Vefa İstanbul’da bir semtin adı olmamalı!

Vefa İstanbul’da bir semtin adı olmamalı!

12 EYLÜL 1980 Hazan rüzgârları henüz esmemişti. Bir ağaç için Ormanlar henüz feda edilmiyordu. Lakin Türkiye Büyük bir kaosun ve iç çatışmanın eşiğindeydi. Provokasyonlar, ajitasyonlar ve kirli emellere ulaşmak için her türlü senaryolar acımasızca hazırlanıyordu.

O günlerde Üniversite de öğrenciydim. Aynı zamanda da Manisa da Siyasi olarak Gençlik Faaliyetlerinin içindeydim. Arkadaşlarımı kucağımızda kaybettiğimiz günlerden bir gün Lise Öğrencisi Yavuz Aydın Ve Sezai Uçar’ın kurşunlandıklarını ve Rahmet_i Rahman ‘a ulaştıklarını öğrendim. Yıllar sonra Yavuz Aydının Ağabeyi Yazar-Şair ve Eğitimci Gündüz Aydın ‘ın bir mektubu elime ulaştı.

Bugün O tarihi mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yorum okuyucularımındır.


Sayın Devlet Bahçeli,

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı – ANKARA

Şahsıma gönderdiğiniz ve “Zorlu kırk yılın hatırası” olarak adlandırdığınız kargoyu alınca geçmişimde yaptığım “Şerefli bir mücadelenin, yüksek vatan ve millet sevgisinin, büyük fedakârlık ve meşakkatin” izleri hızla gözümün önünden bir film şeridi gibi akıp geçti.

Arkama baktığımda; acı, gözyaşı ve vefasızlıktan başka bir şey göremedim. Partinizin kuruluşunun 40.yılını kutlarken; benim kardeşimin aramızdan ayrılışının 30.yılını kutlayamamanın burukluğu içinde; eğilmeden, yamulmadan, dosdoğru yaşadığım yıllarıma şükür ediyorum.

17 Mayıs 1979 yılından bu güne geçen zaman diliminde atmış dini bayram, yüzlerce kandil ve otuz yıldönümü yaşadık. Hele ilk yıllarda gözü yaşlı annem, evlat acısı ile kıvranan babam; bir tek vefalı dost ararken, maalesef sizin o “Şerefli bir siyasal mücadelenin” mensuplarından bir kişi dahi kapımızı çalmadı.

Bir mensubunuz gelip “Ne yapıyorsunuz?” bile demedi.

Sizler, yanı başımda, televizyon ekranlarında ve açılışlarda-törenlerde şu kadar “Ülkücü şehit” edebiyatı yaparken “Kim bunlar diye?” soran bile olmadı.

Benim kardeşim “Allah’ın rızasını kazanmak için” hayatını kaybetti; sizler onların edebiyatını yaptınız.

Daha önceki dönemde ve şu dönemde 3’er milletvekili ile Manisa’da partiniz temsil edildi. O milletvekilleri oy isterlerken “Ülkücü şehitleri” ağızlarından düşürmediler. Keşke bir sefer de olsa annemin, babamın elini öpmeye gelselerdi. Ama gelmediler.

Unuttular, unutulduk… Bir zamanlar dava dediğimiz o yüce mefkûre tarihin sayfalarında gömülü kaldı.

Siz hep “Hain” ürettiniz!

Hayatı hep hizmet için geçen ve 2001 yılında kaybettiğim sevgili babam; vefasızlığı göre göre bu dünyadan ayrıldı.

Söylenen sözler hep havada kaldı.

Evet, “Bir hilal uğruna adanmış 40 yıl için” benim çok söyleyeceklerim var. Gözyaşlarımın, dökülen saçlarımın, bükülen dizlerimin çok söyleyecekleri var.

Ama bu söyleyeceklerimi şimdi söylemeyeceğim.

Bunun bir de hesap günü olduğunu bilenlerdenim.

Manisa caddelerinde eriyen ziftler üzerinde kaybolan gençliğimin hesabını “O gün” “O büyük Din gününde”,soracağım.

Gönderdiğiniz kargonun üzerindeki ifade bile yaptığınız işin ne kadar göstermelik olduğunu anlatıyor.

Bundan sonra MHP’nin aramasında bir yarar yok! “Kırk yıl için hazırlanan anıyı bu kutlu günlerin hatırlanması için” reddediyorum.

30 yıldır unutulan, hatırlanmayan ben Gündüz Aydın gönderdiğiniz bu kargoyu kabul etmiyor ve iade ediyorum.

Ve bu vefasızlık nedeniyle MHP’ye hakkımı helal etmiyorum.

Geçmişi inkâr eden, onca şehit ailesini unutan ve davası için cezaevlerinde yatan binlerce kişi adına MHP’ye hakkımı helal etmiyorum.

EDEMİYORUM, ETMEK İSTEMİYORUM, ETMİYORUM…

Gündüz AYDIN(Şehit Yavuz Aydın’ın Ağabeyi)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi