“Birr”in (iyiliğin) neresindeyiz?
Allah’n güzel isimleri (Esmâü’l-Hüsnâ) üzerinde ne kadar düşünürüz? Her biri hayatmzn bir alanna müdahale eden o güzel isimleri ne kadar hayatmza yanstrz? Bugün, El-Berr ism-i cemîlini birlikte görelim:
İtaat, ibadet ve iyilik etmek, ibadeti kabul etmek, yeminine sâdk olmak, va'dini yerine getirmek anlamlarndaki "Be-R-Ra" kökünden türeyen Berr: Allah'n sfat olarak, kullarna iyilik yapan, çok lütufkâr (Latîf), çok merhametli (Rahîm), çok şefkatli (Ra’ûf) demektir. Allah; kullarna karş şefkatli olup onlara ihsan eden, iyiliği ve hayr geniş ve bütün yaratklara yaygn olan, sözünde sadk olandr.
“Berr” ismi, Kur'ân'da Allah’n sfat olarak bir âyette geçer:
"Şüphesiz O Allah, çok iyilik eden(Berr), çok merhametli olandr(Rahîm)." (Tûr 52/28)
İbn Mâce'nin esmâü'l-hüsnâ’ya dair rivayetinde ise, el-Bârr şeklinde geçer ve Berr ile ayn anlamdadr.
İyilik yapan anlamnda “berr” ve çoğulu “ebrâr”, “berara”; insanlar (Meryem 19/14, 32; Âli İmrân 3/193,198; İnsân 76/5; İnfitar 82/13; Mutaffifin 83/18,22); iyi, sâdk, itaatkâr ve temiz anlamnda melekleri (Abese 80/16) nitelemek için kullanlmştr. Allah'n iyilik edene, iyi ve yararl bir amel yapana en az on kat ile mükâfat vermesi, kötülük yapana, kötü ve zararl bir fiil işleyene sadece misliyle ceza vermesi (En'âm 6/160), îmân edip sâlih amel işleyenlere dünyada iyi bir hayat yaşatmas, onlar yaptklarnn daha iyisi ile ödüllendirmesi (Nahl 16/97), karşlksz bol rzk ve nimet vermesi O'nun Berr olmasnn sonucudur.
"Berr", Hz.Yahya ve Hz.İsa’nn (a.s.) sfat olarak da kullanlmştr (Meryem 19/14, 32). Bu âyetlerde "berr" ana-babasna iyilik eden, iyi davranan, ikram ve ihsanda bulunan ve merhamet eden demektir.
Kur'ân'da; insann övüldüğü kavramlardan biri 'ebrâr'dr. Kur'ân ve sünnette; mü'min ve muttaki olan (Âl-i imrân 3/193, 198), adağn yerine getiren, kyamet gününden korkan, yoksula, yetime ve esire yemek yediren, Allah'tan korkan, sabrl (İnsan 76/7-10, 12), iman, amel, söz, fiil ve davranşlarnda doğru/sâdk (Müslim, İmân, 104; III, 2013), güzel ahlâk sahibi olan (Müslim, Birr, 14; III, 1980), ana-babasna iyilik eden (Meryem 19/14, 32) ve Allah'a yaklaştrlmş (Mutaffifin 83/21-28) kimselere "ebrâr" denmiştir. Bir insann ebrâr’dan olabilmesi için iman edip Allah ve peygambere itaat etmesi, isyan olan söz, fiil ve davranşlar terk etmesi, Allah ve kul haklarna riâyet etmesi, kemaliyle hayr sahibi, iyiliksever, şerre raz olmayan, sâlih, itaatkâr ve dürüst olmas gerekir. (Dini Kavramlar Sözlüğü, Heyet, D.İ.B. Yay., Berr kavram.)
İmdi; Yüce zâtn “Berr” yani bütün iyiliklerin, hayrn, şefkatin, merhametin, lütfun kaynağ ve sahibi olarak tantan ve kullarna verdiği sözde sadk olan Rabbimiz; bizim de beşeri düzlemde “birr” sahibi olmamz, ebrâr’dan olmamz ister. Peki, “birr” nedir ve “ebrâr” yani “birr sahipleri” kimlerdir?
Bu sorularn cevabn Kur’ân- Kerîm, bize net ve geniş olarak verir:
“Yüzlerinizi Doğu ve Bat tarafna çevirmeniz «birr» değildir. Lakin asl «birr»; Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitablara, peygamberlere iman eden, maln seve seve yaknlarna, yetimlere, miskinlere, yolculara, dilenenlere, kölelere, esirlere veren, namaz dosdoğru klan, zekât veren, antlaşma yaptklarnda ahidlerini yerine getiren, skntda, hastalkta ve şiddetli savaş annda sabredenlerinkidir. İşte sâdk/doğru olanlar da onlardr ve müttakiler de onlardr.” (Bakara 2/177)
Birr’in en önemli şartlarndan biri, sevdiği mallardan Allah için infak etmektir: “Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe siz birre eremezsiniz, maamafih her ne infak eyleseniz şüphesiz Allah onu da bilir.” (Âl-i İmran 3/92)
El-Berr ve el-Bârr olan Allah’a iman eden her Müslüman; “birr”i yani takvâ’y ve sdk’ kuşanmakla yükümlüdür. Bu ise; yönünü doğuya veya batya çevirmekle yani dş görünüşle, imajla, lafla olmaz; kbleye döndüğünüzde bile özünüzle, bütün benliğinizle ve kalbinizle Allah’a yönelemiyorsanz ve bu yönelişinizi davranşlarnza, amellerinize yanstamyorsanz, Allah katnda bir kymet-i harbiyesi yoktur. Yukarda saylanlarn dşnda baz sözde takvâ gösterilerinde bulunmanzn da Allah katnda bir anlam olmaz:
“Evlere arkalarndan gelmeniz birr değildir. Asl birr ittika edeninkidir. Evlere kaplarndan girin. Allah'tan ittika edin (O’na karş sorumluluklarnz kuşanp saknn); umulur ki kurtuluşa erersiniz.” (Bakara 2/189) Yani, Cahiliye Araplarnn hac mevsiminde evlere ön kaplarndan değil de arkadan girmeyi takva saymalar türünden gösterilere ihtiyaç yoktur. Aslolan takvânn gereği olarak Allah’n helal ve haram snrlarn çiğnemekten saknmak ve O’na ve kullarna karş sorumluluklarmz kuşanmak, yerine getirmektir.
İşte, birr’in bu hakiki manasn idrak edip yaşamaya çalşan müminler, Berr olan Allah’tan utanr da, “başkalarna birr’i emredip kendilerini unutmazlar” (Bakara 2/44); aksine “birr’i ve takvây konuşurlar; huzuruna toplanacaklar Allah'tan saknrlar” (Mücadele 58/9) ve “birr ve takvâda yardmlaşrlar” (Maide 5/2).
Selâm, el-Berr’e iman eden birr ve takvâ sahiplerine, birr ve takvâda yardmlaşan sâdk müminlere!
NOT VE ÖZÜR: Yazarımız Abdullah Yıldız’ın yukarıdaki yazısı yerine, dün, yanlış bir yazı sehven yayınlanmıştır. Yazarımızdan ve okuyucularımızdan özür dileriz.
Vakit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.