Yasin Doğan

Yasin Doğan

Demokratik rejim, çeteler ve başörtüsü

Demokratik rejim, çeteler ve başörtüsü

CHP lideri Deniz Baykal'ın siyaset tarzı "rejim ve kriz" eksenli olarak sürüyor. Baykal'ın siyaset lügatında hizmet, millet, uzlaşı gibi kavramlar sanki fazla yer almıyor. Uzmanlık alanı gerilim ve kriz üretmek…

Siyasetçinin görevi kriz durumlarını normalleştirmek, süreçleri doğal ve normal akışına döndürmektir.

Siyaset eğer sistemin varoluşuyla ilgili polemikler üzerinde yürürse, bundan öncelikle zarar görecek olan sistemin kendisidir.

Her konunun rejim meselesine dönüştürülmesi, sorunları mecraından saptırarak daha da derinleştirir.

Güvenlikçilerin her meseleyi güvenlikle ilişkilendirmesi, her sorunun sadece güvenlik boyutunu vurgulaması belki anlayışla karşılanabilir, ancak siyasetçinin her konuyu rejim meselesine dönüştürmesi, siyasetin de, demokrasinin de doğasına terstir.

CHP lideri aynı tarzı yıllardır olduğu gibi seçimlerden önce de sürdürmüş, beklentilerinin çok altında bir siyasal destek görebilmiştir.

Baykal başörtüsü meselesini rejime yönelik bir tehdit olarak algılıyor. Bundan dolayı da sorunu demokratik tartışma ve müzakere etme sürecinden çıkararak, sistemin varlık-yokluk meselesine indirgiyor.

Hükümetin ve Yasama'nın her türlü eylem ve işlemi Anayasa'ca belirlenmiştir. Şu an yapılanlar bu süreçlere uygun şekilde sürmektedir. Eğer anayasal süreçler esnetilir, yasal prosedürler dikkate alınmaz, keyfi ve zoraki bir uygulama olursa, o zaman demokratik rejimin geleceğinden endişe edilebilir. Hali hazırda Yasama organı kural ve teamüllere uygun bir düzenleme yapmaktadır. Bunu sistemin tahribi olarak görmek, Yasama organının yetki ve meşruiyetini yok saymak anlamına gelir.

Başörtüsüyle ilgili düzenleme sadece üniversiteyi ilgilendiriyor. Bu konuyu laikliğin olmazsa olmazı haline getirmek, konuyu kendi boyutlarını aşan daha büyük bir soruna dönüştürmek demektir. 1980 öncesi böyle bir yasak yokken sanki laiklik de yokmuş gibi…

Oysa Türkiye'de demokratik rejimi tehdit eden, anayasal düzeni karşısına alan daha sahici ve önemli sorunlar var. Mesela Ergenekon yapılanması….

Darbe hazırlığı yapan, toplumsal barışı bozarak ayrışma üretmeye çalışan, siyasi cinayetler işleyerek toplumda huzursuzluk üreten çeteler anayasal düzen için öncelikli tehdit olgusu olmalıdır.

Demokratik rejimi tehdit eden bu tür yapılanmalara karşı Baykal sesini çıkarmıyor.

Şemdinli olayı, Hablemitoğlu cinayeti, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması, Rahip Santora cinayeti, Danıştay saldırısı, Hrant Dink cinayeti gibi onlarca eylem demokratik rejimi tehdit eden karanlık emelleri ortaya koyuyor.

Ama ana muhalefet lideri bunları görmezden gelip, başörtüsü üzerinden kriz tellallığı yapıyor.

Ergenekon türü yapılanmalar öncelikli Milli Güvenlik konusu olmalıdır.

Rejimin laik boyutunu önemseyip, demokratik boyutunu ıskalamak doğru değildir.

Silahlı örgüt kurarak cinayetler işleyen, siyasi amaçlar güden, anayasal düzeni keyfi ve illegal eylemleriyle sarsan bu tür örgütler, devletin bekası için de, demokratik rejimin selameti için de hem siyasetin, hem de milli güvenliğin öncelikli meselesi haline gelmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yasin Doğan Arşivi