Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Cem Garipoğlu… Senden Özür Diliyorum…

Cem Garipoğlu… Senden Özür Diliyorum…

Sana kesintisiz ikramlarda bulunan Allah ile tanışmana vesile olamadım…

İslam’ın güzelliğiyle seni tanıştıramadım…

İnsan düşmanı şeytanın insanları nasıl kandırdığını ve muhtemel tuzaklarından da sana bahsedemedim…

İşlenecek günahın şekli ve büyüklüğü ne olursa olsun içten ve samimi bir şekilde yapılan bir tövbeyle günahlarının afedileceğinden de sana bahsedemedim…

Senden özür diliyorum…

Senin gibi birçok gençleri ihmal ettik… Bir türlü mahallene inip te İslam akidesiyle tanıştıramadık… Bildiklerimizi bizim gibi düşünen insanlarla paylaştık maalesef… Oysaki evrensel bir dinin muhataplarıyız… Kesinlikle sana ulaşmalıydık, ama şeytan daha erken davrandı ve seni hunharca avladı…

Henüz ölmedin Cem; üzülme…

Tevbe kapın ardına kadar açık… Hiçbir güç kapayamaz o kapıyı… Yeterki sen kapatmak isteme…

Allah, İslam ve ahiret inancın şimdilerde nasıl bilemiyorum… Ama bozuk inançlı olup ta hapishanelerde hidayetle tanışan çok insanlar işittim… Bazen başa gelen bir musibet insanın gerçekleri görmesini sağlayabiliyor...

Hapiste olman gerçekleri görmen ve sakin bir kafayla düşünmen için büyük bir fırsat Cem… O cinayeti işlemen için seni kandıran şeytan seni oracıkta da yalnız bırakmayacaktır… Sağlıklı düşünmeni engellemek için zihnini sürekli meşgule alacak vesveseler vermeye devam edecektir… Olan oldu deyip dosyayı kapamanı tavsiye ederim…

Bazen işlenen bir günah insanı Allah’a daha çok yaklaştırabiliyor Cem!... Sana İslam âlimlerimizden birinin güzel bir tespitini hatırlatayım inşallah:

Allah; kulu hakkında hayır irade ettiğinde, ona tevbe, pişmanlık ve Allah’ın önünde boyun eğip O’na ihtiyaç hissetme kapılarını açar. Kul da sadece Allah’tan yardım diler, samimiyetle O’na yalvarıp yakarır, O’na sığınır ve imkânı dâhilindeki her türlü iyilikle Allah’a yakınlaşmaya çalışır. Zira Şeytan’ın onu sürüklediği kötülük, Allah’ın ona rahmetiyle muamele etmesine sebep olmuştur. Öyle ki Allah’ın düşmanı şöyle demeye başlar: “Keşke onunla uğraşmamış olsaydım, keşke onu bu hataya sürüklemeseydim.”

İşte Selef’i Salihinden biri bunu ifade ederken şöyle diyor: “Kul bâzen günah işler, bundan dolayı cennette girer, bâzen de iyilik yapar, bundan dolayı da cehenneme girer.” Dediler ki: “Bu nasıl olabilir?” Şöyle cevap verdi: “Kul bâzen günah işler de bu günahından dolayı devamlı korkar, pişmanlık duyar, ağlar, Rabbinden utanır ve titrer, O’nun önünde başını eğerek kalbinden üzüntü ve keder hisseder; böylece günahı onun saâdetine ve kurtuluşuna sebep olur. Öyle ki onun için (neticesi bakımından) bu günah, birçok taatten daha faydalı olur. Zira bir an gaflete düşüp işlediği o günahı, onun saâdetine ve kurtuluşuna vesile olmuş ve onun cennete girmesine sebep olmuştur…

,,,

Bu bilgileri çok öncelerden sana aktarmalıydım ama dediğim gibi seni ve senin gibi birçok genci ihmal ettik ve İslam’ın güzelliklerini bir türlü anlatamadık…

Bu, biz Müslümanların ayıbı… Ne insanları suça teşvik eden devleti suçlarım ne de toplumun ahlakını bozan medya ve benzerlerini suçlarım… Onlar görevlerini hakkıyla yerine getiriyorlar… Onlar kendi işlerini yapıyorlar ben de kendi işimi yapmalıyım. Onlar bozarken ben düzeltmeliyim… Onlar yaralarken, ben pansuman yapmalıyım… Kendilerine ulaşamadığımız hastalar işte böyle kan kaybından can veriyorlar…

Senin gibi bataklığa düşmüş nice gençler var Cem! Sana ulaşamadık ama umarım onlara ulaşırız…

Hidayete ermen için dua edeceğim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi