Ergenekon ve Kürtler
Yargıç ve savcıların yaz tayin ve terfi listesi, tarihimizde görülmemiş bir çekişme sonunda nihayet yayınlandı. 7 kişilik kurulda icrâ’yı temsil eden adalet bakanı ve müsteşarı ile 5 yüksek yargıcın bu derecede zor anlaşabilmesi mutlaka derinlemesine tahlil edilmelidir.
Münakaşa Ergenekon savcı ve yargıçları üzerinde cereyan etti. Dava üzerinde durmak, davayı dolaylı ve hileli şekilde etkilemek anlamında algılanabilir. Onun için kaçınıyorum. Ancak ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın, bitip tükenmek bilmez tefsirlere konu olacaktır.
Davanın uzamasında ciddi sakıncalar vardır. Birçok meselede Türkiye’yi yavaşlatabilir. Türk demokrasisini güçlendirecek sonuçlar vermesi gerekir. İç ve dış politikamızda mutlaka derin etkiler bırakacaktır.
Kürt açılımı tabir edilen konu ise, Ergenekon’u ikinci dereceye geriletti. Türkiye’nin derdi şudur: PKK’dan ve PKK’dan emir alan siyasîlerden kurtulmak. Kürtçe konuşan vatandaşlarımızın kültürel hakları elbette mahfuzdur (saklıdır), AB kriterlerinin himayesindedir. Türkiye, AB kriterlerini kabûl etmiştir, uygulayacaktır, uygulamaktadır.
Abdullah Öcalan yolu ile çözüm aramak, bu yolda bulunanlar varsa, hayal kırıklığı ile sonuçlanır. Öcalan, PKK’ya asla silâh bıraktırmaz, şahsî ordusu gibi görmektedir. Farz-ı muhâl ne kadar taviz verilirse verilsin, elinin altında böyle bir silâhlı güç bulunmasını isteyecektir. Tek hedefi hapisten kurtulmaktır. Bunun için gücünü muhafazaya mecburdur. PKK yok, Öcalan yoktur.
Çare Türkiye-Öcalan barışı olamaz. Ne yapalım? AB standartları ve ABD ile tam bir stratejik ittifak içinde, Irak ve özellikle Kuzey Irak politikasında gündelik bir faaliyet göstermemiz gerekir. Konunun dışında kalamayız. Gelişmeleri görelim ve gelişmelere takaddüm etmeyi bilerek ilerleyelim. Reformlarımızı da artık çok hızlandıralım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.