Türkiye normalleşiyor...
Evet kim ne derse desin, ülkemiz her gün biraz daha normalleşiyor!
Bu ülkede olağanüstü dönemlerde, Cumhurbaşkanı yargılandı. Başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri, generaller yargılandı. Ama o yargılama süreçleri, hukuk devletinin tabii mekanizmaları içinde cereyan etmedi...
İhtilalcilerin kurduğu uyduruk mahkemelerde yargılama yapıldı. Aynı şekilde tek parti döneminde de fevkalade hal mahkemeleri kurularak devlet hizmetinde önemli görevler ifa eden siyasetçiler, kurtuluş savaşında üst düzey komutanlık yapmış askerler yargılandı. Fakat o yargılamalar ve verilen kararlar, aradan geçen üç çeyrek asrı aşkın süreye rağmen tartışılıyor.
Bir başka anormallik, bir yıl öncesine kadar, bu memlekette askeri darbe yapmış veya buna teşebbüs etmiş, yahut muhtıra vermiş olan askerlerin hiçbir şekilde hukuki takibata uğramaması idi... 12 Mart 1971’deki muhtıradan sonra, o dönemde ordu içinde teşekkül etmiş olan bir cunta hakkında, askeri mahkemede kovuşturma başladı ama, işin ucunun Kuvvet Komutanlarına uzandığı anlaşılınca, eldeki bütün delillere rağmen; sanıklar beraat ettirilerek, davanın üstü örtüldü. Sadece beş -altı general ve yedi -sekiz albayın ordu ile ilişiği kesilerek, sembolik bir uygulama yapıldı.
Oysa askeri darbe de, muhtıra da, anayasal düzeni silah zoru ile tebdil ve tağyir etme suçu idi ve o dönemlerde cezası idama kadar gidiyordu!..
Vakti zamanında darbe suçu işleyenlere kanun dairesinde hesap sorulmadığı için, Türkiye’de anormallikler devam etti. Öyle ki, bu anormallikleri normal gören ve destekleyen tuzu kuru bir zümre, aynı düzeni devam ettirmek için sık sık darbecilere davetiye çıkardı... Devletin çeşitli kurumları bunun için provoke edildi. Üniversite rektörleri, “ORDU GÖREVE...” pankartları altında cüppeleriyle yürüyüş yaptı.
Velhasıl demokrasi ve hukuk devleti adına utanç verici pek çok şey, yıllarca hüküm sürdü. Rejimi askeri vesayet altında tutabilmek için, toplum çeşitli psikolojik harekat yöntemleriyle terörize edildi! Bütün bunları yapanlara ne yazık ki kimse dokunamadı...
Ama artık dokunuluyor!.. Daha doğrusu hukuk devletinin gereği yerine getiriliyor. Hukuk devletinde herkes kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye ve zümreye ayrıcalık tanınamaz. Yani suça karıştığı yolunda kuvvetli şüpheler ve deliller bulunan falanca kişi generaldir, kuvvet komutandır, yahut yüksek yargıçtır vs. diye, soruşturma ve kovuşturmadan azade değildir ve olamaz. Dolayısıyla dün üç eski kuvvet komutanının mahkemeye gelerek ifade vermesinden daha tabii bir şey olamaz. Yazıya ‘Türkiye normalleşiyor’ başlığını bunun için koyduk.
“Hükümetin, TSK’ya karşı yürütülen asimetrik savaşın bir parçası olduğundan şüphe yoktur...” diyen Deniz Baykal’ın tiyatral konuşmalarına ve bu mealde ahkam kesen kimi kişilerin karın ağrısı belirten sızlanmalarına rağmen, Ergenekon soruşturması ve geçmişteki birden fazla darbe plan ve teşebbüsü konusunda, asıl şimdi normal süreç işlemeye başladı. Çünkü darbe soruşturmasının özü, dün savcılara ifade veren emekli orgeneraller Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına ve uzun zamandan beri tuttuğu günlüklerle gündemde olan emekli oramiral Özden Örnek isimleri etrafında şekilleniyor. Bu açıdan 5 Aralık tarihi hukuk devleti prensiplerinin işleyişi bakımından bir dönüm noktasıdır.
Tekrar altını çizelim: Kim ne derse desin Türkiye normalleşiyor.