- Lütfü Bey; eski Yugoslavya halkları üzerinde yapılan bir araştırmada, halkların bölünmeden önceki Yugoslavya’yı özledikleri görülüyor.

LÜTFÜ OFLAZ'la HAFTANIN SOHBETİ

Nitekim her 10 Yugoslavya vatandaşından 8’i “Keşke eski Yugoslavya’ya dönebilsek” diyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
- Yıllardan beri “Eski Yugoslavya gibi olmayalım” diye boşuna konuşup yazmıyorum. Çünkü bölünmüş Yugoslavya’ya benzeyecek bölünmüş Türkiye’nin Türkleri de, Kürtleri de, başka halkları da memnun etmeyeceğini biliyorum. Bunun için “Küçük olsun, benim olsun” anlayışına karşı çıkıyorum. “Büyük olsun, hepimizin olsun” görüşünü savunuyorum. İşte Yugoslavya bölündü, parçalandı ve ülkecikler ortaya çıktı. Peki Yugoslavya’nın bölünmesi sonucunda ortaya çıkan ülkeciklerin, dünyanın gözünde eski Yugoslavya gibi saygınlığı var mı? Bu ülkeciklerin hiçbirinin eski Yugoslavya gibi dünyayı etkileyecek gücü var mı? Eski Yugoslavya’yı oluşturan halklar dünyanın gözünde güçlü, saygın bir ülkenin halklarıydı. Ne var ki bölünme sonucunda artık o güç, o saygınlık kalmadı. Bir ülkenin bölünmesinin, o ülkeyi oluşturan halkların hiçbirinin yararına olmayacağını artık herkes anlamalı. Bölünmezsen ülkesin; bölünürsen ülkeciksin! Bölünmezsen Yugoslavyasın, bölünürsen fasaryasın! Yugoslavya’yla ilgili işin bir boyutu bu. İkinci boyutu da şu: Yugoslavya gerçek anlamda bir sosyal devletti. Güya biz de kâğıt üstünde sosyal devletiz ama, Yugoslavya gerçek anlamda bir sosyal devletti. Herkesin işi ve evi vardı. Eğitim, sağlık gibi hizmetler bedavaydı. Bu durumda eski Yugoslavya’yı oluşturan halklar üzerinde yapılan bir araştırmanın sonucunda, halkların eski Yugoslavya’yı araması, özlemesi normal değil mi? Eski Yugoslavya’yı oluşturan halklar emperyalizmin oyununa gelip, “Küçük olsun, bizim olsun” dediler. Bölünüp, parçalanıp birer ülkecik haline geldiler. Yapılan bu araştırma gösteriyor ki, halklar bu durumdan memnun değiller. Keşke bunu daha önce idrak edebilseydiler. “Küçük olsun, benim olsun” deyip bölüneceklerine, “Büyük olsun, hepimizin olsun” diyebilseydiler.
SİYAH YÜZLÜ BEYAZ İKTİDAR!

- ABD’de siyahlar Obama yönetimini protesto etmek için ilk kez bir gösteri yaptılar. Ve Obama yönetimini emperyalist politikaları devam ettirmekle suçladılar. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Hatırlayın, Obama başkan seçildiği gün bir sorunuz üzerine ne dedim? “ABD’de başkanların rengi değişir, ama ABD’nin kan kırmızısı emperyalist politikalarının rengi değişmez” dedim! ABD’nin emperyalist politikalarının değişeceğini sananlar, bu konuda Obama’ya sınırsız umut bağlayanlar yanıldılar. “Obama gelecek, emperyalist politikalar bitecek” diye düşünenler yanıldılar. Artık herkes öğrenmeli ki, Obama yönetimi siyah yüzlü beyaz iktidar! Obama yönetimi de sonuçta ABD’de asıl iktidarı elinde tutan beyazlara mahkûm bir iktidar. Geçmiş yönetimlerin arkasında hangi güçler varsa, Obama’nın da arkasında o güçler var. Onun da arkasında silah şirketleri, petrol şirketleri gibi emperyalist şirketler var. Nitekim Obama başkan seçildikten sonra da bu gibi şirketlerin lehine olacak kararları imzaladı. Bu arada Obama yönetimi mesela Afganistan’a 45 bin ABD askeri daha yollama kararı aldı. Şimdi diyebilirsiniz ki, Obama’nın eski Başkan Bush’tan hiç mi yok bir farkı? Ben de size derim ki, emperyalist politikaları aynı, ama yöntemleri farklı. Sonuçta ikisi de dünyaya tecavüz ediyor. Ama birisi bu işi kabaca yapıyor; diğeri ise kibarca yapıyor! Birisi bağırta bağırta sertçe yapıyor; diğeri tatlı sert yapıyor! Hani bir zamanlar Türk filmlerinde bir Tecavüzcü Coşkun tipi vardı ya; sonuçta Bush da, Obama da dünya için birer Tecavüzcü Coşkun! Ama biri sert Tecavüzcü Coşkun, diğeri tatlı sert Tecavüzcü Coşkun!
TÜRKİYE BATIDAN KOPMUYOR, BATI SİZDEN KOPUYOR!
- AKP iktidarının İran, Suriye gibi komşularımızla iyi ilişkiler kurması, ülkemizdeki “Kemalist”, denilen çevreleri fevkalade rahatsız etti. Bunlar bugünlerde “Türkiye Batıdan kopuyor” diyerek seslerini yükseltmekte. Onların bu tutumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Türkiye Batıdan kopmuyor, Batı Kemalistlerden kopuyor! Zaten “Kemalist” denilen çevreleri de işte bu durum rahatsız ediyor. ABD gibi Batılı ülkelerin bir Kemalist darbeye eskisi gibi destek vermemesi Kemalistleri rahatsız ediyor. Malumunuz özellikle ABD gibi Batılı ülkeler, Kemalistlerin en büyük müttefiki, destekçisiydi. Türkiye’de Kemalistlerin kalbi orduyu yöneten generallerin karargâhı değil mi? Ve Türkiye’de generaller, ABD’den aldıkları destekle, emperyalizme karşı çıkanları ezmediler mi? Emperyalistlere karşı çıkan aydınları, gençleri ezmek için askeri darbeler düzenlemediler mi? Deniz Gezmiş gibi hiç kimseyi öldürmemiş ABD karşıtı gençleri katletmediler mi? Yine bu generaller ABD karşıtı olan bazı komşularımıza, mesela Sovyet Rusya’ya karşı Türkiye’yi emperyalizmin ileri karakolu haline getirmediler mi? Sırf emperyalistler istediği için bu generaller komşularımızla aramızda düşmanlığı körüklemediler mi? Ancak artık soğuk savaş dönemi bitti. Hal böyle olunca başta darbeci generaller olmak üzere Kemalistlerin işlevi sona erdi. Bunlar yeniden işlevsel hale gelebilmek, darbeyle ülke yönetimini ele geçirmek ve bunun için de ABD gibi Batılıların desteğini alabilmek için “Türkiye Batıdan kopuyor” diye ortalığı velveleye veriyorlar şimdi. Neymiş, AKP iktidarı İsrail’in yanı sıra İran ve Suriye ile de iyi ilişkiler kuruyormuş. Kemalistlere göre bunun adı Türkiye’yi Batıdan kopartmak oluyormuş. Oysa Kemalistler bir taraftan da AKP’yi iktidara getiren ve iktidarda tutanların ABD, AB olduğunu, yani Batılılar olduğunu söylüyor. Kemalistlerin bu mantığına göre ABD’si, AB’si ile Batılılar, Türkiye’yi Batıdan kopartmaya çalışan AKP iktidarına destek oluyor! Yahu Batılılar, Türkiye’yi Batıdan kopartacak bir iktidarı niçin desteklesin? Kemalistler nasıl bir çelişki batağının içine düştüklerini artık fark etsin.