Keşke yaşanmasaydı...
Doğru, keşke yaşanmasaydı..
Ama yaşandı...
Başka birçok trajik, saçma, baskıcı hadise gibi...
Bugün keşke yaşanmasaydı diyenlerin, samimi olduklarına inanmak istiyorum.
Fikirlerini değiştirdiklerine, saplantılarından kurtulduklarına, yaşadıkları toplumla barıştıklarına inanmak istiyorum.
Zira, bugün keşke yaşanmasaydı diyenler, yaşanmasaydı denilen hadiselerin yaşanmasında dahli olan erkin içinde veya başındaydılar.
“Gördün mü, adam keşke olmasaydı” dedi diye sevinçlere garkolanlar var...
Tamam, normalleşme, sivilleşme, özgürleşme adına bunların söylenmesi sevindirici...
Lakin, kurtulmaya çalıştığımız askerî vesayetin zihinlerimizde kurduğu egemenliğin o kadar tesirindeyiz ki hâlâ, o vesayetin sahiplerinin söylediği ve beğendiğimiz bir söze haddinden fazla seviniyoruz.
***
Pardon diye bir film seyretmiştim; yok yere cezaevinde 15 yıl yatan bir adam daha sonra yanlışlık olmuş diye salıveriliyordu.
Pardon denilince o adamın hayatından yok olan 15 yıl geri geliyor mu?
Veya PKK ile silahlı mücadele stratejimiz hatalıydı denildiğinde, kaybolan yılların, binlerle canın ve milyarlarla paranın mesuliyetinden azade olunuveriyor mu?
***
Öz eleştiri çok önemli ve değerli, tamam...
Ama faillerini, yöntemlerini, baskıcı arka planını konuşmadan, o berbat, kötü, akıl dışı uygulamaların meydana getirdiği toplumsal ve bireysel travmaları nasıl gidereceğiz?
Bunları konuşmalıyız dediğimizde karşımıza politik doğrucu bir tavırla çıkıp, “yahu adam keşke yaşanmasaydı demiş, üzerine gitmemek lazım” dediğinizde...
Kurtulmak istediğiniz vesayet zihninizde tüm haşmetiyle duruyor demektir.
Ekonomi vaazı!
Camilerde ekonomi hakkında hutbe ve vaaz verilecekmiş. Ne yani, cuma namazı için camiye gittiğimizde, biraz olsun maneviyatla ruhlarımız dinlensin derken, sürdürülebilir büyümenin ve yatırımın faziletini mi dinleyeceğiz yani? Sabır senden Allahım!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.