Feraset, yemi değil tuzağı görmektir!..

Feraset, yemi değil tuzağı görmektir!..

Değerli okuyucularım; hayatımıza doğru istikamet verecek olan nasihatlere bugün de devam ediyoruz..
Ey iki gözüm kardeşim;
Güç, organize olmaktadır, yani; topluluktadır.. Ama sürü ile cemaati, malzeme ile yapıyı karıştırmamak gerekir.. Cemaat olmak, iman birliğine bağlıdır..
Borular birbirine bağlanmadan suyu iletmezler.. Bir zincir, en zayıf halkası kadar güçlüdür.. Yamuk yumuk, şuurlu şuursuz taşlar bile omuz omuza vererek kemerler, kubbeler ve sağlam binalar oluşturmamış mı?.. İnsanların bundan ders almaları gerekmez mi?..
Keyfiyet, kemiyete müreccahtır.. Kemiyette başak çok, tane yoktur.. Keyfiyette ise başaklar azdır ama, hepsi doludur.. Allah(cc), yeryüzünü salih kullarına mirâs bırakmak istiyor.. Kâfirlerin mü’minler üzerine velâyet hakkı yoktur.. İslâm’ın bugünlere kadar gelmesinde Ensar-Muhacir kardeşliğinin büyük rolü vardır.. Psiko-sosyal açıdan bakıldığında da İslâm’da en büyük olay, Ensar-Muhacir kardeşliğidir..
Ey sevgili arkadaşım;
“Geçme namerdin köprüsünden, bırak sel alsın seni,
Sinme tilkinin gölgesine, bırak aslan yesin seni..”
Aslan aç kalsa da çakalın artığını yemez.. İhtiyaç öyle bir alçak kapıdır ki, boyun ne kadar yüksekse seni o kadar eğilmek zorunda bırakır.. Senin ıstırapların başkalarına ninni gelebilir.. O yüzden acılarınla savaşmayı öğren..
Sıradan bir insan ol, ama asla sürüden olma!.. Orijinal ol.. İnsanların hepsi orijinal olarak doğar, fakat çok azı müstesna, hepsi kopya olarak ölürler.. Orijinal ol, ama farklı olacağım diye bin bir surat olma!.. Unutma; her sahnede kılık değiştirenler, palyaçolardır.. Sürekli yanlış yapıyorsan, yanlışta ısrar ediyorsundur.. Her acı, kendi içinde bir mesaj taşır.. Her insan hata yapar, ama hatalarında ısrar edenler ahmaklardır.. Yanlışlarımız mirâs değildir, yanlışlarımızı daima savunmak zorunda değiliz.. Kanaatlerimiz, namusumuz değildir, yanlış olduğunu anladığımızda değiştirmeliyiz.. Hiçbir insan, görmek istemeyen kadar kör, duymak istemeyen kadar sağır olamaz.. Elindeki paslanmış bakırı, kendine uzatılan altına rağmen bırakmak istemeyen, ahmak değil midir?.. İyi bir neticenin bedeli vardır.. Emeksiz ekmek olmaz!.. Hedefin cennetse, oraya giden meşakkatli yolları birer birer aşmalısın.. Unutma, cennete giden yol asfaltla döşenmemiştir..
Ey Allah’ın güzel kulu;
Akılla zekâ arasındaki farkı anlamak gerekir. Zekâ, merdiveni hızlı tırmanmak, akıl ise doğru yere koyup koymadığını bilmektir..
Mutlu bir hayat, plânlı bir hayattır.. Zamanını dakika dakika, mekânını karış karış, servetini kuruş kuruş plânla ki, hayatın kırış kırış olmaktan kurtulsun..
Soruyorum; şu anda gittiğin yolda senden öncekiler nereye vardılar ve sen nereye varmak istiyorsun?.. Bazı yollar çok uzundur, geri dönüşü de vardır, ama geri dönüşünün uzunluğu nispetinde ağır bedeli de vardır. Bazı yolların ise geri dönüşü yoktur, çıkmaz sokaktır.. Bin hükema gelse, seni oradan kurtaramayabilir.. Ayrıca yanlış yol, kurtulsan bile kurtulana kadar seni kurutmuş olabilir.. Kurtulduğunda, kurutulmuşsundur zaten!.. Kurutulmuşsan, kurtulmuş sayılmazsın!.. Büyük şehirlerde arabanla seyahat ederken, yanlış bir yola girdiğinde, bir “U” dönüşü bulabilmek için, dakikalarca gitmen gerekir.. Hayatın “U” dönüşleri bu kadar kısa olmayabilir ve mâliyeti de çok yüksek olabilir.. Elindeki biletin, son trenin bileti olduğunu, tren gittikten bir saat sonra anlamak neyi değiştirir?.. Hayatı yaşlanmadan öğrenmek gerekir.. Yaşlandıktan sonra hayatı öğrenmek, acılarını artırır.. Çünkü, öğrendiğin hayatı yaşayacak ömrün kalmamıştır.. Ölümcül bir hastalığa yakalanan insan, kendisine mirâs kalan büyük bir servetten zevk alabilir mi?.. Ancak ahmak insanlar, hayatın doğrularını tekrar tekrar deneyerek kendileri bulmak isterler..
Ey dostum;
Nankör insanlar için boşuna uğraşma!.. “Yağmur taşlara da yağar, ama bin bahar görse de taşlar yeşermez”.. Sonradan görmelere dikkat et.. Bir tas su, bir sineğe denizdir..
Dindar geçinen dini-darlara da dikkat et!.. En tehlikelileri de dini ticaretle takas eden, maneviyat haramîleri ve din bezirgânlarıdır.. Tevazu, iki sınıf insana yakıştığı kadar hiçbir kimseye yakışmamıştır, Bunlar, başarılı erkekler ve güzel kadınlardır.. Çünkü, bunlarda tevazu az bulunur.. Feraset, yemi değil, tuzağı görmektir.. Kalbi seninle görünen ama gücü sana karşı olan insanlara dikkat et.. Şairin; “lafımın dostu, çilemin yabancısı” dediği kaypak, dönek insanlara da dikkat et..
Ey kıymetli kardeş;
Hayatta lüzumsuz tekrarlardan kurtulmak istiyorsan, hayatı bir kitap gibi iyi okumalı, iyi anlamalı ve anladıklarını hayata geçirmelisin.. Hayatın üçte ikisini rahat yaşamak istiyorsan, hayatın üçte birini meşakkatle yaşamalısın.. Yani; temel sağlam atılmalı.. Yaşlılığında hayatı yeniden inşa etmeye çalışmak, kubbede ceviz durdurmaya çalışmak gibidir.. Gençlik, yaşama uyum, ihtiyarlık ise yaşamdan doyum elde etme yıllarıdır.. Sevdiklerimize ulaşmak için, sevmediklerimize katlanmak zorundayız.. Hayatımızı bir prens gibi mutlu yaşamak istiyorsak, prensiplerimizi prenses yapmalıyız.
Rahata ermek için, onun bedeli kadar rahatsız olmak gerekir..
Gelecek, rahatına kıyabilen insanlarındır..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi