Gak diyene sarı.. Guk diyene kırmızı..
Ali Sami Yen’de unutulmayacak bir film seyrettim.. Filmin ismi; “GAK DİYENE SARI.. GUK DİYENE KIRMIZI”..
Rejisör; CüNEYT çAKIR.. Başrollerde; (öncelikle) LUGANO.. LİNCOLN.. Figüranlar; GöKHAN, VOLKAN, HAKAN ŞüKüR, üMİT KARAN, SABRİ vs.. Yapım tarihi; 27 ŞUBAT 2007 çARŞAMBA.. Konusu; (Karışık) AVANTüR-MACERA-KOMEDİ..
Evet, böyle bir girişten sonra gelelim sadede.. Kupa derbisinde gülen taraf Galatasaray oldu.. ümit Karan’ın uzatma dakikalarında attığı gol Galatasaray’a sevinç, Fenerbahçe’ye ise hüzün getirdi.. Bu derbi önemliydi gerçekten ve biz de Ali Sami Yen Stadyumundaki VIP tribününde yerimizi aldık.. Protokol tribünü diğer yerlerden farklı.. Küfür yok, abuk sabuk bağırış, çağırış yok.. Maçı rahat bir biçimde seyretme imkanınız öteki yerlerden çok daha fazla..
Sırası gelmişken söyleyeyim, her maça gitmiyorum.. Niye gitmiyorum?.. öncelikle “küfür” yüzünden.. Ardından da taraftarların centilmenlik dışına çıkıp rakiplerini adeta düşman gibi görmelerinden ve bunun neticesinde de gösterdikleri sevgisizlikten ötürü.. üçüncüsü de; sigara dumanı.. Pekçok insanın ağzından düşürmediği ve ortalığı pis bir koku içerisinde bıraktıkları sigaradan dolayı.. Hele bazıları var ki; sigarayla da yetinmiyor, puroya takılıyorlar.. Geçen yıl Beşiktaş-Fenerbahçe maçında bir olaya şahit olmuştum.. Adam 1.55 ya var ya yok!.. Elindeki puro neredeyse boyu kadar(!).. Belki bir saat dumanaltı yaptı yanındakileri, en sonunda bir güzel dayak yedi.. 0 yüzden bu tür sahneleri yaşamamak için müsabakaların tümünü stadyumdan izlemiyorum.. Ve açık yerlerde de sigara içilmemesi yasasının uygulanacağı tarihi de bir an önce hasretle bekliyorum.. Yalnız ben değil, benim gibi çok insan bekliyor..
Yine maça dönecek olursak, tabii bu seferki derbi farklıydı.. Bu maçın havası başkaydı.. Ve bu maçın heyecanlı geçeceği belliydi.. Yani; perşembenin geleceği çarşambadan belliydi…Gelelim maça.. Gelelim de hangi maça geleceğimi ben de bilmiyorum.. Maç mı izledim, yoksa rezalet mi?.. 4 kırmızı, 14 sarıyla maçın içine edildi.. Cüneyt çakır!.. Yılların hakemi.. Fakat bakın hatalarına Cüneyt’in!.. Lugano’nun gördüğü ilk sarı kart tartışılır.. İkinci kart ise rezalet.. Lugano yan hakeme gözlük işareti yapıyor.. Ki bence haklı.. Lincoln kendini yere bırakıyor ve hakem de bu hareketi es geçiyor.. Lugano’nun gözlük işareti; “niye görmedin” tarzındaydı.. Nereden bilsin zavallı, Türkiye’de gözlük işaretinin neler çağrıştığını?.. Hasıl-ı kelam; Lugano bedavadan atıldı.. İkinci ihraçta ise Gökhan Gönül, top toplayan çocuğun dolmuşuna bindi.. Gördüğü ilk sarıyı haketmişti Gökhan, fakat ikinci sarı ve ardından otomatikman gelen kırmızı Cüneyt çakır uyarlamasıydı.. Volkan’ın kırmızısını anlayamadım zira pozisyona uzaktım.. 0 pozisyon Fener’in ikinci yediği gol sonrasıydı ve sinirler fevkalade gergindi..
Neticede, lüzumsuz kartlar Galatasaraylılara da gösterildi Fenerlilere de!.. Zaten düşünün bir kere, 14 sarı kartın hepsi doğru olabilir mi?.. Hakem maçın kontrolünü elinden kaçırınca karta sarıldı ve o kartların içerisinde de boğulup gitti.. Kazanan takımın teknik patronu Feldkamp bile maç sonu hakemi eleştiriyor.. Bir ara korktum, diyor Alman Hoca ve devam ediyor; “hakem bana da Zico’ya da kart gösterecek sandım(!)..” Demekki Cüneyt kardeş yalnız kaybedene değil, kazanana da yaranamamış.. Maç hakkında birkaç kelime daha edelim.. Fenerbahçe 26. dakikadan itibaren 10 kişi oynadı.. 75. dakikadan itibaren ise 9 kişi.. Ama 9 kişilik Fener, iki dakika daha dayansa 11 kişilik Galatasaray’ı götürüyordu.. Zaten maç içinde konuştuğum Galatasaraylı ve tarafsız dostlarımın da kanaatleri aynıydı.. Mesela, yanımda Kasımpaşa kulübünün yönetim kurulu üyesi Ramazan öksüz vardı.. Ramazan kardeşim de ayni şeyleri düşünüyordu ve “Sami Bey, eksik Fener sanki tam gibi, tam Galatasaray ise sanki eksik gibi oynuyor” diyordu.. Gökhan Gönül’ün golü “on numara” gollerdendi.. Ancak, Hakan Şükür’ün golü de usta golüydü..
Ama en iyisi elbetteki Galatasaray’a bir üst turu getiren ümit Karan’ın golüydü.. Hülasa; “Fenerbahçeliler hiç üzülmesin!.. 9 kişiyle bu kadar.. Yine de gayet güzel mücadele ettiler..
Galatasaraylılar da fazla sevinmesin!.. 9 kişilik Fenerbahçe’ye ezici bir baskı kuramadıklarından, hatta zaman zaman güç duruma düştüklerinden dolayı da düşünsünler..”
Ama bir de işin gerçeği var.. Herşeye rağmen kazanan haklıdır.. Galatasaray’ı tebrik ediyoruz..