Açılımın sembolleri ve Ahmet Kaya

Açılımın sembolleri ve Ahmet Kaya

Her şeyde ölçüyü kaçırıyoruz. Açılım tartışmaları etrafında bir sürü isim zikredildi. Sait Nursi’den Ahmet Kaya’ya kadar bir dizi sembol isimden bahsedildi. Fethullah Gülen Hocanın adı niçin zikredilmedi? Ahmet Kaya kadar acaba bu ülkeye hizmet etmediğimi düşünülüyordu? Başbakan’ın konuşmasında geçenlerin çoğu gerçekten sembol denebilecek isimlerdi. Ama bazılarının çok önemli şahsiyetler kategorisine sokulmasını doğrusu anlayamadım.

Mesela Ahmet Kaya da Başbakan’ın konuşmasında ismi geçen kişilerden biriydi.

Ardından Yaşantısına, omurgalı duruşuna, fikirlerine ve zaman zaman statükoya meydan okuyuşuna saygı duyduğum Bülent Arınç’ta konuşmalarının birinde Ahmet Kaya’ya atıfta bulundu. Bir anda Kaya 21. yüzyılın en önemli mazlumlarından biri haline geldi. İfrat da, tefrit de doğru bir tavır değil.Orta yol,itidal yerine ifrat ve tefritin İkisi de içinde abartma ve gerçek dışı öğeler taşır. Ahmet Kaya şarkı söylemekten başka bir meziyeti olduğunu duymadığımız bir insan. Bazı şarkılarını belkide yaşadığım hayattan izler taşıdığı için bende zevkle dinlerdim. Ama işte o kadar.

Kaya’nın yurt dışına kaçışı ardından soruşturma açılması büyük bir zulüm gibi takdim edildi. Neymiş, Kürtçe klip çekeceğim demiş diye ülkesini terk etmek zorunda bırakılmışmış. O gecede Ahmet Kaya’nın söylediklerini dün gibi hatırlıyorum. Terörün en yoğun olduğu, oluk oluk kan akıttığı bir dönemde Kaya o sözleri masum bir düşünce olarak söylemedi.. Öyle bir üslupla söyledi ki var mı lan yan bakan bende Kürtçe klip çekeceğim gibi meydan okuyan adeta orada bulunan insanların hassasiyetleriyle dalga geçen bir eda ile söyledi. Yani başkalarının silahla yaptığını bende klip çekerek yapacağım gibi kışkırtıcı bir edaydı. En haklı talepleri bile küfreder gibi söylerseniz mutlaka karşılığını da görürsünüz. Kaya meydan okudu, mahallenin kabadayısı edası ile herkesin susacağını sandı ama tepkiler beklediği gibi olmayınca salonu arkasına bakmadan kaçarcasına terk etmek zorunda kaldı. Fransa da Paris te yaşadı ve şarkılarına devam etti.

Sonra ortaya çıkan kasetlerde ise, Kaya’nın PKK terör örgütünün yurt dışındaki birçok gecesine katıldığı tescil edildi. Tamam, kimseye zulmetmeyelim, kimseyi etnik kökeni, inancı, düşüncesinden dolayı yargılamayalım. Ama bu herkes karşımıza geçsin bize meydan okusun biz de buna katlanalım sus pus olalım demek değildir. Ahmet Kaya geceye kadar kasetleri çok satan herkes tarafından el üstünde tutulan siyasi muarızlarının bile şarkılarını zevkle dinledikleri bir sanatçıydı. Kaya bununla yetinmedi. İnsanların en hassas oldukları bir dönemde hiç yeri değilken tamamen meydan okumak için bende Kürtçe klip çekeceğim deyince ipler koptu. Yani kimse durduk yere Ahmet Kaya’ya bir şey yapmadı. Kaya sıra dışı yersiz ve zamansız üslubu ile akıbetini kendisi hazırladı. Öyle sembol, membol olacak bir yanı da yoktur.

Açılıma tamam ama böyle olur olmaz adamlar milletin tepesine çıkarılınca insanın canı sıkılıyor. Ahmet Kaya, DTP’lilerden farklı ne düşünüyordu? Bu kadar bükülmeye, solun desteğini alacağız diye layık olmayan kişileri yüceltmeye gerek yok. Ahmet Kaya sadece o gece Kürtçe klip çekeceğim diyen adamdan, ibaret değildir. Ahmet Kaya sahi 12 Eylül de hangi suçtan ve hangi davadan içeri alındı bilen var mı? Ahmet Kaya’nın birde bölücü örgüt bayrağı altında türkü söyleyen, poz veren yanı vardır. Durup dururken açılım yapıyoruz diye Kaya’dan bir mazlum çıkarmaya çalışmayalım. Bu tür beyanlar insanın iştahını kapatıyor, açılımla ilgili kararlılığını da kırıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi