Haydi Bismillah! Bakın nasıl bir yerden dalış yaptık! Mevzu derin; lafı evirip çevirmekle vakit kaybetmenin lüzumu yok!

Okur milleti uzun laftan hoşlanmaz... Yekten söylemek lâzım!

*

Haftanın cümlesi şu şekilde:

"Muhafazakâr partiler öne çıktıkça, artan radikalleşmeyle birlikte, ekonomik büyüme ve modernizasyona daha çok vurgu yapılmak suretiyle, Batı tipi demokrasilerin ayrılmaz parçası olan laikliğin gündemden düşürüldüğü ve tanımının değiştirilmeye çalışıldığı görülmektedir."

*

Uzun laftan sıkılanlar için, kısaca şöyle özetleyelim:

"Ekonomik büyümeye çokça vurgu yapılarak, laiklik gündemden düşürülüyor."

Daha kısası:

"Ekonomi laikliğin önüne geçiyor."

En kısası:

"Laiklik elden gidiyor."

*

A be sayın hemşehrim...

Bu laiklik, nasıl bir şeydir ki, yüz yıla yakın zamandır her fırsatta "elden gittiği" söyleniyor da bir türlü gitmiyor?

Altmış yıl önce "laiklik elden gidiyor" denilirken yalan mı söyleniyordu?

Kırk yıl önce, yirmi yıl önce de aynı sözler "temcit pilavı" gibi öne sürülürken, doğru değil miydi?

Eğer hâlâ aynı sözler sarfediliyorsa, demek ki bunca zaman gitmemiş.

Hâlihazırda elde duruyor.

*

O halde, nasıl değerlendireceğiz?

Bunca zamandır gitmeyen laiklik, bir yere kıpırdamaz, merak buyurmayın siz.

Gönlünüzü ferah tutun... Derin nefes alın.

Bu tür endişeler geçicidir. Emin olun.

*

Nasrettin Hoca'yı da uyarmışlar zamanında...

"Hocam, laiklik elden gidiyor..."

"Bana ne?" demiş Hoca.

"Fakat Hocam, laiklik sizin eve doğru gidiyor..."

"E o vakit sana ne?"

*

Ekonomik büyümenin bazı temel konuların önüne geçmesinden de rahatsız olmak abes.

Kişi başına düşen gelir seviyesi on kat artsın...

Gelir dağılımındaki dengesizlik kaybolsun ya da hiç değilse azalsın...

Herkesin katı, yatı, atı olsun...

O zaman gör bak laikliğin kalesi, burçlarını nasıl yükseltiyor!

*

Hoca'yı, Temel'i, Bekri'yi, hatta fıkraların hepsinden meşhur şahsiyeti "Adamın biri"ni bir yana bırakalım da asıl endişemizi ifade edelim.

Laiklik, bizdeki şu yarım yamalak haliyle bile bunca yerleşmişken, bir de tam anlamıyla uygulanabiliyor olsa, kim kımıldatabilir yerinden?

Herkesin laikliği kendine olmasa mesela...

Etrafa da faydası dokunsa, daha ne istenir delikanlı Muro'nun 'kosmos'undan?