Beşiktaş’a nazar değdi.. Fener malûmun ilâmı..
Diyarbakırspor’un topkekün direnişini açamayan Beşiktaş, uzun süredir aldığı galibiyet zincirine devam edemedi..
Bir başka deyişle, eski bir kartal olan Ziya Doğan, Siyah-Beyazlı ekibin yoluna taş koydu..
Müsabaka doksan dakika Beşiktaş’ın üstünlüğünde geçti.. İkinci devre Diyarbakırspor’un birkaç cılız atağı oldu.. Birinde direkten dönen topları vardı Diyarbakır takımının, diğerinde ise Tazamata’nın ofsayt değerlendirilmesiyle sayılmayan golü!.. 0 pozisyon yoruma açıktı.. Hakem Bülent Yıldırım bana göre reyini Beşiktaş’tan yana kullandı..
Beşiktaş’ın kazandığı maçlar incelendiğinde, çift ön libero olarak oynayan Ernst ve Fink’in iyi oynadığı görülür.. Ziya Doğan bu futbolcuları iyi etüd etmiş ve bu futbolcuların yol haritaların değiştiren önlemler almış.. Alman futbolcuların forvetle irtibatı kesilince Beşiktaş istediği akınları yapamadı.. Kendi sahasına gömülen Diyarbakırspor da kaleci Gökhan’ın dikkatli oyunu neticesinde 1 puanı hakkıyla kazanan taraf oldu..
Halbuki Beşiktaş, 1-0’lı galibiyetlerine bir yenisini daha eklemeyi becerebilseydi şu an liderdi..
¥
Eskişehirspor karşısında izlediğim Fenerbahçe, hızla “acıların takımı” olma sürecine girdi..
3 haftada 3 mağlubiyet..
Takımda bütünlük yok!.. Paldır küldür bir futbol anlayışı hakim..
“Semih varken Güiza’nın bu takımda ne işi var” diyenlere zaman zaman biz de eşlik ediyoruz, ancak maçı takip ettikçe bu iddianın da ne kadar boş olduğunu anladım..
Semih, Güiza’dan beter, Güiza da Semih’ten beter!..
Alex sıfır performansla oynuyor.. Dos Santos’un ismi var, cismi yok!.. Bilica’yla Lugano canını dişine takarak oynayan elemanlar. Ancak onlar da topu sadece kesiyorlar, oyuna katkıları yok.. Cristian Baroni, Maldonado’yu hatırlatır kof bir oyun ortaya koyuyor.. Selçuk ise sadece faul yapıyor.. Mehmet Topuz, Kayseri’de oynadığı yıllara adeta rahmet okutuyor.. Vederson doğru dürüst orta yapacağına topu minare gibi dikiyor.. Gökhan Gönül’de kötü oynayanlara uyuyor.. Ya Kaleci Volkan?.. Komedi goller yemeye devam ediyor..
Uyanık Daum, bakıyor ki işler sarpa sarıyor, ilk golü yedikten sonra oyuna müdahele etmedi demesinler diye aynı anda 3 takviye birden yapıyor ama nafile!.. Eskişehir kalesini savunuyor.. Sarı-Lacivertlilerin en hırslı ve en kalpten oynayan oyuncusu Lugano son dakikalardaki karambolden bir gol atıyor.. Ve Fenerbahçe Eskişehirspor karşısında 2-1 mağlup oluyor..
Hakem için de birkaç kelime söyleyeyim..
Mustafa Kamil Abitoğlu zayıf bir idare gösterdi.. İlk Eskişehirspor golünden önce Bilica’ya yapılan %100 faulü es geçmesi büyük ihmal.. Şayet ihmal yoksa o zaman tek kelimeyle kasıt var.. Önündeki pozisyonu göremeyen, ya da görüp değerlendirmeyen hakeme hakem denir mi?.. Ama bu Abitoğlu’nun ilk yanlışı değil.. Merkez Hakem Komitesi’nin Abitoğlu gibi eyyamcılığa yatkın isimlere dikkat etmesi gerekir..
Tabii, yazımızın bir bölümünde Fener’in olumsuz görüntüsünü ortaya çıkartan ifadeler kullandık.. Ama sanmayın ki, Eskişehirspor’u unuttuk.. Adem Sarı.. Kaleci İveşa.. Sezgin.. Koray, Nadareviç, El Saka, Volkan Yaman, Bülent Ertuğrul ve diğerleri..
On numara top oynadılar.. Yüreklerini ortaya koydular.. Hele de iki golü Fener ağlarına bırakan Adem!.. Ve bu çocukları hem moral, hem de taktik yönünden hazırlayan Rıza Çalımbay!..
Netice-i kelâm; Eskişehirspor’u kutluyorum..
Fenerbahçe’ye ise şimdilik sabırlar diliyorum..