Hükümet demokrasi balyozunu darbecilerin tepesine indirmelidir

Hükümet demokrasi balyozunu darbecilerin tepesine indirmelidir

Balyoz darbe planı tüm Türkiye’de şok etkisi yaptı. Bu iddiaları soruşturup, gereğini yapmak Yargı’ya düşüyor.

Ama iş sadece Yargı ile bitmiyor. Hükümet uzun zamandır gelişmeleri seyretmekle yetiniyor. Bir daha tank sesiyle uyanmamak için gerekli tedbirleri almakta yavaş davranıyor.

Askerin sivil Yargıda yargılanmasında tereddütlere sebep olan 250. madde de yapılan değişiklik Anayasa mahkemesi tarafından iptal edildi. Yargı, Asker ve bir kısım Medyadan oluşan koalisyon hükümeti düşman gibi görüyor. AKP iktidara geldiği günden beri darbe söylentilerinin, provokasyonların ardı arkası kesilmiyor.

Muhalefet görevini üstlenerek siyasallaşan Yargıyı da, darbecilik yaban kimi askerleri de hizaya çekmek hükümetin işi. Kaç zamandır bir Yargı reformu ihtiyacının varlığını herkes dillendiriyor. Hükümet birkaç defa Yargıda reform yapacağını açıklamasına rağmen bir türlü bunu gerçekleştiremedi. Yargı reformunun gecikmesi hükümetin öteki hizmetlerini de engelledi.

Danıştay özelleştirmelerden, ihalelere, atamalardan yapılan zamlara kadar her konuda akla ziyan taraflı kararlar veriyor. Yargı kendini hükümetin üstünde ikinci bir hükümet gibi konumlandırmakta sakınca görmüyor. Asker darbe korkusu yayarak hükümetin hareket sahasını daraltmak da beis görmüyor. Darbeler darbeciler hala cezasız kalıyor.

Her darbe iddiası patladığında hükümet de herkes gibi şikâyet etmekle iktifa ediyor. Darbe korkusu ile hükümetin etrafında saflaşanlar atılması gereken adımları boşu boşuna bekleyip duruyorlar. Bazen insanın aklına acaba bütün bu savsaklamalar bilinçli mi yapılıyor düşüncesi geliyor.8 yıllık bir iktidarın önce muktedir olmasına, sivil iradenin tüm iradelerin üstünde olduğuna mani olan engelleri ortadan kaldırması gerekir. Hizmet etmesine, programını uygulamasına mani olan ayak bağlarından kurtulmayı düşünmesi gerekir. Yıllardır bu engeller bu takozlar bilinmesine rağmen daha hala esaslı bir adım atılamadı. Görevinin dışına çıkıp sistemi çalışamaz hale getirenleri konuşup duruyoruz.

Balyoz darbe planı tam bir ihanettir. Bunu ülkesini seven hiçbir asker, bırakınız yapmayı aklından bile geçirmez. İstanbul işgal edildiğinde bile balyoz darbe planında yapılması düşünülenlerin hiç biri yapılmadı. İngiliz askeri camileri bombalamayı, çocukları katletmeyi düşünmedi. Bu alçakça iddiaların üstü örtülemez. Düşman bir ülkenin subayına Türkiye’yi parçalamak, kaosa sürüklemek için bir plan yapın deseniz böyle bir plan yapamaz. Bu planı yapanların bu ülkeyi sevdiklerine, bu ülkeye hizmet etmek istediklerine inanmıyorum. Bu ülkede doğan, büyüyen yaşayan hiçbir insan böylesine bir cinayeti düşünemez, hayal edemez. Bunu düşünenlerin sadece Türklüklerinden, Müslümanlıklarından değil, insanlıklarından bile şüphe ederim.

Evet, hükümet bütün bu olanlar karşısında seyirci gibi duramaz.

Yargı reformunu geciktirmek darbelere davetiye çıkarmaktır.

Sivil bir Anayasa yapmamak darbecilerin ekmeğine yağ sürmektir. CHP- MHP ayak diriyorsa diresin. Türk insanı bu efendiler köleler nizamından bıkmıştır. Batı standartlarında bir demokrasi Türk insanının da hakkıdır. Sandık milletin önüne konduğunda darbecilerin postalını yalayanlara millet gereken dersi verecektir. AKP artık ihtiyacın da ötesinde bir zorunluluk halini alan reformları yapmakta gecikirse bugün arkasında duranların desteğini de kaybedecektir. Kimsenin bir 8 yıl daha beklemeye tahammülü yoktur. Millet demokrasi için AK partiyi iktidar etti, o hedefi gerçekleştiremeyeceğine inanırsa alaşağı da eder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi