Allah (c.c.) bize neyi emrediyor veya yasaklıyorsa bunda çok hikmetler vardır. Onun için “Bir anlık tefekkür yetmiş yıllık nafile ibadete bedeldir” buyurulmuş. Çünkü tefekkür ettikçe insan bu hikmetleri kavrayabilir.

Bir misalle nehyedilen hususu biraz açalım: Dinde kin yoktur. Allah (c.c.) kin tutanları sevmiyor. (Nur S. A. 22. Al-i İmran S. A. 134)

Neden böyle? Çünkü kin, ihtiras ve kıskançlık gibi duyguların hormonlarını kısıp hayatı zorlaştırıyor; sevgi, hoşgörü ve özellikle başkalarına yardım duygularının hormonlarını felç ediyor. Artık biyolojik olarak bunlar biliniyor.

Kin:

Beyin kapasitemizi düşürür.

Beyin fonksiyonlarını yavaşlatır.

Zihnimizi neye odaklarsak onu büyütürüz. Bu hal nefret ve hoşgörüsüzlük için de böyledir.

Enerji kapasitemizi negatif içeriği olan bir şeye yöneltirsek asla önemli işler başaramayız. Hedeflerimize ulaşamayız.

Kin, kalbi bir hastalıktır.

Kin, kalbin kin beslenen kimseyi devamlı hatırlayıp, ona buğz etmesi ve ondan tiksinmesidir.

İnsan bir kimseden intikam almaktan aciz kaldığı zaman, yutulan öfke içe döner, orada birikir ve sonunda kine dönüşür. Kin öfkenin zehirli bir meyvesidir.

Mevlana Celaleddin Rumi: İnsana intikam yakışmadığını bir örnekle dile getiriyor. Diyor ki: “Bir köpek bacağımızı asırsa, biz de o köpeğin bacağını ısırır mıyız? Öyle ise, bize yapılan kötülükleri unutmasını ve af etmesini bilelim”

Hz. Aişe (r.anhe)’ye münafıklar iftira etmişlerdi. Bu iftiraya bir köle de katılmıştı. Kölenin efendisi Hz. Ebu Bekir  (r.a.) bu çirkin iftiradan dolayı kölesini beslemeyeceğini ahdetmişti. Allah (c.c.) bir ayetiyle bunun doğru olmadığını:

“İçinizden iyilik ve varlık sahibi olanlar, akrabalarına, yoksullara, muhacirlere bir şey vermemek üzere yemin etmesinler. Af etsinler, bağışlasınlar. Sizler Allah’ın sizi bağışlamasını af etmesini istemez misiniz? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” Nur S. A: 22) diye Peygamberine beyan buyurdu. Aslında içi sızlayan Hz. Ebu Bekir (r.a.) bu ayeti duyunca kölesini af etti.

“Kini olanın dini olmaz” sözü kinin küfür derecesinde günahlığını ifade eder. Öyle ise imanımızı taşıyan bedenimizin sırt denilen kamburuna bir de kini bela etmeyelim. Allah (c.c.)’nün bizden istediği şeylerden biri de budur.