Birçok Müslüman “elimizdeki/evimizdeki parayı muhafaza edemediğimiz için götürüp bankaya yatırıyoruz” diyorlar. Dolayısıyla hayatlarını faize bulaştırıyorlar. Böylelerine bunun neticesini söylüyoruz. Allah’ın hükmünü beyan ediyoruz. Bu defa tekrar soruyorlar: “Paramızı nasıl muhafaza edelim?”

Evet, para nasıl muhafaza edilir?

İslam’da para muhafaza edilmez ki, çalıştırılır. Dinimiz parayı istiflemeyi, yığmayı, depolamayı haram kılmıştır. Altın ve gümüş yığma hususunda Kur’an-ı Kerim’de tehditler vardır. Ahirette o paralar ateşle kızdırılıp kenz yapanların vücutlarına yapıştırılacağı haber verilmektedir.

Para sahibi zekât verir, malî ibadetler yapar.

Para iyi bir hizmetçi, kötü bir efendidir. Efendisi para olanın akıbeti çok kötü olur.

Para, mal ve servet ana gaflet kaynağıdır. Ayak kaymasının baş sebebidir.

Akıllı insanlar parayı cüzdana koyarlar. Parayı cüzdana koymamak manasınadır. Para sizin âmiriniz olmasın, siz paranın âmiri olun. İnsanların yaptığı sahte paralar kadar, paraların yaptığı sahte insanlar da vardır. Onun için çok dikkatli olmak lâzım. Ayak kayarsa Allah korusun insan gümbürtüye gider.

“Kirli ellerde görünce paradan iğrendim” diyor Neyzen Tevfik. Allah yolunda harcanmayan para kimin elinde olursa olsun o el “kirli el”dir.

Para, iki tarafı keskin olan bir bıçak gibidir. Bir yüzü ile hizmet edilir. Öbür yüzü ise hezimete sebep olabilir. Paranın etrafına ins ve cinnişeyatin üşüşür. İhlâsları bozmaya çalışır. Samimi hizmetkârlar arasına din bezirgânları da karışabilir.

25–30 yıl önce paradan, maaştan söz etmek, sohbet konusu yapmak kötü ahlâk ürünü kabul edilirdi. Şimdi maalesef hemen hemen her sohbetin konusu para. Bu da tahribatın boyutunu ifade ediyor.

Bütün bunlar para kazanmayalım demek değil. Para kazanalım ama onun esiri/uşağı olmayalım. Onun efendisi olalım, asla onu efendimiz yapmayalım.