Suçlanan herkes suçlu değildir, tamam... Hukukun alfabesi sayılır bu kural... Bilmeyene, sarsa sarsa öğretmek, nush ve tekdir ile anlamazsa başka yöntemler denemek şart...

Şart ama uzatmayalım artık, temcit pilavına da çevirmeyelim...

Sağır sultanın bile ezberlediği masuniyet karinesini, masumiyet müzesi yapmayalım.

Gözaltına alınan, tutuklanan, mahkemeye çıkartılan kişiler, gerçekte suçlu olmayabilir.

Suçlu oldukları, deliller ve şahitler vasıtasıyla, kesin olarak ispatlanana kadar herkes masumdur.


* * *
Gördük, okuduk, hatta bizzat yaşadık... Hem de kaç defa.

Suçladılar, yargıladılar ve sonuçta iddiaların balon olduğu anlaşıldı.

İftiraya uğramak için, insanın herhangi bir şey yapmasına gerek yok çünkü.

Yoldan geçen birini de alıp içeri tıkabilirsiniz.

Hakkında söylentiler çıkarılan kişileri de alıp yargılayabilirsiniz.


* * *
Daha ileri gidelim... Kimi zaman yargılama bile hatalı yapılabilir.

Deliller fena halde sanığın aleyhinedir, şahitler katakulliye getirmiştir...

Savcı yanılmış, hâkimler aldatılmış ve cezayı basmışlardır.

“Onbeş yıl boş yere yattı”, “Asıl suçlu yıllar sonra itirafta bulununca, on yıldır hapiste bulunan kişi salıverildi” türünden haberler, yargılama hatasından kaynaklanır.

Fakat... Zırh niteliğindeki bu masuniyet karinesini de abartmamak lâzım.


* * *
Hatta hiçbir şeyi abartmamak lâzım...

Buraya kadar “Kesinlikle suçludur” yaklaşımının ne kadar yanlış olduğuna işaret ettik.

İşi temcit pilavına çevirme niyetinde olanlar ne yapıyor peki?

Onlar da “Kesinlikle suçsuzdur” iddiası üzerinde dans ediyorlar.


* * *
Suçlu olmayabilir demek, kesinlikle suçsuzdur anlamına gelmez azizim, iki gözüm.

Gözaltına alınanlar için masuniyet karinesine dayanarak “kesinlikle suçsuzdur” yaklaşımı sergiliyorlar.

Adamlar ifadeleri alındıktan sonra tutuklanıyor, “kesinlikle suçsuzdur” şarkısı devam ediyor.

Yargılama bitecek, kimi suçsuz bulunurken kimileri de suçlu bulunacak ve cezaevine gönderilecekler, bizimkiler fondaki müziği devam ettirecekler.

Bundan emin olabilirsiniz.


* * *
Çünkü onlar hâlâ başka yerden bakıyorlar manzaraya. Ve daha şimdiden rövanş hesabındalar.

“Onlar da bu memleketin insanı” diyerek, darbe yapmaya yeltenenleri savunmak istiyorlar.

Darbeciler uzaydan mı gelecekti? Ancak o zaman mı yargılanmaları makul olacaktı?

Faili meçhul cinayetleri bile hafife alıyorlar. Patolojik vaka dedikleri budur işte.


* * *
Aslında öldürülenler için “Onlar mutlaka haketmişlerdir” diyecekler de maça yüzünden lafı dolaştırıp başka türlü saçmalıyorlar.

“Kim saydı? O kadar faili meçhul olduğu ne malûm?” lafını ortaya atmaktan çekinmeyenleri söyleyin nereye havale edelim? Hangi servise gitmeleri uygun düşer?

Kendini ülkenin tek sahibi zannedenler ve tek başına kendini devlet olarak görenlerin yeri, Napolyon kıyafetiyle dolaşanların yanı değil midir?


* * *
Patoloji: “Hastalıkla ilgili hücrelerdeki, dokulardaki ve organlardaki yapısal ve işlevsel değişikliklerin tanınması, araştırılması ve incelenmesiyle ilgilenen bilim dalı.” Bu da dipnot.