Ahmet Varol

Ahmet Varol

İslâm Dünyası Gençlik Kurultayı

İslâm Dünyası Gençlik Kurultayı

10 Ağustos Pazartesi akşamı İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB)’nin düzenlediği İslâm Dünyası İkinci Gençlik Kurultayı’nın açılışında bulundum. Geçen yıl yine İDSB’nin düzenlediği, gençleri bir araya getiren yaz kampının açılışı Ensar Vakfı’nın genel merkezinde yapılmıştı ve ona da katılmıştım. Bu yılki programın açılışı Fatih’te yakın zamanda hizmet vermeye başlayan Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Düzenlenen etkinliğin İslâm dünyasının gençleri arasında tanışma ve kaynaşmanın gerçekleştirilmesi açısından büyük önem arz ettiğini düşünüyoruz. Bu, sadece gençlerin birbiriyle tanışması değildir. Böyle bir buluşmada kültürler, gelenekler, anlayışlar, bakış açıları ve daha birçok şey tanışıyor. Böyle bir buluşmaya katılan gençler mensup oldukları toplumların birikimlerini ve tecrübelerini de yanlarında getiriyorlar. Kültürler, gelenekler, birikimler ve tecrübeler paylaşmakla azalmayacağı, bilakis artacağı için cömertçe paylaşıyorlar.
Böyle buluşmalarda gerçekleştirilecek tanışmalar aynı zamanda kaynaşma ve yakınlaşma demektir. Hatırlanacağı üzere geçmişte Müslüman toplumları birbirinden uzaklaştırmak, bu toplumların mensuplarını birbirinden soğutmak için çeşitli söylentileri yaymaya çalışıyorlardı. Bu tür tanışma ve kaynaşmalar işte o oyunların bozulmasına vesile olacaktır. Bunu zaten fiilen de görüyoruz.
Bu kaynaşmanın en önemli yanını ise ümmet ve kardeşlik bilincinin güçlendirilmesi oluşturmaktadır. Açılış programında yapılan protokol konuşmalarında ve öğrencilerin yaptığı konuşmalarda da buna vurgu yapıldı. Öğrencilerden biri de “biz bir milletiz” sloganını orada tekrarlayarak ümmet bilincinin önemine dikkat çekti. Bab-ı Âlem Derneği’nin bu ibareyi sloganlaştırmasından daha önce bu derneğin düzenlediği bir program hakkında yaptığımız değerlendirmede söz etmiştik. Millet kavramına Kur’an-ı Kerim’in verdiği anlam da böyle düşünmeyi gerektirmektedir. Bu konuyla ilgili ayeti kerimelere gazetemizde 1 Ekim 2008 tarihinde yayınlanan ve “Sınırları Aşabilen Bayram” başlıklı yazımızda yer verdiğimizden burada tekrar etmeye gerek görmüyoruz. (Söz konusu yazımızı kişisel web sitemizde yani www.vahdet.com.tr adresinde bulabilirsiniz.)
Şu kadarına işaret edelim ki İslâm âleminde hâlâ yaşanmakta olan birtakım iç problemlerin aşılması ve gerçek kaynaşmanın sağlanması işte bu bilincin ve anlayışın güçlendirilmesiyle mümkün olacaktır. Gerçek açılım ve kardeşlik de “biz bir milletiz” anlayışının yaygınlaştırılmasıyla ve etkin hale getirilmesiyle sağlanacaktır. İslâm dünyasının güçlü hâle gelmesi ve özgür düşünebilmesi için güçlerin birleştirilmesine ihtiyaç var. Bunun için de Müslümanların “biz bir milletiz” ilkesine dayalı bir dayanışma, ittifak ve güç birliği gerçekleştirmeleri gerekiyor. Bugün hâlâ işgalci Siyonist, Filistin topraklarında istediği gibi zulüm uygulamalarına devam ediyorsa, Müslümanların topraklarını “özelleştirme” başlığı altında Yahudi göçmenlere satmaya imkân tanıyan yasa çıkarabiliyorsa, kutsal Mescidi Aksa’nın altını oyabiliyorsa söz konusu ilkenin etkin hâle getirilememesi ve Müslümanların kendi aralarında güçlerini birleştirememesi sebebiyledir. Aynı husus Afganistan ve Irak’taki işgalin sürüyor olmasının da en önemli sebebidir. Doğu Türkistan’daki mazlum kardeşlerimize sahip çıkmada yeterince aktif olamıyorsak “biz bir milletiz” ilkesine dayalı bir şekilde güçlerimizi birleştiremediğimiz içindir.
Gençler açısından yaz etkinlikleri önemlidir. Yaz tatillerinin bir atalet dönemi olması büyük bir kayıptır. Gençlerin bazıları birtakım etkinliklere katılıyorlar, ama birikimlerine yeni bir şey katacak türden olmuyor. Dolayısıyla yaz kamplarının ve etkinliklerinin kültürel boyutlu, dinlendirici ama bir yandan da gençlerin birikimlerine yeni şeyler katacak nitelikte olması gerekir. Dünyanın farklı ülkelerinden gençleri bir araya getiren ve kültürler arası kaynaşma sağlayan bir etkinliğin bu açıdan oldukça faydalı olacağını tahmin ediyorum. Açılış programında yapılan konuşmalarda dile getirildiğine göre etkinlik aynı zamanda İstanbul ve Bursa’da birtakım tarihî mekânların, eserlerin ziyaretini de kapsayacak. Bu iki şehrin tarihi eser yönünden oldukça zengin olması ve aynı zamanda büyük bir dünya devletine arka arkaya başkentlik yapmış olmaları sebebiyle İslâm dünyası gençlerinin yaz kampı için seçilmiş olmalarının gayet isabetli olduğunu düşünüyorum.
Bu etkinlik vesilesiyle İDSB’yi tebrik ediyor, başarılı çalışmalarının genişleyerek devamını diliyorum.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi