlı nutuklar atan Sayın Kerinçsiz'i megafonsuz ve mikrofonsuz görmek, herhalde ancak yakın akrabalarına nasip olmuştur.

Bu derece ünlü birinin isminin ne anlama geldiğini TDK sözlüğüne sorduk, “Kerinç sözü bulunamadı” cevabını aldık.

Madem öyle, başka yere danışalım diyerek, ADD'nin kapatılmasını istediği Google sayfasına danıştık. Orada şu ifadeler yer alıyordu...


* * *
“Nenemin lisanında edep ve hayâ anlamlarının karşılığı olarak kullanılan terim.”

“Ekşiyi ekşi yapan en güzel tavırları içinde barındıran, niyeyse tdk'da yer almayan sözcük.”

“Zulu yerel lehçelerinden birinde dinginlik, sükûnet, mantık gibi anlamlara gelen terim.”

“Kadim Aramice'de baht, talih manasına geldiğini görmüşlüğüm vardır rüyalarımda.”

“Anadolu'da yazılmış bir sözlükte birinci anlamı vicdan olan kelimedir. Mert, haysiyet sahibi, saygın anlamına da gelmektedir.”


* * *
Kerinç'in ne anlama geldiğini savcılara sorsak belki daha iyi olacak... Türküdeki gibi “Kerinç kerinç üstüne kurdum davayı / Davayı kurar iken gördüm Leyla'yı / Kerinç başıma açtı türlü belayı” cevabı almamız muhtemeldir.