Yeni Yahudi lobisi ve Erdoğan

Yeni Yahudi lobisi ve Erdoğan

Amerika’da Barack Obama’nın yönetime gelmesiyle birlikte, Amerikan dış siyasetini on yıllarca İsrail endeksli muhafaza etmeye çalışan Yahudi lobisi büyük bir tedirginlik yaşamaya başladı. İlk defa bir Amerikan başkanının yüksek sesle İsrail’e “Yahudi yerleşim birimlerini durdur” diye seslenmesi, kuşkusuz İsrail yönetimini olduğu kadar İsrail yönetimini ABD nezdinde fiilen temsil eden AIPAC, ADL, AJC gibi Yahudi örgütlerini de rahatsız etti.

Obama her ne kadar İsrail’e bu çağrıyı yapsa da, yine de Amerika’da Yahudi lobisinin gücünün farkında ve bu lobinin Kongre üzerinde ne kadar etkili olduğunu biliyor. Onun için, bu çağrısının İsrail’in güvenliğini koruma amaçlı olduğunu söylemek için Yahudi lobilerini Beyaz Saray’da ağırladı.* Ancak, Obama’nın Beyaz Saray’da ağırladığı gruplardan biri dikkat çekiciydi ve bu lobi grubu diğer lobi gruplarından tepki gördü.

AIPAC, ADL, AJC gibi İsrail sesi grupların yanında davet edilen J Street isimli grubun diğerlerinden tepki görmesinin sebebi ise, İsrail’in Ortadoğu’daki politikalarını eleştirmesinden kaynaklanıyor. Amerika’daki Yahudilerin tamamı İsrail’e yüzde yüz bağlı değil. İsrail’e bağlı olmayanlar, daha doğrusu İsrail’i destekleyen ancak işgal ve şiddeti tasvip etmeyenler, şimdi Amerikan yönetimine kendi seslerini duyurabilmek için ilk defa J Street etrafında örgütlendiler.

Geçtiğimiz yıl kurulan J Street’in Beyaz Saray’a davet edilmesinin sebebi, Beyaz Saray’ın barış planına karşı çıkan güçlü lobiye karşı balans kurmak olarak değerlendiriliyor. Obama bir anlamda İsrail’i barışa zorlarken, şiddet ve işgal karşıtı liberal Yahudilerden destek toplayarak AIPAC’a “Yahudileri sadece siz temsil etmiyorsunuz” mesajı vermek istiyor.

J Street diğer grupların aksine Gazze’deki bombardımana karşı çıktı. Hatta grubun direktörü Jeremy Ben-Ami, İsrail saldırısına karşı çıktığı için diğerlerinden “ihanetçi” damgasını bile yedi. Aslında J Street, diğer gruplar gibi İsrail’i destekliyor ancak, Ortadoğu’da kalıcı bir barış için İsrail’in şiddetten ve işgalden vazgeçmesi, 1967 sınırlarına geri dönmesi gerektiğini söylüyor.

Tepki görmesinin sebebi de bu yüzden zaten. Sadece Filistin sorununda Obama gibi düşünmüyor J Street. AIPAC ve diğerleri ABD’ye İran’a saldırması için baskı yaparken, J Street Obama’nın İran’la diyalog kurulması söylemini de destekliyor. Kurulmasının üzerinden bir yıl geçmesine ve AIPAC’ın görmezden gelmesine rağmen J Street, Amerikan siyasetinde önümüzdeki aylarda daha aktif olarak yer alacağı benziyor. J Street’in Filistin sorunu konusundaki düşünceleri Türkiye’nin Filistin konusundaki görüşleriyle de uyuşuyor. Türkiye’nin Filistin’i işgal altında bulunduran İsrail’e karşı sesini yükseltmesi, sadece Gazze’de işlenen katliamla açıklanamaz.

Yeni Amerikan yönetimi İsrail’i barışa zorluyor ve arkasına hem J Street gibi yeni Yahudi grupları hem de bölgede İsrail’in en fazla diplomatik ilişkide bulunduğu Türkiye’yi de almak istiyor. Obama ve J Street’in İsrail’e söylemek istediği ancak söyleyemediğini şimdilik Türkiye dillendiriyor. Bu bakımdan Erdoğan’ın İsrail’e karşı sert çıkışlarına Obama ve J Street’in sessiz kalması, Türkiye'nin tavrının doğruluğunu tasvip ettikleri anlamına geliyor.

* The New York Times, 9 Eylül 2009, The New Israel Lobby

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi