Ahmet Varol

Ahmet Varol

Hong-Kong notları

Hong-Kong notları

Yine yolculuktan kısa bir notla söze başlamak istiyorum. Uçak, Dubai Havaalanı'na iniş yaptığında önümdeki koltuklarda oturan orta yaşın üstünde iki bayandan biri bana dönüp “Türkçe biliyor musunuz?” diye sordu. Bildiğimi öğrenince de meramını anlattı. Daha sonra kardeş olduklarını öğrendiğim bu iki bayanla, Hong-Kong Havaalanı'nda pasaport kontrolü sırasında beklerken tekrar karşılaştık ve biraz konuştuk. “Biz sizi böyle sakallı görünce Arap ülkelerinden sanmıştık!” dediler. İlginç doğrusu! Acaba gerçekten biz mi Türkiyeli değiliz, yoksa onlar mı Türkiye’yi yeterince tanımıyorlar. Belki Türkiye’de bulundukları sürece ikamet ettikleri sitelerin dışına çok fazla çıkmamışlardı.
Hong-Kong, 1842’den bu yana yani son 166 yıllık süre içinde dört kez el değiştirmiş bir bölge. Nüfusunun genelini çinlilerin oluşturduğu bölge, zikredilen tarihte çin’den İngiliz hâkimiyetine geçiyor. İkinci Dünya Savaşı esnasında, 1941 yılında Japonların hâkimiyetine geçiyor. Savaş sonunda yani 1945’te yeniden İngilizlere veriliyor. çin’le yapılan anlaşma gereğince de, 1997’de tekrar bu ülkenin hâkimiyetine geçiyor.
Hong-Kong, İngiliz hâkimiyetinde olduğu dönemde özel statüye sahip bir sömürgeydi. İngiliz yönetimi sömürgeleştirdiği toprakların genelini sadece sömürdü. Ama bazılarına yine kendi menfaatleri ve hesapları için önemli yatırımlar yaptı. Hong-Kong ise yatırım yaptığı bölgelerin başında geliyor. Bundan dolayı ticaret ve turizm yönünden oldukça gelişmiştir.
Burası 1997’de çin hâkimiyetine geçtikten sonra, ekonomisinin bozulmaması ve turizm sektörünün etkilenmemesi için özel statüsü korundu. Bu sebeple Hong-Kong’a giriş, çin’e girişten kolaydır ve birçok ülkenin vatandaşından vize istenmez.
Hong-Kong’un özel statüsü hayat şartları açısından da bir özel durum oluşmasına yol açmış. Burada insanların gelir düzeyi Avrupa ülkelerindeki gelir düzeylerine çok yakın. Dolayısıyla geçim şartları da ağır. Fiyatlar yüksek. çin’in genelindeki gelir düzeyi ve hayat şartlarıyla Hong-Kong’daki arasında çok büyük farklar olduğunu tahmin ediyoruz. Bu yüzden çin yönetimi ülkenin diğer bölgelerinden Hong-Kong’a akın ve yığılma olmasını önlemek amacıyla bazı tedbirler almış.
Tahmin ediyoruz Hong-Kong denince ilk aklınıza gelecek şey yüksek binalar olacaktır. Gerek şehir merkezi ve gerekse sırf ikamet için inşa edilmiş uydu siteler hep bu yüksek binalarıyla dikkat çekiyor. Gayet gösterişli, sağlam yapılmış, göğe doğru uzanmada birbirleriyle yarış eden yüksek binalar. Kaldığım otelde bana verilen oda yirminci kattaydı. Ama odanın penceresinden civardaki yüksek binalara baktığım zaman bulunduğum katın bayağı aşağıda kaldığını fark ediyordum.
Yüksek binalar iç içe girmiş durumda. Dolayısıyla birbirlerinin gökyüzüyle ve güneşle irtibatını kesiyorlar. Binalara aynı zamanda, birbirini bütünleyen ışıklandırma sistemi yerleştirildiğinden akşamları ortalık kararıp ışıklar yakıldığında tüm şehir uyumlu ve kendi içinde düzen oluşturan bir ışık desenine kavuşuyor.
Şehir merkezi ve uydu siteler her ne kadar çok yüksek binalarla donatılmış olsa da, çevredeki yeşil alanın korunmasına özen gösteriliyor. Bu yüzden binaların dışına çıktığınızda rahatlatıcı yeşilliklerin ve ağaçlıkların arasına girebiliyorsunuz.
Hong-Kong’da turizm sektörünün büyük miktarda gelir getirmesinin sebebi tahmin ediyoruz, kendine özel yapısından ve lüks turistik oteller yönünden zengin olmasından ileri geliyordur. Yoksa tarihî eserler ve insanların özellikle ziyaret edecekleri mekânlar yönünden pek zengin sayılmaz.
En çok ziyaret edilen turistik mekânlarından biri Victoria Peak denilen tepe. Bu tepeye, tarihî bir raylı sistemle çalışan özel trenle çıkılıyor. Sağlam metal halatlarla çekilen tren, bazı yerlerde meyil açısının çok arttığı, duvar benzeri dik yamaçlar üzerinde hareket ediyor. Eğer ayakta yolculuk yapıyorsanız trenin o yamaçlarda ilerlediği sırada bir şeye sıkıca tutunmanız gerekiyor. Aksi takdirde ayakta durabilmeniz mümkün değil. Tepeye çıktığınız zaman bütün şehir ayaklarınızın altına geliyor. Tepeye bir de çok katlı turistik bir bina inşa etmişler. Binanın terasına çıktığınızda çok katlı kuleler bayağı aşağıda kalıyor.
Akşamları şehirde bir ışık deseni oluştuğunu söylemiştik. Ayrıca her gece belli bir saatten sonra bir süre ışık gösterisi yapılıyor. Şehrin denize bakan apartmanlarının ön yüzlerinden yansıtılan cazibeli ve hareketli ışık desenleri ve huzmeleri ile gösteri yapılıyor.
Ziyaret ettiğimiz önemli turistik mekânlardan biri de şehrin epey dışında olan ve genellikle turistlere hitap eden Stanley Market’ti.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi