Açık konuşma vakti
Güneydoğuda vardığın noktada yabancılaşmışsın. Geçen dönemler silaha dayalıydı. Her şeyin askerî tedbirlerle halledileceği kanaati neredeyse herkeste vardı. Başlangıçta hadise 3-5 çapulcunun işi olarak görüldü... Hamaset hakikate baskın geldi. Halbuki meselenin tarihî, sosyolojik, dinî, ideolojik ve düveli muazzama gibi birçok boyutu vardı.
Bunlar ne görülmedi. Sürekli dağ-taş bombalandı. Nesiller, top-tüfek sesleri arasında büyüdü. Kitle birimleri arasında müşterek taraflar azalırsa ihtilaflar başlar, biterse düşmanlıklar doğar. Kaç ortak nokta kaldı söyler misiniz?
Vatanın bir bölümünde manzara nâhoş. Askerin, memurun kim vazife yapıyorsa onlar işgalci gibi görülmekte. Çekişme stadlara bile sıçrayabiliyor. Buna rağmen bazıları hâlâ Baascı kafayla hareket etmekte. Neredeyse Halepçe’yi örnek gösterecekler.
Açılım fırsattı. Bugün de fırsat. Belki de son fırsat. İktidar başlatsa bile bu bir devlet projesi olmalı.
Kürtler onu diyorlardı. Biz ayrılık istemiyoruz. Biz kültürel kimliğimiz tanınsın istiyoruz. O kültürel kimlikler haylice tanındı. O kadar tanındı ki Kürtçü şahinler endişeye kapıldılar. Ellerinde koz kalmayacaktı. Bu noktada Ergenekon, hem DTP’yi hem AK Parti’yi vurmak için bir seri uygulamayı tezgâhlamış görülüyor.
Son olaylarda asıl hedef DTP değil AK Parti’dir. Şimdi ne olacak? TBMM’de DTP’lilerin istifaları kabul edilecek mi? Kabul edilirse güneydoğuda kahraman olacaklar. Kabul edilmezse yine kahraman olacaklar.
Devlet, devleti yönetenler bazı şeyleri bile bile sineye çekecektir. En iyi ilaç zaman. Bazı nesiller kaybedilmiş olacak. Her şeyin bir bedeli var. Mazideki ağır vebalin bugün ağır faturasını ödeyeceksin çare yok. Hasta kanserse ona grip muamelesi yapamazsın.
Gerçeği olanca çıplaklığıyla görmelisin.
Yoksa...
Yoksa köprüler kalmıyor.
Yarın atılacak köprü de bulamazsınız.
Oysa bütün güneydoğu, Diyarbakır da diğerleri de bu vatanın aziz parçalarıdır. İnsanları da bu milletin hasletlerine sahip güzel insanlar. Sen o insanlarla gönül köprüleri kurmadın ki, bir gün kapılarını açmadın ki, dertlerini dinlemedin ki. Günahların terörü besledi. O insanlar iki arada kaldılar. Sonunda bugün toplum -işte bu çok kötü- biz ve onlar diye öteleme eşiğine geldi. Ya açılımla akıllı politikalarla toprağın muhkemliği temin edilecek.Veya o toprağa veda. Bosna gibi, Bağdat gibi...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.