Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Ziyaretin lüzum ve önemi 3

Ziyaretin lüzum ve önemi 3

Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin kabrini ziyaret; vahyin indiği o mübarek yerleri görüş; dünya hayatının, mal ve ziynetlerinin tesirinde kalmaksızın, nefislerini şehvet ve mal tadı istilâ etmeksizin, mallarını, canlarını ve ruhlarını ALLAH Teâlâ yolunda kurban edenlerin, o apaçık din İslâm ile halisane amel edenlerin yerlerini ziyaret, onlara yakınlığın en büyük ifade vesilesidir. Bu esnada ziyaretçilerin kalplerinde bir ürperme doğar; emsalsiz bir ibadet ortaya çıkar.

Müslümanlar; maddî kuvvetleriyle beraber ondan daha ziyade manevî kuvvetleriyle şark ve garbı saran küfrü mahvetmiş olan bu kabir sakinlerinin yollarında aynı ruhla yürürseler, bugün de yine aynı şiddet ve kuvvetle düşmanlarına karşı galip geleceklerdir.

Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin ve O'nun ashabının kabirlerini ziyaret, halisane ibadet edenlerin kalplerine tesir edecek en büyük ve şiddetli öğüttür.

Kabr-i saâdeti ziyaretin faziletiyle ilgili bir çok hadis-i şerif nakledilmiştir. Bunlardan bir kısmı şöyledir: Abdullah b. Ömer (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz şöyle buyurdu:

" Kim kabrimi ziyaret ederse, ona şefaatim vacip, sabit bir hak olur." (Darekutnî, Hac, No:194; 2/278, Beyhekî, es-Sünenül-Kübra, Hac, No:10407, 8/44, A.b.Hanbel, 4/108)

Abdullah b. Abbas (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz şöyle buyurdu:

"Bir kimse hac yapar, sonra beni ziyaret etmeği kasdederek Mescidime gelirse, ona iki makbul hac sevabı yazılır." (Zehebî Mizan; No:6560, 5/374.)

Enes b. Malik (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz şöyle buyurdu:

"Kim sevabını ALLAH Teâlâ'dan bekleyerek beni Medine-i Münevvere'de ziyaret ederse, kıyamet günü ona şahit olur ve şefaat ederim." (Beyhekî, Şüabül-İman, No:4157, 3/490, Kadı İyaz, Şifa, 2/87.)

Hatıb (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz şöyle buyurdu:

"Kim beni vefatımdan sonra ziyaret ederse, hayatımda ziyaret etmiş gibidir. Mekke-i Mükerreme ve Medine'nin harem sınırlarından birinin içinde ölen kişi kıyamet gününde güvenlik içine alınmış kişilerden biri olarak diriltilir." (Beyhaki Şuabü'l-İman; No: 4151; 3/488, Darekutnî, Hac, No:193, 2/278, Taberani, el-Mucemul-Kebir, No:13496, 12/309, Beyhekî, es-Sünenül-Kübra, No:10409, 8/44)

Hz.Ömer (R.A.) nun aşiretinden olan bir adamdan rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz şöyle buyurdu:

"Bir kimse niyet edip, beni ziyaret ederse, kıyamet günü bana yakın mesafede olacaktır. Kim de Medine-i Münevvere'de yerleşir ve oranın darlık ve sıkıntısına sabrederse, kıyamet günü onun şahidi ve şefaatçisi olurum. Kim Haremeynin birinde yani Mekke-i Mükerre-me veya Medine-i Münevvere'de vefat ederse, o kıyamet günü emin insanlar arasında haşrolunur." (Beyhekî, Şuabu'l-İman, 3/488, No:4152)

İşte bunun içindir ki; Beytullâh'ı hac ve ziyaret eden her Müslümanın hacdan veya umreden önce veya sonra Medine-i Münevvere'ye de giderek Resûlullah (S.A.V.) efendimizin kabr-i saâdetini ziyaret etmesi ve Mescid-i Nebî'de namaz kılması, Müslümanlar arasında terkedilmeyen bir sünnet olarak devam edegelmiştir. Özellikle Medine-i Münevvere'ye uzak ülke ve beldelerde oturanlar açısından, hac veya umre yolculuğu, Resûlullah (S.A.V.) efendimizin mescidini ve kabrini ziyaret için iyi bir fırsattır. Bu sebeple Medine-i Münevvere'ye gelip Mescid-i Nebi'yi ziyaret etme imkânı bulanlar, bunu en iyi şekilde değerlendirmelidirler. O'nu ziyaret etmenin şeref ve fazileti çok yüksek, O'nun mescidinde namaz kılmanın sevabı ve manevi kazancı çok büyüktür.

Bu itibarla, hacca veya umreye gelenlerin Medine-i Münevvere'ye giderek Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimizin kabrini ziyaret etmeleri, mescidinde namaz kılmaları, Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimizin sevgisini yenilemenin ve O'nun sünnetine bağlılığı kuvvetlendirmenin önemli bir vasıtasıdır. Bunun içindir ki, Hac veya umre ibadetini yerine getirmek maksadıyla kutsal topraklara gidenlerin ister hac veya umreden önce, ister sonra Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimizin Kabr-i Saadetini ziyaret etmesi ve Mescid-i Nebi'de namaz kılması her Müslümanın en samimi arzusudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi