Mini etek neyi açıyor?
Din düşmanları, 28 Şubat 97'den beri birbirlerine şöyle soruyorlar:
- "Türban neyi örtüyor?"
Alt alta sıralıyorlar:
- "Yolsuzlukları..."
- "Hukuksuzlukları..."
- "Yankesicilikleri..."
- "Kurban kanını sokağa akıtıcılıkları..."
Bu cevaplar onları şöyle sarhoş ediyor ki, bir süre sonra, sordukları soruyu da unutup, isim-şehir oynar gibi, cevap bulma yarışında kaybolup gidiyorar.
Halbuki, din düşmanlarının bu gayretkeşliği ortaya çıkmadan önce, türbanın neyi örttüğü, herkesin malumuydu. Ama onlar böyle hakikatı tersinden aramaya kalkınca, insanların da kafası karıştı. Bu sefer "sokaktaki adam" düşünmeye başladı:
- "Mini etek neyi açıyor?"
28 Şubat sürecinden önce bu sualin cevabını da herkes biliyordu. Günümüzde kimse bilmiyor. Herkes alt alta sıralama yarışında. Kimi şunu diyor, kimi bunu. Kimin ne dediği belli olmuyor.
Bugünkü araştırmamızı işte bu mevzuya ayırıyoruz.
TüRK KIZI İLE GâVUR OĞLU
Son zamanlarda yapılan iki yerli diziden birinde, Türk kızlarını yabancı erkeklere peşkeş çekebilmenin savaşı veriliyor. Bir gâvur oğlan yanıyor yakılıyor Türk kızına; Türk kızı da ona öyle. Ama arada bu "pek insanca" kavuşmayı engelleyen "pek korkunç" bir din duvarı var. İki diziden birinde, aynı mevzu işleniyor.
Eskiden bu malûm bir şeydi. Bir yabancı, bir Türk kızına tutulursa, ona bir tek şey söylenirdi:
- Müslüman ol, kızı al!..
Adamın gerçekten sevdâlı olup olmadığı böylece ortaya çıkardı. Kimse durduk yerde yanıp kavrulmazdı. Türk'ten kız almak bu kadar kolaydı. Ama o adam kendi pederini istediği kızdan daha çok seviyor ve pederinin yoluna uymakta ısrar ediyorsa, o zaman çaresiz yüzgeri edilirdi.
Bu basit mesele, bugün bir hayli karmaşık hale getirildi. Bir yabancı oğlanla bir Türk kızı, iki tarafta yanıp yakılıyor, bir türlü kavuşmalarının çaresi bulunamıyor... Aslında çaresi bulunamıyor değil de, maksad başka: Türk kızlarıyla beraber, Türk'ün dinini ve maneviyatını da gâvurlara peşkeş çekip, bir taşla iki kuş vurmak...
Şimdi anladınız mı: Mini etek neyi açıyor?..
TüRK HALKI VE TüRK ASKERİ
Mesele, aslında göründüğünden biraz daha derin. Söz konusu dizilerimizde sadece Türk kızları ve inanç değerleri gâvurlara peşkeş çekilmekle kalmıyor. Tarihimizin gerçek kahramanları da ayaklar altına alınıyor ve sistemli bir şekilde karalanıyor.
Birinde görüyorsunuz ki, Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han'ın askerleri, Bulgar ve Makedon ayrılıkçılarıyla işbirliği içinde vatanı satıyor.. Diğerinde görüyorsunuz ki, 1970'lerde Sovyetler ve ordudaki Sovyet yanlısı subaylar eliyle azdırılan Türkiye'deki komünist hareket, Türk tarihinin en masum, en cici, en kahraman hareketi ve ona karşı gelenler tarihin en kötüleri...
Halbuki Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han'a karşı girişilen suikast ve ihtilâl hareketlerinde, Yahudisi, Rumu, Dönmesi, Masonu, Ermenisi, Bulgarı, Sırbı, Makedon'u kolkolaydı. 1902'de Paris'te tertiplenen İttihad ve Terakki Kongresi'nde, bütün bu unsurları "Osmanlı esaretinden kurtarmak" ve Batılı devletlerin desteğiyle yeni bir "konfederasyon devleti" kurmak kararlaştırılmıştı. Selanik'ten İstanbul'a Ulu Hakan'ı devirmek üzere yürüyen Hareket Ordusu'nda da, bütün bu unsurların herbiri yerini almışlardı.
Türkiye'de 1970'lerin başındaki komünist kalkışmada da, işin içine itilmiş gençler bakımından olmasa bile güdücü kadrosu bakımından, Hareket Ordusu'nu sevkedenlerin torunları yer alıyordu. Bunlar, silahlı çete faaliyeti yapacak gençlerden çok, ordu içinde gizli bir darbe ile, Türkiye'yi Sovyetler Birliği'nin uydusu haline getirmek istiyorlardı. Tabiî, ABD buna razı değildi ve Türkiye'de ABD ve SSCB arasında müthiş bir boğazlaşma yaşandı.
Ama meseleleri böyle objektif ve hakikate uygun şekilde ortaya koymuyorlar. Maksatları daima Türk halkı ve askerini karşı karşıya getirmek, karşı karşıya göstermek ve halkın kafasına daima askerin balyozunu indirmek. Müslümanı "Müslüman" diye, Kürd'ü "Kürt" diye, Alevi'yi "Alevi" diye sindirmek ve yok etmek. Maksatları daima dümdüz, kafasız ve ruhsuz, haysiyetsiz ve şuursuz bir Türkiye meydana getirmek...
"Mini etek" işte bu maksadın en önemli silahı, bize sorarsanız, işte bu maksada "yol açıyor"!..