Sultanahmet’te Bayram Namazı Geleneği
Önümüzdeki Cumartesi günü Kurban Bayramı. Bayramın tüm İslâm âlemine vahdet, kardeşlik ve esenlikler getirmesini ve genel anlamda dirilişimize vesile olmasını Cenâb-ı Allah’tan niyaz ediyoruz.
İki yıldır, Ramazan ve Kurban Bayramı namazlarının, İstanbul’da Sultanahmet Camii’nde, diğer yerlerde ise “şehrin en büyük camiinde” ve “ailece” kılınması için Namaz Gönüllüleri Platformu olarak çağrı yapıyoruz. Geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda Sultanahmet’te kılınan namaz, bir önceki yıla göre daha kalabalık ve coşkulu gerçekleşmişti, hamdolsun. Bu Kurban Bayramı’nda da İstanbulluları, kurban kesimlerini bir-iki saat tehir edip, öncelikle Sultanahmet’te bayram namazına davet ediyoruz.
Bildiğiniz gibi, Diyanet İşleri Başkanlığımızın İstanbul dâhil, tüm il-ilçe Müftülüklerimize gönderdiği genelge ve Namaz Gönüllüleri Platformu’nun teşviki ile her şehrimizin en büyük camiinde Bayram Namazlarını “ailece” ve “büyük kalabalıklar” halinde kılıyoruz ve elhamdülillah bu bir “gelenek” halini aldı. Esasen bu uygulama ile amacımız, EfendimizinMusallâ’da kıldırdığı coşkulu Bayram Namazı geleneğini yeniden ihya etmek ve bu vesile ile ümmetin vahdet bilincini yeniden diriltmektir.
Bu vesile ile, Efendimizin (s) Musallâ’da Bayram Namazı sünnetine dair bilgileri paylaşmak istedik:
Peygamberimiz (s); “Allah size çok hayırlı iki gün verdi: Ramazan bayramı ve kurbanbayramı”(Nesâî, Iydeyn 1; Ebû Davûd, Salât 245) buyurarak iki bayramın da birlikte ve coşku ile idrak edilmesini emretmiştir. “(Muteber) oruç (hep beraber) tuttuğunuz gündeki; (Muteber) iftar, (hep beraber) ettiğiniz gündeki; (Muteber) kurban da (hep beraber) kurban kestiğiniz gündekidir.”(Tirmizî, Savm 11; Ebu Dâvud, Savm 5)
Evet, müminlerin omuz omuza kıldıkları Bayram namazı, birlik-beraberliğe ve kardeşliğevesiledir.
Asr-ı Saadette bayram coşkusu, musallâ (namazgâh) denilen geniş bir alanda kadın-erkek herkesin katıldıkları bayram namazı ile başlardı. Peygamberimiz, bayram namazlarını, hava yağışlı değilse, Mescid’in biraz uzağında bulunan musallâda (bugün Mescid-i Nebevi’nin Babus’selam kapısı karşısındaki Gamame Mescidinin olduğu yerde) kıldırırdı. Bayram namazına gitmeden gusleder ve en güzel elbisesini giyerdi. Namazdan sonra çocukların başlarını okşar, şakalaşır ve hediyeler verirdi.
Ebu Said el-Hudrî (r.a) der ki: “Rasulüllah (s), Ramazan ve Kurban bayramlarında musallâ’ya çıkar ve ilk başladığı şey namaz olurdu. Namazdan sonra ayağa kalkarak sahabeye vaaz eder, onlara gerekli tavsiyelerde bulunur, gerekli emirleri verir, gaza için göndereceği varsa onları gönderir ve daha sonra musalladan evine geri dönerdi.”(Buhârî, Iydeyn 6) Abdullah b. Abbas (r.a) şöyle dedi: “Bir Ramazan veya Kurban bayramı günü ben Nebi (s) ile beraber musallâ’ya çıktım. Nebi (s) bayram namazını kıldırdı ve sonra hutbe okudu...” (Buhari, 932; Müslim 884/2; Ebu Davud, 1142; Nesei, 1568; Tirmizi, 537; İbn Mace, 1273) Nafi’ b. Ömer (r.a) der ki: “Rasulüllah (s), bayram gününün sabahında musallâ’ya gider ve beraberinde mızrağı da götürülürdü. Musalla’ya varınca mızrağı, kendisinin önünde dikilir ve ona doğru namaz kılardı. Rasulüllah’ın o zamanki musallâ’sı bir düzlükten ibaretti ve önünde mihrap gibi herhangi bir şey yoktu.” (İbn Mace, İkamet 164).
Efendimiz (s) zamanında hanımlar da bayram namazlarına katılırlar; özürlü hallerinde bile, bayram namazı kılınan yere gidip, arka saflarda yer alarak, Peygamberimizin hutbesini dinlerler ve dualara iştirak ederlerdi. Amre b. Revaha (r.a) dedi ki: Rasulüllah (s): “Bayram namazlarında her izar (elbise) sahibi kimsenin musallâ’ya çıkması vacibdir” buyurdu. (Ahmed 27082, Tayalisi 1622, Beyhaki 3/306) Ümmi Atiye (r.a) şöyle dedi: “Rasûlüllah (s), Ramazan ve Kurban bayramı günlerinde evlenmemiş kızları, hayızlı genç kadınları ve perde ehli kadınları musallaya çıkarmamızı bize emrederdi. Rasûlüllah: ‘Hayızlı kadınlar namazdan uzak durur, hayır ve Müslümanların dualarını müşahede eder onlara iştirak ederler’dedi. Ben: ‘Ya Rasûlallah! Herhangi birimizin cilbabı(dış elbisesi) olmayabiliyor!’ dedim. Rasûlüllah (s): ‘Din kardeşi kendinin cilbâbından birini ona giydirsin’ buyurdu.” (Müslim 890/12, Buhari 936, Ebu Davud 1136, Nesei 1557, İbni Mace 1307) Abdullah b.Abbas (r.a) dedi ki: “Rasulullah (s) kızlarına ve eşlerine bayram namazlarında musallaya çıkmalarını emrederdi.” (Ahmed 2054, Tayalisi 1622, İbn Ebi Şeybe 2/87/1)
İslâm hukukçuları bu hadisi şerifleri dikkate alarak yağmur ve kar gibi bir özür olmadıkça bayram namazlarının musallâ’da kılınmasının sünnet olduğuna hükmettiler. Nitekim İslâm dünyasının büyük çoğunluğu bayram namazlarını musallâ’larda kılıyorlar. İki yıldırSultanahmet Camii ve meydanında 100 binlik cemaatlerle kılmaya başladığımız Bayram Namazlarının, bir kutlu gelenek olan “musallâ” sünnetini ihyâ etmeye vesile olmasını diliyor, Kurban Bayramı’nın bütün İslâm dünyasına, barış, huzur, kardeşlik ve esenlikler getirmesini Aziz ve Celil olan Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ’dan niyaz ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.