Manzarayı umumiye...

Manzarayı umumiye...

1. Siyaset;
Bugünlerde dalgalı yine deniz gibi!
Özellikle muhalefet kanadı hiç de iyi bir görüntü vermiyor.
Demokratik açılımın önünü tıkamak için güç birliği yapan CHP ve MHP aynı sert tonda ve aynı şeyleri tekrar ediyor. Deniz Baykal, açılımın milleti parçalamak anlamına geldiğini; Devlet Bahçeli de bunun “yıkım projesi” olduğunu söylemeye devam ediyor.
Bu arada CHP’de Öymen’in Dersim gafıyla başlayan tartışmalar biraz alevlenmiş görünüyor. Dünkü yazımızda yaptığımız tahmin, Grup Toplantısında aynen gerçekleşti. Kılıçdaroğlu toplantıya katılmadı. Öymen ise Baykal tarafından yanına oturmak suretiyle alenen ve resmen desteklendi... Fakat toplantı salonunda bir CHP’linin yaptığı protesto dikkate değer. Yani Baykal’ın yapmaya çalıştığı gibi bu olayın üzeri kolayca kapanmayacak...
Bahçeli’nin konuşmaları da âdeta birbirinin kopyası! Kelimeler hemen hemen aynı, yalnızca üslup her gün biraz daha sertleşiyor. Dün Başbakan Erdoğan’a hakaret dolu epeyce hücumda bulundu. Öyle görünüyor ki Erdoğan’ın avukatları yine mahkeme yolunu tutacak!..

2. Yargı;
Yargının bağımsızlığı efsanesi, 28 Şubat döneminde yargıç ve savcıların cemselere doldurulup; askerî karargâhta brifinglenmesiyle en büyük darbeyi yemişti zaten...
Bu arada tarafsızlık ilkesinin dibine dinamit koyan nice bireysel olaylar, buram buram siyaset kokan düzinelerce kararlar vs. işin tuzu biberi olmuştu. Evet, yargı bağımsız ve tarafsız olmalıydı, ama nasıl?!. Kimi yargısal kurumlar yargı görevi ile yetinmeyip siyaset yapmaya, bir nevi ülke yönetimini dizayn etmeye kalkışınca işler sarpa sardı. Hele de kendisini bu havaya kaptıran bazı yargı mensuplarının sınır tanımaz ve yargı ile katiyen bağdaşmaz tavır ve eylemleri de işin tuzu biberi oldu.
Şimdi bazı şüpheli şahısların telefonunun dinlenmesini bahane ederek, ortalık velveleye verilmek isteniyor. Bu o kadar kolay değil. Sular çekilince nelerin ortada kaldığı görülecek. Daha da önemlisi, hukuk dışı bir davranış karşısında, yargı kurumları ve mensupları dokunulmaz değildir. Çünkü hukuk devletinde, kanun önünde herkes eşit olmak durumundadır... Adalet Bakanı’nın dün medya için yaptığı bilgilendirme önemli. Balonların bir kısmı sönecek... Ha bu arada Barolar Birliği’nin ilanlı eylemi hiç de beklenen etkiyi doğurmayacak. Nedenini Birlik, bizzat kendi tutum ve davranışlarında aramalı!

3. Ordu;
Albay Dursun Çiçek olayı, gerçek anlamda hukuki zeminde hal yoluna konulmalı... Yapılan bütün zorlamalar, silahlı kuvvetleri biraz daha yıpratıyor. Şartlar zorlandıkça ortaya daha beter bilgi ve belgeler saçılıyor. Ortaya dökülen her belge kurumun imajını biraz daha örseliyor. Yazık!.. Acaba Genelkurmay Karargâhı bu durumu değerlendiremiyor mu? Hiç kimse şu ya da bu sebepten ordunun yıpranmasına ve yıpratılmasına mahal vermemelidir.
Sözün özü: Devrin artık değiştiğini herkes anlamalı!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi