Çad'da isyan
Afrika ülkelerinde bu sıralarda yine önemli gelişmeler ve ciddi hareketlilikler yaşanıyor. Kenya’da geçtiğimiz haftalar ciddi çatışmalar oldu. Bu olaylar işgalci Siyonist devletin Gazze’nin iyice boğazını sıktığı döneme denk geldi. Gazze’deki yoğun gelişmeler devam ettiği sırada çad’da da İdris Debi yönetimine karşı isyandan kaynaklanan hareketlilik arttı.
çad, son dönemde ABD ve Batının Sudan’ı köşeye sıkıştırma operasyonlarında bir üs olarak kullanıldı. Avrupa Birliği’nin Darfur meselesini bahane ederek Sudan’ın batı sınırını kontrol ve bu ülkedeki mevcut yönetimi zorlayan muhalif grupları destekleme amacıyla askerî güç yerleştirme planında da çad’dan lojistik olarak yararlanıldı. Dolayısıyla son gelişmeler hakkında yapılan yorumlarda bu olayların Sudan’la Avrupa Birliği’nin özellikle de çad’da önemli çıkarları olan Fransa’nın bir hesaplaşması olduğuna dikkat çekiliyor.
Olaylar her ne kadar böyle bir hesaplaşma olarak görülse de altyapısı eskiye gitmektedir. Zaten buna elverişli bir zemin önceden oluşmuş olmasaydı Sudan’ın kendini Darfur meselesini kullanarak köşeye sıkıştırmak isteyenlerle hesaplaşma alanı bulması zor olacaktı. Afrika’nın birçok sorunlu bölgesinde, köşeye sinmiş ve karşıtlarının üzerine gitmek için bir yerlerden gelecek desteği bekleyen gruplar ve oluşumlar mevcuttur. Bundan dolayı herhangi bir bölgeyle ilgili stratejik planlarını devreye sokmak isteyenler yeri geldiğinde söz konusu grupların ve oluşumların dışarıdan gelecek desteğe duydukları ihtiyacı değerlendirmekten çekinmiyorlar. Bunu Avrupa, özellikle de Afrika’nın birçok bölgesiyle çıkar bağlantısı olan Fransa her zaman yaptı. Bugün de Sudan, Fransa’nın birçok Afrika bölgesinde başvurduğu metodun aynısını ona karşı çad’da kullanıyor. “çalma elin kapısını, çalarlar bir gün kapını”
çad’daki isyancılara Sudan’ın destek verdiği hem siyasi yorumlarda hem de resmî açıklamalarda dile getirildi. Ama böyle bir gelişmenin, Darfur meselesinin kullanılması suretiyle çad’ın doğusuna ve Sudan’ın batı hududuna EUROFOR adıyla Avrupa Birliği askerî gücünün yerleştirilmesiyle eş zamanlı olarak meydana gelmesi bir tesadüf değildir. Bölgeye bu adla 3700 Avrupa askeri yerleştirildi. Bunların da 2100’ünü Fransız askerler oluşturuyor.
Sudan yönetimi bu askerlerin yerleştirilmesine şiddetle karşı çıkıyor ve Avrupa’nın, Sudan’ın içişlerine değil içine müdahale etmesi olarak değerlendiriyordu.
çad’ın şu anki cumhurbaşkanı ve Fransa dostu İdris Debi, 1 Aralık 1990’da gerçekleştirdiği bir askerî darbeyle yönetimi ele geçirmişti. Fransa’nın ülkedeki çıkarlarının bekçiliğini yaptığından dolayı da sürekli ondan destek aldı. Hatta Fransa’nın gerek gördüğünde ülkeye asker göndermesine, çad askerlerini eğitmesine, bu ülkenin ordusuna lojistik destek vermesine ve sağlık yardımı yapmasına imkân sağlayan askerî işbirliği anlaşması da imzaladı.
Ama son olaylar karşısında Fransa’nın bayağı zorlandığı yorumlarda dile getiriliyor. çünkü İdris Debi’ye doğrudan askerî destek vermemesi durumunda onun sadece kendi askerleriyle koltuğunu korumasının zorlaşması ve Fransa’nın önemli bir bölgedeki adamının tahttan düşmesi riskinin ortaya çıkması söz konusu olacak. Doğrudan destek vermesi durumunda ise çad’daki Fransız askerlerin tümünün isyancıların hedefi olması tehlikesi doğacak. Verilen bilgilere göre Fransız güçler şimdilik sadece yabancıların özellikle de Fransa vatandaşlarının güven içinde tasfiyesinin sağlanması amacıyla havaalanlarının güvenceye alınması görevini üstlendiler. Bunun dışında karada olaylara herhangi bir doğrudan müdahaleleri olmadı. Fakat muhalif silahlı güçler adına yapılan açıklamalarda Fransa’ya ait askeri uçakların bazı bölgelerde hava saldırıları düzenledikleri dile getirildi.
Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’in, çad’daki silahlı grupların “dış destekli” oldukları iddiasında bulunması ilginçti. Böyle bir iddia “tencere dibin kara” demeye benziyor.
BM Güvenlik Konseyi’nin olaylara yaklaşımı bu teşkilatın çağdaş emperyalizmin ve müstekbir güçlerin meşrulaştırma mekanizması olarak çalıştığını bir kez daha gözler önüne serdi. Sergilenen tavır ve alınan kararlar, çad’ı sıkıntıya sokan probleme çözüm arama değil Fransa’nın ve Batı’nın bölgeyle ilgili çıkar hesaplarını sağlama alma amacına yönelikti. Darfur’da muhalif gruplara sonuna kadar destek veren BM, çad’da muhalifleri suçlu çıkarıp İdris Debi yönetimine sınırsız destek verdi ve bu yönetimin istemesi durumunda Fransa’nın askerî destekte bulunması için geniş yetki tanıdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.