Bu bize yapılır mı!..
Gündemimiz -maaşallah- pek dolu.
Ergenekon'un 12. Dalga gözaltıları sırasında, hasta hasta evi aranan Prof. Türkan Saylan, gözaltına alınan diğer isimleri gündemin gerisine kaydırmış durumda olsa da, 'asrın davası' ile ilgili konular gazetelerin halen başat konusu.
Başörtülü talebelerin burs müracaatlarını, onların militan oldukları ya da olabilecekleri ihtimaline binaen reddettiklerini söyleyen Saylan, yaşına ve ilerlemiş hastalığına rağmen, tam bir militan gibi.
Prof. Saylan ismi, her ne sebeple olduğu bilinmez ama bu memleket insanının İslam'a olan yönelişlerinin önünü kesme gayretleri ile beraber anılabilecek bir isimdir.
Küçücük çocuklarımıza gereği gibi din eğitiminin verilebilmesinden tutun da, isteyenlerin istediği gibi giyinebilmesi hususuna kadar, İslam referanslı hemen her şeye karşı çıkan ve dahası bunlara karşı ciddi ciddi mücadele veren bir isimdir Türkan Saylan.
O kadar ki, bu sahadaki gayretlerine, aslında olmayan ama muhayyilesinde var kabul ettiği kanun maddelerini dayanak yapmaktan da asla çekinmemiştir.
Başörtüsü ile ilgili yasak uygulamasının herhangi bir hukuki dayanağının olmadığını ve hatta hukukun serbestiyetini amir olduğunu; sözkonusu yasağın birilerinin keyfine göre uygulanan bir yasak olduğunu, Türkan Saylan ve onun gibi düşünenlerin tamamı, bal gibi bilmektedir aslında.
Onlar, oluşturulmasına katkıda bulundukları yasak havasının ilanihaye devam etmesini temin etmek için gürültü çıkarmaktadırlar sadece.
Böylesine saçma-sapan bir yasağın var olabilmesi açısından kanun çıkarılmasına gerek olduğu ve böyle bir kanunu çıkarmanın da, Anayasa hükümleri açısından mümkün olmadığını da iyi bilmektedirler...
Maksat, mümkün olduğu kadar çok gürültü çıkarmak ve böylelikle haklı olabilecekleri şeklinde bir kanaatin yayılmasını temin etmektir nihai olarak...
Kimse çocuğuna ya da çocuklarına nasıl bir eğitim verdiği konusuna zerre kadar karışmadığı halde, Milletimizin çocuklarına nasıl bir eğitim verileceği ya da verilmeyeceği hususuna karışmayı kendisine vazife kabul etmiş bir isimdir Türkan Saylan.
Tek amacı da, mümkün olduğu kadar, İslam Dini ile alakalı bilgilerin çocuklarımıza verilmemesidir.
Saylan, kendisi gibi düşünen ve çalışan, ama bunları kamuoyu önünde açıkça itiraf edemeyen kesimlerin önde gelen isimlerindendir ve militanca tavırlarıyla, onların içinden geçeni dışa vurduğu için pek sevilmekte ve takdir edilmektedir.
Türkan Saylan'ın evinin aranmasına yönelik itirazlar, biraz 12. Dalga gözaltıların tümüne itirazın sembolüdür muhakkak.
Ama yükselen seslerin çoğu, Saylan'ın mücadelesine(!) duyulan hayranlığın ve saygının eseridir de...
Bütün olup bitenlerin, Milletimizin değerlerini hesaba katmayan ve zaten yok etmeye yönelik bir çaba olması ise sadece küçük bir teferruattır onlar açısından.
Gözaltı, tutuklama ve bunların öncesindeki aramalarla ilgili genel tavır, hukukun uygulanması açısından bazı yanlışlar yapılmış olduğu iddiasından çok, 'bizden olana, bizim gibi olana bu yapılabilir mi' düşüncesinin oluşturduğu şaşkınlıktan, aslında.
Sistemin bütünüyle kendilerine hizmet için kurulduğu ve yürüdüğü kanaatine sahip olanlar, kendi yazdıkları metinlere serpiştirdikleri kural ihlallerinin bir gün kendilerine karşı kullanılacağını hesaba katmamışlardı, anlaşılan.
Ya da, uygulamayı sürekli olarak denetleyip baskı altında tuttukları günlerin artık geride kaldığının, farkında bile değiller...
Bir avuç insanın, kendi hayat tarzlarını bahane göstererek, Milletimizin tamamının hayat tarzını baskı altına almaları gibisinden bir saçmalığın, günümüzde yeri yoktur artık...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.