Bir derbinin anatomisi..
1999’dan 2009’a.. Değişen hiçbir şey yok..
Galatasaray Kadıköy’de Fener’i yenemiyor.. Ve çoğunluğunda da mağlup oluyor.. Bu defa da aynısı oldu..
Maçın neticesi 3-1 ama Fenerbahçeli futbolcular hovarda davranmasalardı netice Fener lehine 7-2 filan olurdu..
Müsabaka tahmin edildiği gibi gergin geçti.. Geçen sezonun Ali Sami Yen ayağındaki olumsuz faaliyetleri 2 ekip de unutmamış.. O itibarla maç boyu birbirlerine “ana baba katili” gibi girip durdular.. Galatasaray bence tarihi bir fırsatı kaçırdı..
Kaçırdığı fırsat netice noktasından değil.. Centilmence bir tutumun baş aktörü olmayı beceremedi Sarı-Kırmızılılar!.. Galatasaraylı futbolcular, hani şöyle el ele tutuşup yanlarına da Fenerbahçeli kardeşlerini alıp hep birlikte Fener tribünlerine yönelselerdi, ardından da az bir taraftarın bulunduğu Galatasaray tribünlerine yine beraberce gitselerdi ve gönülden bir de temenna çaksalardı, buna kim ne diyecekti?.. Ve o an inanın ki iş bitmişti.. Fener’in aşırı hırsını hem bu şekilde azaltabilirlerdi hem de iki tarafın arasındaki buzların erimesine vesile olurlardı... Belki de böyle bir centilmence hareket kendilerine galibiyetin yolunu da açabilirdi..
Ama yapamadılar!.. Anlaşılan o ki, hırs aklın önüne geçmiş.. Yine anlaşılan o ki, onların da akılları Ali Sami Yen’deki o olaylı maçta kalmış..
Mesela, kafamın takıldığı bir durum daha..
Abdülkader Keita..
Galatasaray’ın hızlı kanat elemanı..
Keita, ülkemize sezon başında geldi.. Doğru dürüst ne Türkiye’yi tanır, ne Fenerbahçe’yi.. Ancak çocuk öyle hırslandırılmış ki, Fener derbisi Keita’ya öyle anlatılmış ki, sanki kırk yıllık Galatasaraylı olmuş!.. Usta karatecilere taş çıkartırcasına Carlos’a yumruk atıyor.. Sonucunda da takımını on kişi bırakıyor.. Burada suç Keita’da değil, onu bu şekilde dolduranlarda..
Galatasaraylı futbolcuların hiçbiri oyuna ağırlığını koyamadılar.. Forvette çoğalamadılar.. Galatasaray’da yılların stresi vardı.. Daum, Galatasaray takımını sağda Gökhan Gönül ve Mehmet Topuz’la, solda ise Carlos ve Vederson’la kilitledi.. Böyle olunca da Arda, Elano ve Nonda, Fener defansının arasında sıkışıp kaldı.. Mustafa Sarp sadece koştu.. Ayhan ise son yılların en berbat futbolunu oynadı.. Ayhan’ın bu kadar pas hatası yaptığı başka bir maç hatırlamıyorum.. Buna mukabil Rijkaard, kilidi açabilecek anahtarı bulamadı..
0rta sahada bariz Fener üstünlüğü vardı.. Alex bu sezon ilk defa markajsız ve rahat oynadı.. Santfor oynayan Kazım belki ayağına gollük gelen topları ezdi ancak oyunda kaldığı süre esnasında Galatasaray göbeğini teşkil eden Gökhan Zan ve Servet ikilisini çok yordu..
Frank Rijkaard yanlış üstüne yanlış yapınca, Fenerbahçe rahat bir galibiyet aldı..
Şunu da belirtemeden geçmeyeyim.. Galatasaray’a Leo Franco isimli bir kaleci almışlar!.. Adam sırf hata.. Kim bulup getirmiş, ya da kim sebep olmuş?.. Atletico Madrid’in kalecisiymiş!.. Ne olursa olsun, nereden gelirse gelsin, bir gördüklerimize bakarız.. Leo Franco tek kelimeyle hikâyeden kaleci..
Netice-i kelâm; Fenerbahçe bu derbiyi hakkıyla kazanan taraf oldu..
Ancak büyütmemek ve havalara girmemek gerekir.. Kaybeden için de elbette dünyanın sonu değil.. Daha köprülerin altından çok sular akar.. Ligin bitmesine daha çok var..
Şu da unutulmamalı.. Galatasaray’ın şampiyon olduğu yıllarda da Fener Galatasaray’ı yeniyordu.. Bir başka ifadeyle, Kadıköy’de devamlı kazanmak şampiyonluk için yetmiyebiliyor..