Şeytanın en zelil ve öfkeli olduğu an
Arefe günü 3
Cabir b. Abdullah (R.A.)'den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
"Hacda bir hacı, arefe günü ikindi vakti vakfe yapar, kıbleye yönelir ve yüz kere:
"Lâ ilâhe illALLAHu vahdehu lâ şerîke leh. Lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr." der.
Sonra yüz kere ihlas sûresini okur ve yüz kere de:
"ALLAHümme salli ala Muhammed'in ve alâ âli Muhammed'in kema salleyte ala İbrahim'e ve ala ali İbrahim. İnneke hamidün mecid. Ve aleyna meahüm." Salavât-ı şerifesini okursa, ALLAH Teâlâ şöyle buyurur:
- Ey Meleklerim! Sübhanellah, La ilahe illALLAH, ALLAHü ekber diyen, bana ta'zim eden, beni bilen, bana hamd ü sena eden ve Peygamberime de salat ü selam okuyan bu kulumun mükafatı nedir? Ey Meleklerim, siz şahid olun ki! Ben onu mağfiret eyledim ve onu kendisi hakkında şefaatçi kıldım. Bu kulum benden isterse, onu bütün arafat ehli için şefaatçi kılarım" (Beyhekî, Şuabul-İman, No:4074, 3/463; Firdevs, Deylemi, No:6044, 4/15 )
Talha b. Ubeydullah b. Kerîz (R.A.)'den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Şeytan arefe günü görüldüğünden daha küçük, daha hakir, daha zelil ve daha öfkeli hiç bir zaman görülmedi. Bunun sebebi de rahmetin indirilişini, ALLAH Teâlâ'nın büyük günahları affedişini görmesidir. Bir de arefe gününden de daha küçük, daha zelil, daha öfkeli görüldüğü bir gün vardır ki o da Bedir harbinin olduğu gündür." Bu söz üzerine Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize:
- Bedir'de şeytan ne gördü ya Resûlellah? diye sorulunca şöyle buyurdu:
"Cebrail'in melekleri savaş için sıra sıra yaptığını gördü." (Muvatta, Hac:81, No:982, 1/386)
Yine Talha b. Ubeydillah (R.A.)'den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz:
"Günlerin en faziletlisi Cuma günü olan arefe günüdür. Cuma günü olan arefe, cuma günü dışında yapılan yetmiş haccdan daha faziletlidir. Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz de: "Lailahe illALLAHu vahdehu lâşerikelehu = ALLAH'tan başka ilah yoktur, sadece O vardır. O'nun ortağı da yoktur" sözüdür. (İmam Malik "Duaların en en faziletlisi..." ibaresinden sonraki kısmını Muvatta'da tahric etmiştir. Rezin ise rivayeti baştan sona kadar tam olarak tahric etmiştir. Muvatta, Hacc:246, 1/422)
Hacıların, zayıf düşerek asıl görevlerini aksatmalarına yol açacağı için arefe günü oruç tutmaları mekruh; hacca gitmeyenlerin aynı gün oruç tutması ise müstehaptır. (Alemgir, el-Fetava'l-Hindiyye, 1/229.)
Ebû Katade (R.A.)'den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurduğu:
"Ben ALLAH Teâlâ'dan umuyorum ki Arefe günü tutulan oruç, içinde bulunulan seneden önceki ve sonraki seneye keffaret olur." (Müslim, Sıyam:1162, İbn-i Mace, Sıyam: 40 Darimi, Savm: 54, Ahmed b. Hanbel, 5/296-297.)
Arafat vakfesi, insanın dünyaya ayak basışını ve kıyamette ALLAH Teâlâ'nın huzurunda bekleyişini hatırlatır. Farklı dil, ırk, bölge ve kültürlere, sosyal konum ve ekonomik güce sahip insanların eşit statüde ve aynı renk ve tip elbiseler içinde toplanması, akın akın koşuşturması ve topluca ibadet etmesi, bir bakıma âhirette Yaratıcı'nın huzurunda dirilişi ve toplanışı hatırlatır. Hac, Mü'mini âhiretteki bu diriliş ve toplanmaya hazırlar, bu bilinci kazanmasında ona yardımcı olur.
Arafat gibi mahşerin örneğini oluşturan bir yerde ALLAH Teâlâ'ya el açıp yalvaran ve günahlarından sıyrılan bir Müslüman, bir daha kolay kolay eski işlediği günahlara dönmek istemez. Bu yönüyle hac, günahkar Müslümanlar için bir arındırma ve iyileştirme işlemi görür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.