“Babalar gibi postmodern darbe!..”

“Babalar gibi postmodern darbe!..”

Süleyman Soylu, genç; dinamik, samimi ve omurgalı bir politikacı... Kendi ifadesiyle, DP’nin başında bulunduğu 16 aylık süre içinde, dürüst bir politika sergiledi. Bütün olumsuzluklara ve imkansızlıklara rağmen, partiyi yeniden canlandırmak için ekibiyle birlikte çok çalıştı. Doğrusunu isterseniz, mevcut şartlar altında önemli de bir başarı elde etti. Ama çıtayı bizzat kendisi daha yukarıya koymuş olduğu için, alınan neticeyi yeterli bulmayıp istifa kararı aldı. Fakat parti tabanı kendisini bırakmak istemedi ve netice olarak genel başkanlığa yeniden adaylığını koydu.
DP’nin dünkü kongresinde, Soylu; öncekilere nazaran daha etkileyici bir konuşma yaptı. Bana göre söylediklerinin en önemli bölümü, partinin iki eski genel başkanı olan Demirel ve Cindoruk’u hedef alan sözlerdi... Şunları söyledi mesela: “16 ayda adam gibi siyaset yaptık, kıvırmadık, yalpalamadık... Başka evimiz, çadırımız, şemsiyemiz yok.... Bütün siyasi hayatımız kıratta geçecek...” Şüphesiz bu gülle gibi laflar, doğrudan doğruya Hüsamettin Cindoruk’u hedef alıyordu. Hele bir de “28 Şubat babalar gibi postmodern darbedir...” derken, adres doğrudan doğruya Demirel’di!..
Henüz 41 yaşında olan Süleyman Soylu şimdiye kadar gösterdiği performansla, gelecekte daha başarılı olabileceğini gösterdi. Ancak bir şartla! DP’deki eski kuşak politikacıların, ayağına taktığı prangalardan kurtulabilirse tabii... Dün Hüsamettin Cindoruk kongre salonuna girerken, “Kıratı şahlandıracak tek lider(!)” diye anons edildi. Eğer durum gerçekten böyle ise, “AT, AVRAT PUSAT...” diyen bir milletin ahfadı olarak, DP’deki gençlerin kara kara düşünmesi lazım!
Politik ihtiraslarını gemleyemediği için, “Ben de gencim” diyen; 76 yaşındaki Hüsamettin Cindoruk, bu saatten sonra Kırat filan asla şaha kaldıramaz. Gerçekçi olmak lazım. “Hırs-ı pîri” iyi bir şey değildir... Kitapların yazdığına göre, ‘baş olma sevdası’, insandan en son ayrılan arzu imiş. İnsan bu sevdadan ne zaman vazgeçermiş biliyor musunuz? Can boğaza gelince!.. Evet can boğaza gelince. Ve mal, mülk, evlat, eş vs. bütün sevdalardan vazgeçtikten sonra, yani en son olarak ve canı tam boğaza geldiğinde ancak vazgeçermiş.
Nüfusunun yüzde altmışı 35 yaşın altında olan Türkiye’de, eğer 85 yaşındaki Demirel ile 76 yaşındaki Hüsamettin Cindoruk, Merkez Sağı yeniden inşa etme iddiasındaki DP’yi yönetecekse, burada ciddi bir yanlışlık var demektir. Bu çok açık... Yanlışlarla bir yere varmak da mümkün değildir. Bu satırlar yazılırken, genel başkanlık için ikinci tur oylama yapılıyordu. Sonuç ne çıkar şu an belli değil. Siz bu satırları okurken belli olmuş olacak.
Ama şunu söylemek mümkün, ülkemizde parti kongrelerinde, delege sistemindeki sakatlıklar dolayısıyla, her zaman isabetli kararlar çıkmaz. Çıkmadığı çok olmuştur. Öyle olmasaydı, dün aynı partiyi bölen Cindoruk, bugün tekrar liderliğe oynayamazdı... Netice: Türkiye’de siyaset, 20. asır modeli politikacılardan yakasını kurtarmalıdır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi